Bu nasıl bir beceriksizliktir?
Geçen hafta diyaliz hastalarının kateter çilesini haberleştirmiştik.
Uzman doktor yetersizliğinden kateter ameliyatlarının yapılamadığını, hastaların ve hasta yakınlarının ağızlarından belirtmiştik.
Diyaliz katateriyle ilgili Vali Hüseyin Avni Coş’un müdahale etti.
Yenikent Devlet Hastanesi’nde bir uzman bununla ilgili görevlendirildi.
Ancak sorun sadece uzman meselesi değilmiş.
Aylardır hastaneye diyaliz kateteri alınmamış.
Sıkı durun.
Diyaliz kateteri gibi kemoterapi tedavisi görecek kanser hastaları için son derece gerekli olan port kateter de yok SEAH’ta.
Bu yüzden port kateter takımı için Ağustos ayına gün veriyorlar.
Hasta ölmezse Ağustos ayında gelecek ve kateter takılarak kemoterapi tedavisine başlanacak.
Tabii doktor bulursa!
Biliyorsunuz, iki tıbbi onkoloji uzmanı Cuma günü itibariyle SEAH’tan ayrıldılar.
Hiç uzman kalmadı.
Peki bu uzmanlar neden SEAH’tan ayrıldılar?
İkisi de kendilerini akademik alanda geliştirmek istiyorlardı.
Tıp Fakültesi’ne Yardımcı Doçent olarak geçiş talepleri vardı.
Nedense önlerine çıkarılan taşlardan sonra Dr. Erkan Arpacı Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi’ne geçiş yaptı.
Endokrin uzmanı eşi Dr. Dilek Arpacı’yla birlikte.
Dr. Meltem Baykara ise Yeditepe Üniversitesi’ne gitti.
Bugüne kadar SAÜ Tıp Fakültesi’nde kimlerin nasıl akademik unvan aldığı tüm Türkiye biliyor.
Biri bana şu soruların cevabını versin;
SAÜ TIP’ta yardımcı doçent olamayan bu uzmanlar diğer üniversitelerde nasıl kadro buluyorlar?
Neden SAÜ Tıp, bol keseden unvan dağıtırken, bu 3 doktora unvanı ve kadroyu çok gördü?
Şimdi hangi babayiğit, giden onkoloji uzmanlarının yerine yenilerini getirecek?
En başta belirttiğim kateter konusuna geri dönersek, diyaliz ve kemoterapi kateteri neden yok SEAH’ta?
Aylardır neden kateter alımı yapılmaz?
Olur olmaz şeyler için para bulup, doğrudan temin yoluyla malzeme alınırken neden kateter gibi bir malzeme neden alınmaz?
Kısaca bu nasıl bir beceriksizliktir?
O senin elinde
Bir bilge varmış; Ne sorsan cevap verirmiş.
Onu çekemeyen biri demiş ki:
- Ona öyle bir soru sorcağım ki kesinlikle bilemeyecek.
Ne soracaksın? diye sorduklarında ise:
- Elimde bir kelebek var. Ölü mü diri mi? diye soracağım.
Eğer diri derse elimi sıkıp öldüreceğim.
Ölü derse de elimi açıp bırakacağım uçup gidecek.
Bilgenin yanına gidiyor ve sorusunu soruyor.
- Elimdeki kelebek ölü mü diri mi? diyor.
Bilgenin cevabı ise müthiş;
O SENİN ELİNDE
Alıntıdır