Misafir Kalem...Yusuf ÇINAL (Yeni Sakarya Gazetesi)
Sevgili okurlar,
Brüksel’de Sakarya’dan iki konuğumu ağırladım. Gerçekten tesadüfen gelişen bir ağırlama bu! Aklımın uçundan bile geçmezdi..Ama bir ileti ile durumdan haberdar edildim..Sevgili meslektaşım Müjgan Zaman bir ileti attı..Taraklı Belediye Başkanı Tacettin Özkaraman’ın Brüksel’e geleceğini duyurdu.. Bir kere sevgili Müjgan Zaman’ın gülen yüzü aklıma düştü..Birlikte Sakarya’da çalıştığımız günler unutulur muydu? Elbette hatırlaması, hatırlatması mutluluğumu katladı.
Ardından Başkan Tacettin Özkaraman ile sanal alemde (facebook) arkadaş olduk. Adını duyardım ama kendisi ile hiç tanışıklığım olmadı..Taraklı’dan aklımda kalan sadece ve sadece İzzettin Kömürcü adı vardı..Rahmetli Semih Köprülü ile birlikte Taraklı’ya gitmiştik.. ‘İlla da Kurşunlu cami’ dedi ve gittik..Camiyi gezdik. Dualarımız yaptık ve Taraklı’da turladık..Gerçekten o yıllar çok sakin idi Taraklı..Şimdi de öyle ama bir değişiklikle?
O yıllar Taraklı’ya Adapazarı’ndan, bir otobüs kalkar idi..Sabah gelir, akşama doğru dönerdi.
Adapazarı’ndan Akyazı üzerinden Dokurcun’a kalkan otobüsleri de anımsadım..
Ne günler, ne yıllar idi..
Daha sonra Taraklı ile ilgili olarak bir defa İzzettin Kömürcü telefon etti..Adapazarı Devlet Hastanesi’ne gelen bir bayan hasta için üç ay sonraya randevu verilmiş..Kadın büyük sancılar içinde hastaneye gelmiş ve üç ay sonraya randevu!.. Garip geri dönerken, Pamukova üzerinde tekrar sancılanmış..Yani fıtığı ha patladı patlayacak!..İşte o zaman İzzettin Kömürcü’nün telefonu geldi.. ‘Hemen geri dönün ve hastayı getirin’ dedim..
Gereken yapıldı, hasta hastaneye yatırıldı ve hemen ameliyat edildi ve son anda hastamız kurtarıldı..
Yüzlerimizin nasıl gülücükler dağıttığını hala hatırlarım..
* * *
Sevgili okurlar,
Telefonum çaldı, uçunda Taraklı Belediye Başkanı Tacettin Özkaraman..Mütevazi bir sesle merhabalaştık..Ortak tanıdığımız olan Müjgan Zaman ve gazeteci dostumuz İzzettin Kömürcü’den söz ettik..
‘Başkan bekliyorum, mesele yok!..Brüksel’de eviniz var’ dedim..
Telefonda konuştuğumuz gibi Brüksel’in uluslar arası Havaalanı Zaventem’e gittim. Geliş salonunda genç iş adamı Aliihsan Köse’ye gördüm..Hoş-beş ettik..o da babasını ve annesini bekliyormuş. Aynı uçağı beklemeye başladık..
Başkan Tacettin Özkaraman tekrar telefon ile aradı,’ Yusuf Bey, bagajları bekliyoruz, geldik’ dedi..
Ben de beklediğimi söyledim..
Bekleme salonunda benim gibi çok sayıda insan vardı..Herkes sevdiklerini,yakınlarını ve dostlarını karşılamak için oradaydılar..
Kapıdan Tacettin Özkaraman gözüktü..Sadece resimlerini gördüğüm Tacettin Özkaraman’ı hemen tanıdım..O da beni tanımıyordu. Bu vesile ile el salladım. Bana doğru geldi.
