Hedefe Ulaşmanın Yolları
Hak davası önce zayıf ve kovuşturulmuş olarak başlar. Sonra gelişim gösterip çevresindekilerle diyaloga girer. En nihayetinde de egemen bir güç haline gelir. İşte Kur’an, söz konusu süreçlere işaret edip bunlardan her birinde izlenmesi gereken yöntemleri gösterir. Kur’an’ın Kehf sûresi de buna örnek olarak gösterilebilir.
Zalim çoğunluğun, mümin azınlığın varlığını tehdit ettiğinde başvurulacak yöntemlerden biri de “gizlenme/uzlet” dir. Çünkü böyle bir durumda ve konumda “uzlet ve dua” meşru bir yöntem olarak görülüp uygulanabilir. Zira zulüm ve zorbalık karşısında güçsüz oldukları için aciz kalanların gizlenmeleri “korkaklık” değildir. Tam tersine anılan olumsuz şartların bulunduğu her yerde ve dönemde başvurulması gereken meşru bir yöntemdir.
Demek ki Müslümanların hedefe ulaşmasını sağlayan birçok yol varken sadece tek bir yolda ısrar etmek hem uygun hem de doğru değildir. Doğru olan farklı şartlar karşısında en uygun yol ve yöntemin izlenmesidir. Çünkü yerine göre kötülükle mücadelede uzlet de hicret de cihat da bir yol ve yöntem olarak seçilebilir. Ancak uzlete kıyasla hicret, hicrete kıyasla da cihadın daha efdal olduğu söylenebilir. Bu da olanla yetinmeyip daha iyi olana yönelmek ve bu yönelişlerde ölçülü bir tedricilik yolunu takip etmek anlamına gelir.
Hedefe ulaşmak için hangi yöntem izlenirse izlensin iman ehlinin tevhit mücadelesinde ve hareket seyrinde ihtiyaç duyduğu en önemli şeylerden bazıları şunlardır:
- Doğru ve diri bir iman,
- Kuvvetli irade
- Acıları umuda dönüştürecek bir sabır ve kararlılık,
- Genç ve dinç bir girişim,
- Âdil, aktif ve güçlü bir yönetim,
- Tüm olumsuzluklara karşı doğru ve yapıcı bir işbirliği…
Sonuçta Kur’an, insan gerçeğini ve onun sahip olduğu her türlü potansiyeli dikkate alır. Bu yüzden de emir, yasak ve tavsiyelerine uyulmasını, ayet ve kıssalarından da ders ve ibret alınmasını ister. Öyleyse Kur’an, hayata yönelik uygulamalı bir ders kitabı olarak okunmalıdır. Şayet bu yapılırsa ilahi rahmetin bizi kuşattığına ve Rabbâni inayetin bize de geldiğine şahit olunacaktır. Bir de amelden önce, amel esnasında ve amelden sonra şeytanın insana yönelik fesat ve şaşırtmalarına karşı uyanık olunmalıdır. Çünkü biz iyi niyetle gayretimizi ortaya koyarsak Allah bizi inayetiyle başarıya erdirecek, rahmetiyle ve cennetiyle de ödüllendirecektir.