Merkeziyetçi bir anlayışla, Taraklı'da ezan ve vaaz,ların, Kurşun Camiin dışlanarak, Tarihi misyonunun Aşağı Cami'ye taşınmış olması, oldukca keyfi ve sinir kaşıyıcı birşey. Laik olduğu savunulan memleketimde, erken kalkanın, ezanlarımızda şahsi ve bilhassa ARABÇA'YA yarsıyan mukallit makamlar denenmesi, Taraklı'nın sahipsizliğine yeni bir örnek oluyor. Belediye reisine sordum da, bana layık bir cevap aldım. Ne dediğini bana değil, ona sorun.
Taraklı'yı avucumun içi kadar tanımasam, bu müftü, Karadenizli galiba diye, atıfette bulunacağım, bulunuyorum. Müftü Efendi galiba Karadenizli:
"Kurşun Camiin kıblesi yorgun" demiş ve eklemiş de, "şimdi dinleniyor..."
"Kırkpınar mı burası?" demediğim kaldı. Yorgun kıble bu alemde?..
Ahir zamandır, belli olmaz. Müftü Efendinin hangi boyutta olduğunu biz bilmeyiz. Hiç vaaz dinlememiş müftü efendi, Taraklı'da da dinlediği su götürür. Zira ondan başka, vaaz eden vaiz yok".
Rahmetli Goçcazlı Yaşar olacak da hakından gelecek. Kıblenize bir duvar çekerek meseleyi halledecek "Değişgenliği onu değil, namaz kılanı ilgilendirir", diyecek.
Bizim tertip ve Metoroloji Ali şahittir. Koca Kemal kumar oynadığ bir Poker oturumunda, altı as çıkınca, hiç renk vermez. Metoroloji Ali'ye derki:
"Hanıma söyle, sekiz as-a yetecek para göndersin" der. Şaka şekaret, bugünki Koca Kemal'i, Taraklı'da bulup, bugünki pokercilerle yan yana resim çektirmeli. Partiyi kim kazanır diye, izlemeli.
Meteoroji Ali,
Sayın Prf.Dr. Mehmet Erkal'a ve Taraklı'ya haykırıyorum.
Bizim müftü siyasidir. Şirazeyi aşmıştır. Akşam yatağında, ertesi gün, parti büyüklerinin, ne tür yağdan hoşlandığının hesabı, mesaisinin zekatıdır. Ömründe bir kez tekbir getirdiğini duyduğum---zelzele anında saatçi Arif'in dükkanı önünde---- Koca Kemal, daha Müslümandır.
Akşemsettin'in bizde eğlenmeyip, az daha öteye gitmekle gösterdiği basiret, Taraklı'nın echel müftülere tahammül edecek kadar, arif oluşundandır.
Sayın İşsever
Yazınızda güzel tespitler yapmışsınız.
Bilhassa Arap taklitçiliğinden herkes gibi bende şikayetçiyim.
Yapmış olduğum umre esnasında dinlemiş olduğum ezanlar tad vermemiş idi de dönüş yolunda Cidde havaalanı mescidinde kafile hocası bir sabah ezanı okudu da TÜRK ezanının güzelliğine şahit oldum.
Akşemsettin tespitiniz de doğru. Adam adeta kaçmış Göynüğe sığınmış.
Müftüler ise tam sizin dediğiniz gibi. Keşke bir tane olsa.
Saygılarımla ;
Emin YILMAZ
a.haluk pektaş
16.08.2014 / 21:41:12
Bu ramazan bayramı Yunuspaşa Camiine girdiğimde vaaz eden kişiyi kürsüde görmeyince,"tarihi misyon"rütbelerinin söküldüğünü,kadim tarihin üniforması yerine çuvaldan bir elbise giydiren kültür,estetik ve tarih fakiri bir aklın buna nasıl cüret ettiğini düşündüm...Bayram namazı süresince beynimin hücreleri bu düşünce ile tırmalandı durdu!Bu işi akıl edenin cehalet mi,dalalet mi,şenaat mi içinde olduğuna karar veremedim...Namaz sonu dışarıda bazılarıyla görüştüğümde bu "darbe"nin gerekçelerini (şayet doğruysa)işittiğimde üzüntüm hayretimin altında ezilerek bir misli arttı...Taraklı bu olaya nasıl baktı tepki koydu mu yoksa makamlar daha iyi mi bilir dedi bilmiyorum.Ama Ahi Naci dostumun bu tepkisine aynen katılıyorum.Tarih imbiğinden süzülerek bu güne gelmiş ecdat yadigarının itibarının iadesini de tarihimize vefa borcu olarak umutla bekliyorum...
selami küçükçınar
21.08.2014 / 22:09:05
Naci abi tespitleriniz çok doğru, kaleminize sağlık. Osmanlı'nın kurulmuş olduğu ilk yıllara şahitlik eden Türk Bayrağı'nın 1300 yılından beri şanla şerefle dalgalandığı şirin ve kahraman Taraklı'mızda ecdat yadigarı Yunus Paşa ( Kurşun Cami) camisine hakettiği itibarı acilen geri verilmelidir.Ezan okunması hususunda da Türkçe ve onun güzel makamları dururken Arap makamı ile ezan okunması da bir muammadır.Koskoca Arap coğrafyasında üçbuçuk nufusa sahip siyonist İsrail'le başa çıkamayan bu kavimin neyine özenilmektedir?
