Gönlünün Olmadığı Yerde Olmak
Vicdanının sesini her gün hissederek, olumsuzluklara ses çıkaramadan bir yerde bulunmak, onurlu insanlar için en zor şey olsa gerek. İnsanı içten içe bitiren, içten içe eriten "Haksızlıklar karşısında susan dilsiz şeytandır."Hadis-i şerifini hatırlayan bir kişi yaşantısını kendisine zehir eder. Terk etse nefis ön plana geçer. Rahatın mı battı? Sorar sana. Evet, rahatı battı ! Rahatı yok ki batsın. Çünkü gönlünün olmadığı yerde rahat yoktur aslında. Menfaat vardır. Çıkar vardır. Gurur vardır. Kibir vardır. Bunların hepsini bir arada tutmak kolay mı sizce? Hele vicdanının sesi sessiz sessiz derinden dinlerken nasıl rahat etsin. Haydi, duymada göreyim. Evet değerli dostlarım vicdanınızın sesini duyarak yaşam tarzınızı düzenlerseniz inancınıza en yakın hayatı yaşarsınız. Geceleri uykunuz kaçmaz. İki de bir kendi kendinizle konuşmazsınız. Keşkeler azalır kelimelerinizde.
Evet değerli dostlarım,
İnsan kusurlu olabilir ancak kasıtlı olamaz. Hele Müslüman’a kasıt hiç mi hiç yakışmaz. Müslüman ahlaken taraf olur. Ama hukuken taraf olamaz. Müslüman yanlışlar karşısında susamaz. Müslüman yanlış yapanlarla bir arada bir mecliste bulunamaz. Bulunursa eğer hakkı hakikati söylemek için bulunur. Ve insani görevini de yapmış olur. Gerisi dalkavukluktur. Dışı ile içi barışık olmayanlar için en uygun yerlerdir oralar. Çünkü içi başka dışı başka olanlar kendilerinde münafıklık alametinin göstergesi olduğunun kendinde olup olmadığının muhasebesini yapmalıdırlar.
Sonuç; vicdanlı insanlar gönlünün olmadığı yerde bulunamazlar, kendini zorlayarak orada bulunanlar ise kendilerini horlayarak yaşam sürerler. İşte onlar saraylarda da olsa huzur bulamazlar, bedbahttırlar.
Ne mutlu ki, gönlüyle beraber vicdanının sesini dinleyerek kendilerine yön verenlere…