Beraberinde bir değil, iki bayan vardı. Biri Sakarya Üniversitesi’nden öğretim üyesi Zuhal Erol idi..Diğeri ise Sakarya’da da biraz kalmış ve bir başka toplantı için Brüksel’e gelen Semiha Ahmet..
Tanışma faslından sonra misafirlerimi alıp otomobilimize yönlendik. Semiha Ahmet’i bırakamazdık ya, onu da alıp, Brüksel’e doğru yollandık..
* * *
Sevgili okurlar,
Kent merkezine doğru yol alırken, konuklarımı Brüksel, Belçika hakkında bilgilendirdim..Tahmin ettiğinizi biliyorum. Bu arada merak etmeyiniz, Sakarya’dan da haberleri öğrendik.. Tabii ki Sakarya’nın olması gereken yeri de konuştuk..Eksikliklerimizi sıraladık, fazlalıklarımızı masaya koyduk..
Önce sevgili Başkan Tacettin Özkaraman ile Zuhal Erol’u otellerine bıraktık..Sonra Semiha Ahmet adresini buldu..
Tekrar geri dönüp, Başkan Tacettin Özkaraman ve Zuhal Erol ile buluştuk. Onlara ilk olarak AB(Avrupa Birliği) vadisini gezdirdim. Otelleri çok yakındı. Bir Brüksel akşamında Avrupa Birliği Komisyonu, Avrupa Birliği Konseyi, Avrupa Parlamentosu hakkında bilgilerimizi tazeledik..
Sonra Place Luxemburg meydanına tam cephe bakan Emirdağlı Hasan Eryürük’ün işyeri Cafe London’a geçip kahvelerimizi yudumladık..
Avrupa Birliği başkenti Brüksel’de Emirdağlı Hasan Eryürük’in işyeri!
50 Yıl önce kimin aklına gelirdi?
Bu arada unuttuğum, kafilede Silifke Kent Konseyi Genel Sekreteri Mehmet Coşkun’da vardı..Havaalanından itibaren bizim ile idi..Yani bir küçük otomobile beş kişi sığdığımız gibi bagajlarımızı da sığdırdık..
Biz koyu bir Brüksel sohbetindeyken, Hasan Eryürük’ün kızı bizi gördü ve masamıza gelerek,’Hoş geldiniz’ dedi..(Elbette Türkçe)
* * *
Sevgili okurlar,
Başkan Tacettin Özkaraman’ın yoğun bir gündemi var. Bu gece ödül töreni var. Hazırlık gerek. Onları otelde bırakıp, eve döndüm. Gazetelere göz attım, yapılacakları yaptım. Arkadaşlarıma yapılması gerekenleri tembihledim ve tekrar otele döndüm.
Evet, bu gece Brüksel’de Taraklı ödüllendiriliyor. Avrupa Birliği Sanayi ve İşletmeler Genel Müdürlüğü’nün açtığı bir yarışmada Türkiye’den büyük ödül Taraklı İlçesi’nin..İşte Başkan Tacettin Özkaraman bu ödülü almaya geldi.
Bu arada kafileye iki genç turizm uzmanının da dahil olduğunu hatırlatayım: Ankara’nın tozunu yemiş iki genç, Mehmet Serin, Yavuz Eren Ataman ile tam bir ekip olduk.
Kültür ve Tanıtma Bakanlığı, bir AB(Avrupa Birliği Komisyonu) projesi olan yarışma için Türkiye’den 30 katılım olduğunu, yapılan değerlendirmede Taraklı’nın finalist, İzmir Seferhisar ile Karaman’ın da yarışmada ilk üçe kaldıklarını öğrendim.
Yarışma için 2013 yılının teması,’Erişebilinir Turizm Yöresi’ idi..
Taraklı’nın projesini ise Sakarya Üniversitesi Öğretim üyesi Zuhal Erol hazırlamış. Brüksel’de beklenti büyük!. Kostümlerimizi giydik. Albert Halle II Salonu için kapıda otobüsler bekliyor. Avrupa’nın 19 ülkesinden ödüle layık görülen projeler ödüllendirilecek ve aralarında Türkiye’den Sakarya İli, Taraklı ilçesi var.