mustafa özbilge
22.08.2014 / 14:24:01
"Koskoca Arap coğrafyasında üçbuçuk nufusa sahip siyonist İsrail'le başa çıkamayan bu kavimin neyine özenilmektedir?" Sevgili Selami ağabey, şu kurduğun cümleyle neyi kastetmektesin? Sizin gibi meseleleri tarihi kökleriyle takip etmeye çalıştığına şahit olduğumuz şahsiyetlerin; Kudüs meselesini, bir Arap meselesiymiş gibi anlamış olması pek şaşırtıcı geliyor. İnsanın aklına ister istemez şu soru geliyor: Biz son iki yüz yıldır kime ve niçin özendik (zorla taklidi yaptırıldık)? Elleriyle yemek yiyen, yerlerde oturan, çadırda yaşayan, deve sütü içen bedevi(!) araplara mı? Yoksa Çanakkale ve İstiklal Harbinde son nefesimizi almak isteyen İngilizlere ve onların yerli taşeronlarına mı? Tekrar soralım: Kudüs kimin meselesi? Vesselam...
metin karabıyık
22.08.2014 / 15:10:30
Baba dostum. Değerli büyüğüm. eline,diline,yüreğine sağlık. Teşekkürler.
selami küçükçınar
22.08.2014 / 23:48:14
Mustafa, benim bir şey kastettiğim yok gayet açık bir şekilde olan biteni söylüyorum.Siyonist İsrail büyük krallığını kurmak için kuduz köpek gibi Arap topraklarına ve halkına saldırıyor,Araplar güç birliği yapıp bu katilleri ezeceklerine emperyalistlerin hizmetkarlığını yapıyorlar.Zengin Arap ülkeleri gidip ABD ve Avrupa'da malikane yaptıracaklarına, altın kaplama arabalara bineceklerine kendi coğrafyalarına, halklarına ve İslam'a sahip çıksınlar ki diğer Müslüman ülkelerden de destek görsünler.Kendilerini yıllarca himaye eden Osmanlı'yı zayıf anında İngiliz'lere satmadılar mı? Böyle bir kavim Dünya sahnesinde İslam'ı yükseltmekten düşünce olarak ne yazık ki acizdir.
Zaman bizi beklemez bizim ilerleyip ona yetişmemiz gerekir. Aksi halde ya nesli tükenen bir topluluk oluruz ya da esarete mahkum bir topluluk oluruz.Bilim ve teknolojide üstün toplumları örnek almak onlara yetişip onları geçmek tek hedef olmalıdır yoksa onlarla nasıl mücadele edip değerlerimizi koruruz.Sevgilerimle.
Mustafa Latif Taşdemir
25.08.2014 / 13:35:54
selami küçükçınar bey,bu topraklarda araplar bizi arkamızdan vurdu rerere,rörörö edebiyatını yaptıranlar arap topraklarında da türkler sizi yüzyıllar boyunca sömürdü,onlar yüzünden bugün bu kadar geri haldesiniz propagandası yapıyorlar bunu unutmayın.araplar bizim kardeşimizdir,en başta Peygamberimiz ve diğer peygamberler hürmetine saygı duymamız gereken bir kavimdir.bu demek değildir ki türklüğümüzden utanalım,onu inkar edelim.olması gereken türklüğü yüceltmemek ve araplığı aşağılamamaktır.aslolan takvadır.gerisi laf-ü güzaftır.ve son söz diğer birkaç yorumcu ile bu köşe yazısının sahibine.yahu beyler,isteyen istediği gibi ezan okur,istediği makamdan girer ezana.neyin peşindesiniz?uğraşacak başka işiniz yok mu?bırakın allasen!
fatih
26.08.2014 / 20:58:54
namaza meyli olmayanın kulagına ezan neylesin.cumadan cumaya yada bayramdan bayrama camiye gelen geldiklerindede yer begenmeyenler bu işe burnunu sokmasın.imam hutbedeyken gelipde vaaz nerden geliyo diye kimse edebiyat yapmasin.kimse kimsenin imanını ölçmeye kalkmasın gücü yetmez.ölçmeye kalkanlarin hali ortada kendine faydası yok.olanlarda bu toplumda yer bulamayıp çekip gidyorlar.bir insanı eleştirmek için en az onun kadar bilgi sahibi olmak gerekirnaci hoca ve ona yalakalık yapanlarda iyi bilsinlerki müftünün siyasetle alakası yok sevmezde zaten.mevcut siyasileri en çok eleştirenlrden birisi
a.haluk pektaş
27.08.2014 / 00:13:16
Değerli yorumcular!Tartışmanız köşe yazısının mevzusunun dışına taşmış,tarih ve makam tartışır hale gelinmiş...Bu konular çok su götüren ve bu yorum köşesine sığmayacak kadar geniş konular.Burada Yunuspaşa'nın üzerindeki garip uygulamaları değerlendirseniz yazarın ve yazının maksadına uygun düşünce üretilmiş olunur sanırım...Ola ki bu düşünceler uygulayanların aklının,umursamazların da dikkatlerinin hareketine bir vesile olur...
demir.fatih@hotmail.com
28.08.2014 / 16:42:15
halul bey sen haftada yahut günde kaç kez camıye gdyon veya gdyonmu