Osmanlı Şehzadelerinin Öldürülmesi ve İktidarın Cazibesi
Osmanlı Şehzadelerinin Öldürülmesi ve İktidarın Cazibesi 1965 yılından beri okuduğum, duyduğum tarihle ilgili pek çok olay vardı. Bunların başında Osmanlıda kardeşlerin öldürülmesi kararıydı. Masum insanlar neden öldürülürdü? Padişahlar neden böyle bir işe karıştılar? Din adamları neden böyle fetva verdi? Elbette klasik anlamda tarihçiler, fetvacılar ve demagoglar olayı açıklarken öne sürdükleri sebep "Devletin birliği, tekliği, devamlılığı" idi. Bunu sağlamak için "gerekirse kardeşler bile öldürebilirdi" Tabi 20. yüzyıldan bakıldığında bunun anlaşılması güçtü. Çünkü böyle bir şey ilkellikti. Katliamdı. "Masum insanların hayatına kastetmekti" ve bu asla kabul edilemezdi. Dünya coğrafyasına baktığımızda benzer katliamlara rastlamak mümkündü. Adı farklı olsa da yapılan iş aynı idi. "Sen Bartelmi" katliamı, "30 yıl, yüz yıl savaşları" hep bu duygulardan kaynaklanmış binlerce insan Avrupa da öldürülmüştü. Fransız ihtilalinde "giyotinlerde öldürülenler" aslında bir nedenle öldürüyorlardı. Öyle ki ihtilal kendi çocuklarını yiyiyordu. Derken 20 yüz yılın başında İtalya′da Musolini ortaya çıktı. Yanına "Kara Gömlekliler" adlı gençlik gurubunu aldı ve iktidar oldu. Ancak bu sefer yol arkadaşları arasında geçimsizlik başladı ve Musolini Kara gömleklileri tasfiye ederek kurtuldu. Almanya′da Hitler iktidara giderken yol arkadaşları "SS gençliği" idi. Ancak Hitler iktidar olunca işler iyi gitmeyince oda Musolini′nin yolunu takip ederek SS gençliğini tasfiye etti. Rusya′da Lenin ve arkadaşları Çara karşı yürüttükleri mücadelede yanlarında "Petersburg gençliği" vardı. Onlarda bir süre sonra diğerleri gibi tasfiye edildi. 1978′de İran′da "Mollalar ve TUDEH partisi" Şahı devirmek için el ele devrim yaptılar. Ancak devrimden sonra Humeyni′nin işaretiyle "TUDEH′liler" tasfiye edildi. Bütün bu olaylara baktığımızda kazananlar ve kaybedenler vardı. El ele yürüyen can ciğer arkadaşlar, kardeşler iktidarı ele geçirdikten bir süre sonra iktidar nimetlerini kullanma konusunda kavgaya tutuştular ve kazananlar kaybedenleri tasfiye etti. Sanırım özelde son 7-8 aydır Türkiye′de yaşananlarda tarihte yaşananlarla özde aynılık gösteriyor. Özellikle 2000 yılından beri el ele, kol kola hareket eden AKP ve Cemaat tıpkı tarihteki örneklerde olduğu gibi anlaşmazlığa düştüler ve yine tarihte olduğu gibi bir birlerini suçlayarak kavgayı derinleştirdiler. Her birliktelik başlangıçta birlik ve beraberlik mesajları taşısa da ayrılıklar maalesef böyle olmamış geride kan, gözyaşı, duygusal kırılmalar ve hasım insanları ortaya çıkarmıştı. İşler iyi iken birbirlerinin dostuydular. Kongrelerde, toplantılarda okyanus ötesine en yetkililer selam, hürmet ve muhabbetlerini gönderir iken, karşı taraf dualarla bunları kutsarken hep iyi idiler. Rüzgâr hep iyilik taşıyordu. Gün geldi rüzgârlar terse döndü. Artık ayrılık şarkıları söyleniyordu. Dünün dostları birbirlerini hainlikle, ajanlıkla, Haşhaşilikle, sahte peygamberlikle, içi boş âlimlikle suçlarken karşı tarafta ellerini açmış evlerine, ocaklarına ateş düşsün beddualarıyla karşılık veriyordu. Aslında Osmanlıdaki kardeş katliamları, Fransız ihtilalinde ki giyotinler, Musolini, Hitler, Lenin Humeyni ve yol arkadaşları arasındaki kavgalar hep iktidar içindi. İşte bugünde "Cemaat ile AKP′nin" kavgası aslında bir "iktidar kavgasıydı". Bunlarda öncekilerin kullandıkları argümanları kullanmaktaydılar. Bu yaşananlar gösterdi ki iktidarda kalmak veya iktidara yürümek için her şey yapılabilirdi. Sonuç olarak "Osmanlı şehzadeleri niye öldürüldü" diye üzülmeyeceğim. Artık anladım ki iktidarda kalmak veya iktidarı ele geçirmek için her yol meşru idi.
#