Gayet neşeli bir şekilde salona geçtik. Müzik eşliğinde resepsiyona alındık. Sonra büyük salonda toplandık. AB Direktörlerinden Pedro Ortun konuşuyor. AB ülkeleri içinde yeni erişebilinir turizm alanlarının öne çıkarılması, buraların turizme kazandırılması, bu yörelere daha fazla girdi sağlanması kadar, insanların tanışması, kaynaşması, kültürel paylaşımın, değişimin yaşanmasının önemine vurgu yaparak, yarışmanın önemini anlattı..
Türkiye üçüncü grupta ödülünü alacak.Taraklı adı açıklandı ve Başkan Tacettin Özkaraman ile Zuhal Erol ödül sırasındalar..Başkan Özkaraman,nazik bir hareket ile Zuhal Erol’u öne aldı. Sonra birlikte ödülü alarak, resimler çekildi, o büyük heyecan ve mutluluk yaşandı.
Onlar ödülü alırken, o dev ekranda Taraklı’nın klibi döndü. Alkışlarla Taraklı İlçesi Brüksel’deki geceye damga vurdu..
* * *
Sevgili okurlar,
İkinci gün ise tempo daha yüksek idi. Saat 08.00’den itibaren Avrupa Birliği Genişleme’den Sorumlu birime taşındık. Taraklı’dan gelen el işi boyalı kaşıklar, broşürler, ahşap taraklar, hediyelikler ve Tuna Tan’ın balkabağı lokumu.. Yükümüz ağır, yolumuz kısa!..Ama ‘x-ray’ cihazlarından geçeceğiz.. Kurulacak stand için telaş büyük!..
Sevgili Silifkeli Mehmet Coşkun, kaptığı gibi en ağır kolileriyükleniyor, bize bırakmıyor..Tam bir bayrak adamı..Zuhal Erol, bir hanfendi, zarif, ince, kibar, yerine göre mertlik timsali..Erkeklerden aşağı kalmıyor.. Ter içinde stand önündeyiz..
İnanın Türkiye’ye en başta yer ayırmışlar..’Türkiye Taraklı Districht’ fotoğrafı bizi karşılıyor.. Hemen standımızı donatıyoruz..Evet, ekip iş başında..Ve Zuhal Hanım, ‘şimdi kahve pişirme’ zamanı diyor..Ama konferanslar ve oraya da kulak vermek gerek..
19 Ülke standı içinde en büyük ilgiyi Türkiye-Taraklı standı gördü. Lokumlar kapışıldı, broşürler toplandı, kahvemizi pişirdik ve ikram ettik..
Hatta fala bile baktık! Evet, Avrupa Birliği’nin falına!
Bu dar zamanda, Türkiye’yi sevenler, Türk kahvesini içmesini bilenler, Zuhal Hanım’dan fal bakmasını istediler.. Şaka bir yana, Brüksel’de Türkiye’yi tanıtmak için fala bile baktık!
Hani derler ya, ‘Fala inanma, faldan da geri kalma’ diye!..
Avrupa Birliği’nin geleceği şimdilik fullu görünmüyor!
Türkiye’yi sevenleri mi kıracaktık yani?
* * *
Sevgili okurlar,
Günün bitmesine daha var..Burada son birliktelik imzamızı attıktan sonra, plan ve programımız, Brüksel’in tarihi mekanı ‘Grand Place’ ile Brüksel’in sembolü ‘ İşeyen çocuk’ heykelini göreceğiz.
Telefonumun şarjı bile günün yoğunluğuna dayanamadı. Başkan Özkaraman’a,’siz hazırlanırken, ben de telefonumun şarj işini halledeyim’ dedi.. Başkan cebinden bir sihirbaz edası ile şarj kablosunu çıkardı ve ‘ Yusuf Bey eve gitmenize gerek yok. Aynı telefonu kullanıyoruz’ diyerek gülmeye başladı.
