Taksim Gezi Parkı
Birkaç gündür Türkiye çalkalanıyor.
Bırakın Türkiye’yi bir çok ülkde de bu çalkantıya destek çıkıyor.
Ulusal basından takip ediyoruz.
Ama dikkatimi çeken dış basında nasıl yankılandığı.
Dış basında yer alan bazı yazıları,yorumları paylaşmak istiyorum.
İngiliz Guardian :” İstanbul’daki protestolar Türk baharının tohumlarını ekiyor.”
El cezire: “Türk baharı.”
CNN İnternational: “100 yıldan beri Türkiye’de ilk kez böyle bir başkaldırı görüyoruz.”
Fransız Le Monde: “Türkiye:Bay Erdoğan veya iktidar sarhoşluğu.”
Alman ZDF Kanalı:”Barbar dediğimiz 10 binlerce Türk doğa için savaşıyor.”
Fransa Türk hükümetinin” ağır başlı” olmasını istedi.
New York'ta yaşayan bir grup, Amerikan vatandaşlarına Türkçe kelimelerle hitap eden bir video yayınladı
Avrupa İnsan hakları komiseri Muiznieks ve A Parlamentosu Türkiye raportörü Ruijten Türk polisinin aşırı güç kullanmasını protesto etti.
Bir de yorum: “Türkiye'de olup bitenler halkın hükümetin baskı ve yanlış iç ve dış siyasetlerine ve mezhepsel yönelimlerine olan tepkisinin patlamasıdır.”
**
Benim bildiğim,Taksimde yeni yapılanma sırasında kesilen ağaçlara,
Olası bir alışveriş merkezi yapımına itiraz,
Yeşili korumak,büyük bir kentte nefes alacak bir yerin ortadan kaldırılmak istenmesine tepki.
Ama dışarıdaki yansımalar çok farklı.
**
İnsanların protestolarını sanki Mısır Tahrir meydanında gösteriyorlar.
Fransız çıkıp benim devletime “akıllı ol” diyebiliyor.
Bir başkası iç ve dış siyasette yanlış var,mezhepsel yönelime tepki patlaması diyor.
Yani dışarıdan epeyce gaz var.
Türk baharına uyandığı gazını alan protestocular bir de polisten gaz yiyince,
Üstelik orantısız güçle karşı karşıya gelince ortalık karıştı.
**
Demokratik bir ülkede vatandaş “kendi adına” verilen kararlara itiraz edebilmeli.
Bunu protesto da etmeli.(etrafa milyonlarca liralık zarar vermeden)
İşçi örgütlü olmalı,
Meslek grupları,sivil toplum örgütlü olmalı.
Ama,
Başkalarının baharına özenmemeli.
Gaza gelmemeli.
Öte yandan polis de eskilerin tabiriyle “vur deyince öldürmemeli”
İnsanların gözüne gaz sıkıp,kolunu bacağını kırarak, Aşırı ,orantısız güç kullanmamalı.
Resmi makamlar da kesinlikle haddi aşanları cezalandırmalı.
Kendilerine bu şekilde davranmaları emri verildiyse tesbit edilmeli.
**
İzmir'de hayvanat bahçesinde yeni doğan bir aslan yavrusunun adının konması için,
Günlerce neredeyse referandum gibi vatandaşa danışılırken,
İstanbul belediye başkanı ,yapılacakların vatandaşa iyi anlatılamadığını söyledi.
Buradan da şu yorumu yapabiliriz:
İyi şeyler de yapabilirsin,niyetin de asla kötü olmayabilir.
Ama halk adına karar verirken,bu teknoloji çağında vatandaşı bilgilendirmek gerekiyor.
Hükümetin demokratikleşme hareketinde de bu eksikliği görüyor ve endişeleniyoruz.
İtirazların da kaynak noktası bence bu:
Yapılanlardan,yapılacaklardan bilgi edinememek.
Sanki gizli hesaplar var endişesi taşımak.