Sürdürülebilir Kalkınma İçin Yavaş Şehirler Paneli Hacettepe Üniversitesi’nde Gerçekleştirildi
Panel, Hacettepe Üniversitesi Tüketici-Pazar-Araştırma-Danışma-Test ve Eğitim Merkezi (TÜPADEM) Müdürü Prof. Dr. Arzu Şener, Verimlilik Genel Müdürlüğü Daire Başkanı Dr. Mustafa Kemal Akgül ile Hacettepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Murat Tuncer’in açılış konuşmalarıyla başladı.
TÜPADEM Müdürü Prof. Dr. Arzu Şenel, kısa konuşmasında özellikle 5 Haziran Dünya Çevre Günü’nde düzenlenen bu panelin sürdürülebilir üretim kadar sürdürülebilir tüketimin sağlanması açısından da önem taşıdığını söyledi.
Konuşmasına ev sahipliğinden dolayı Hacettepe Üniversitesi’ne teşekkür ederek başlayan Daire Başkanı Dr. Mustafa Kemal Akgül, hayatın hemen her alanında yer alan verimliliğin, çağımızın önemli ve vazgeçilmez bir unsuru olduğunu belirterek, “kaynaklarımızı verimli kullanarak, gelecek nesillere yaşanılabilir bir dünya bırakmalıyız” dedi.
Hacettepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Murat Tuncer ise, Panelin ismine atıfta bulunarak sorduğu “yavaşlamakla, sakin yaşamakla tüm işler nasıl yetişecek, ‘bütün’ hızlı giderken, ‘birey’ olarak nasıl yavaşlayacağız?” sorularını; “yavaş ve sakin olabilmek için herkesin her şeyi zamanında yapabilmesi gerekiyor” şeklinde yanıtladı. Konuşmasının devamında Hacettepe Üniversitesi’nde yürütülen sürdürülebilirlik çalışmaları hakkında bilgi veren Rektör Tuncer, “Çevreyi koruyarak çalışmalarımızı yürütebilmek, yaşanılabilir ve sürdürülebilir bir Beytepe Kampüsü inşa edebilmek için bir komisyon oluşturduk. Amacımız; yeşil, sürdürülebilir ve çevreye duyarlı bir Beytepe vahası oluşturmak” dedi. Hacettepe Üniversitesi olarak, üretimi durmuş bir maden ocağını alarak doğaya kazandırmayı hedeflediklerini söyleyen Tuncer, “46 bin m2’lik bu alanı ülkemize kazandırmayı üniversite olarak kendimize görev bildik” dedi.
Açılış konuşmalarının ardından oturum başkanlığını Hacettepe Üniversitesi İİBF Öğretim Üyesi ve TÜPADEM Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Müberra Babaoğul’un yaptığı “Sürdürülebilir Kalkınma İçin Yavaş Şehirler” Paneline geçildi. Panele; Seferihisar Belediye Başkanı ve Dünya Cittaslow Başkan Yardımcısı Tunç Soyer, Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) Genel Sekreter Yardımcısı Recep Şahin, Kalkınma Bakanlığı Kırsal ve Yerel Kalkınma Daire Başkanı İbrahim Kuzu, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Eğitim ve Tanıtım Müdür Vekili Tamer Çobanoğlu ile Kalkınma Bankası Uzmanı Zehra Birol konuşmacı olarak katıldılar.
Panelde ilk olarak söz alan Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer, günümüzde kentlerin sürdürülebilirliğini çoktan yitirdiğini, artık sürdürülebilir kentlerde yaşanmadığını söyledi. Gezegenini tükendiğini, kentlerin kimliklerini yitirdiğini vurgulayan Soyer, “Kapitalizm, bireyleri fethediyor, hepimiz aynı markaları tüketiyoruz. Bireyin kimliğini yitirdiği bu çağda kentler de kimliklerini yitiriyor” dedi. Günümüzün en makbul değerlerinin “hız” ve “büyüklük” olduğuna dikkat çeken Soyer, “Oysa hayat her zaman bu iki değerle hayırlı sonuçlar doğurmuyor” dedi. “Yavaşlık” ve “yerellik” kavramlarının “hız” ve “büyüklük” karşısında önem kazanan iki unsur olduğuna dikkat çeken Soyer, “sakin şehirlerin” de insanlığın hız ve büyüklük karşısında ürettiği alternatiflerden biri olduğunu belirtti. Konuşmasının devamında, 1986 yılında İtalya’da başlayan “Cittaslow (sakin şehir)” hareketi hakkında bilgi veren Soyer, Cittaslow’un zamanla 150 ülkede 100 bin üyesi olan bir sivil toplum hareketine dönüştüğünü sözlerine ekledi. Soyer, 28 ülkede 187 kentin üye olduğu Cittaslow’a üyelik için 70 kriterin olduğunu ve bunların; kentlerin geçmişine, tarihsel zeminine sahip çıkmak; bilim ve sanatı kentin gelişmesinde öncü olarak almak ve doğayı, çevreyi korumak olarak üç ana başlıkta ele alınabileceğini sözlerine ekledi.