Vallahi başkan kaçamak bile yaptırmıyor!
Uzatmayalım, hemen Brüksel’i gezmeye başlıyoruz. Bu arada kulakları çınlasın, Silifkeli dostumuz Mehmet Coşkun’a da arada sırada dönüp, ‘ Ustam fazla olmuyoruz’ değil mi diye de takılmadan edemiyorum..
Çünkü Türkiye’deki duruma göndermeler yapıyorum. Ama Başkan Tacettin Özkaraman bu aldırmıyor bile!
Ne de olsa meslektaşız..Yani eğitimci! Taraklı böyle bir başkan bulmuş, bırakmaz bir daha!
Bu arada Başkan Özkaraman, Emir Kır’ı soruyor..Görüşme imkanı olup olmadığını araştırmamı istiyor..
Emir Kır’ın Bolulu Basın Danışması Hasan Gönen’i arıyorum;
’ Sevgili Hasan Sakarya’dan, Taraklı Belediye Başkanı Tacettin Özkaraman ve arkadaşları Brüksel’de. Başkan Kır’ı ziyaret etmemiz mümkün mü? Yarın öğle uçağımız kalkıyor!’
Hasan Gönen, çok sevdiğim biri..Bir kere Bolulu..Yani hemşerimiz sayılır..Kendini yetiştirmiş, birikimi harika bir insan..’Hemen dönerim Hocam’ diyor..
Az sonra bilgi hazır;’ Hocam Başkan yarın bir sivil bir örgütü ziyaret ediyor. Sabah kahvaltısına sizi ve konuklarınızı bekliyor..’
Sabah Tacettin Özkaraman ve arkadaşlarını alıp, Başkan Emir Kır ile buluşuyoruz. Burada ‘Taraklı’ tanıtılıyor,Taraklı konuşuluyor..Ne espriler bilseniz..Başkan Emir Kır bize, İstanbul’dan ‘Dingonun Ahırı ve Beyoğlu’ hakkında bilgiler sunuyor..
İpucu yok, biraz araştırınız bakalım!
Pes doğrusu!
Ayrılma vakti geliyor..Oradan Atomium parkına geçiyoruz..Son durağımız burası..Özkaraman ile arkadaşlarını Atomium parkı hakkında bilgilendiriyorum..Zuhal Erol Hanım,’ Yusuf bey şurada az durabilir misin’ diyor..Sağ yanaşıyorum.’Durun, az işim var deyip, çantasından bir sarılı bir bez çıkarıyor ve Atomium parkındaki ormanlık alana yöneliyor..’
Merakımız büyük..Zuhal Hanım neler oluyor?
‘Sormayınız, yeğenim Sena’nın göbeğini burada bıraktım.Temennimiz büyük bir alim, bilgin, seyyah ve iyi bir insan olması dileği ile göbek bağını buraya getirdim’ diyor..
Filmlerdeki gibi bir durum..
Sonra havaalanı ve ayrılık!.
Sevgili eski ATSO Başkanı Erol Öztürk’ün kulakları çınlasın!.O’na Brüksel’de Sakarya’yı tanıtmalıyız.. Sakarya bunu çoktan hak ediyor’ demiştim..
Bu haftabaşı sadece Sakarya’yı, Taraklı’yı değil, Türkiye’yi de tanıtmanın, temsil etmenin gururunu yaşadık..
Sakarya’nın Brüksel’e bu kadar geç gelmesi düşündürücü elbet!
Bugün Brüksel’de oluşun,Başkan Tacettin Özkaraman ve öğretim üyesi Zuhal Erol sayesindedir.. Sakarya artık ayağa kalkmalı, kabuğunu kırmalı, Brüksel’e, başka Avrupa kentlerine ve dünyaya açılmalıdır.
Sakarya’nın değerleri, dogal çevre zenginliği, kültürel birikimi, denizi, kumu, ırmağı, dağları, yaylaları, evleri, insanı, ürünleri, mutfağı…
Geç te olsa, Taraklı bunu yaptı.
Tebrikler..