Kalkınma Bakanlığı Kırsal ve Yerel Kalkınma Daire Başkanı İbrahim Kuzu, “kadın dostu, engelli dostu, çocuk dostu, bisiklet dostu” kimlikleriyle öne çıkan şehirlerin aslında hedeflediklerine ulaşmada istenilen başarı düzeyini yakalayamadıklarını belirterek, “Güzel şehir, insanların mutlu olduğu, hayatlarını huzurlu bir şekilde sürdürebildiği şehirdir” dedi. Bir şehirde iyi bir toplu taşıma sistemi olmasa da insanların mutlu olabileceğini, burada önemli olanın, insanların kendilerini şehre ait hissetmelerinin, bir başka ifadeyle aidiyet duygusunun olduğunun altını çizen Kuzu, “Aidiyet ise insanların, şehirleriyle ilgili alınan kararlarda etkili olabilmelerine bağlıdır. İnsanlar, ihtiyaçları belirleyip süreçlere dâhil olarak mutlu olabilirler” diye konuştu.
Konuşmasına Türkiye Belediyeler Birliği hakkında bilgi vererek başlayan TBB Genel Sekreter Yardımcısı Recep Şahin, Birliğin, sosyal ve kültürel çalışmalarıyla da hayatın içinde yer alan belediyelerin haklarını korumaya ve eğitim başta olmak üzere birçok konuda belediyelere destek olmaya çalıştığını söyledi. Cittaslow’un bir marka olduğunu ve buraya üye olan şehirlerin birçok kriteri yerine getirdiğine dikkat çeken Şahin, Cittaslow üyeliği için gereken şartlardan birinin de 50 bin altı nüfus olduğunu belirterek, “Türkiye’de 50 bin altı nüfusa sahip 1055 belediye olmasına rağmen Cittaslow’a üye 9 belediyemiz bulunmaktadır” dedi. Türkiye’nin tarihi ve kültürel açıdan zengin bir ülke olduğunu vurgulayan Şahin, “Tarihimizi ve kültürümüzü sahiplenerek kimlikli şehirler oluşturabiliriz” dedi.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Eğitim ve Tanıtım Müdür Vekili Tamer Çobanoğlu ise insanoğlunun yüzyıllardır çevreyle iç içe yaşadığını, çevresel değerleri kendi rahatı ve refahı için kullanmasıyla birlikte çevresel değerlerin tahribatına sebep olduğuna dikkat çekerek, “İnsanoğlu yaşadığı dünyadaki olumsuzluklardan etkilenmeye başladıktan sonra, yaptığı tahribatı azaltmak ve çevresel değerleri korumak için çeşitli yollar aramaya başlamıştır. Bu kapsamda son yıllarda, dünyamızın gündeminde çevremizdeki değerleri korumak ve geliştirmek için, doğal kaynakların kullanımında daha dengeli ve dikkatli olmak yolunda adımlar atılmaya çalışılmaktadır. Bu kapsamda özellikle son yıllarda sürdürülebilirlik kavramı daha fazla ön plana çıkmaya başlamıştır” diye konuştu. “Sürdürülebilir Kalkınma” kavramının, “gelecek kuşakların kendi ihtiyaçlarını karşılayabilme olanağından ödün vermeksizin bugünün ihtiyaçlarını karşılayabilecek kalkınma” olarak tanımlanabileceğini belirten Çobanoğlu, sürdürülebilir kalkınma yaklaşımının temel üç bileşeninin; sosyal yapı, ekonomi ve çevre olduğunu söyledi. İnsanların büyükşehirlerde mutlu olmadıklarını vurgulayan Çobanoğlu, “Yüzlerde mutluluk olmadıkça arayışlar devam edecektir. Cittaslow da bu arayışlardan biridir” dedi.
Panelin son konuşmacısı olan Kalkınma Bankası Uzmanı Zehra Birol, küresel ısınmayla ilgili 30 yıl önceki senaryoların günümüzde yaşandığını, kaynakları israf etmeden kullanmanın artık bir zorunluluk haline geldiğini söyledi. Tasarruf yaparken, bir taraftan da doğaya katkı sağlanması gerektiğine vurgu yapan Birol, konuşmasının devamında, 1975 yılında kurulan bir kamu kuruluşu olan Kalkınma Bankası’nın yapısı ve çalışmaları hakkında bilgi verdi. Birol, Kalkınma Bankası’nın 2004-2013 yılları arası kredilendirdiği projelerle 2,9 milyon ton karbon salınımında tasarruf sağladığını da sözlerine ekledi.
Panelin ardından, Sakarya İli Taraklı Belediye Başkanı Tacettin Özkahraman, yavaş şehirler kapsamında ilçede gerçekleştirilen çalışmaları anlattı. İpek Yolu üzerinde bulunan, tarihi ve kültürel özelliklerini, mimari yapısını muhafaza eden Taraklı’nın yavaş şehir uygulamalarıyla çevreyi koruma ve verimlilik alanında yaptığı hizmetlerle önemli bir atılım içerisinde olduğunu belirten Özkahraman, özgün ve doğal ortamda, doğal ürün ve yerel yemek çeşitleriyle ekolojik bir tatil için herkesi Taraklı’ya davet etti.
Panel, soru-cevap bölümünün ardından panelistlere plaketlerinin verilmesiyle sona erdi.