Garga Garga Gak dedi!
Top oynadım acıktım.
Bilmem hiç aklınızdan geçirdiniz mi? Aylarca yıllarca okula gittiniz. Ders çalışıp konu anlattınız. Çalışıp ezberlediğiniz ve güzelce kapladığınız kitaplarınızı sakladınız mı? Yoksa benim gibi sizde çöpe mi attınız. Saklamayın söyleyin, söyleyin ki sizden sonrakiler bari düşünüp çöpe atılan bilgilerin önce neden beyinleri meşgul ettiğini. Bırakın kendi attığınız kitapları. Sonradan aklınız başınıza gelip de torunlarınızın kitaplarını sakladınız mı? Raflara dizdiniz mi? Ya da okullar bittikten sonra ben filan kitapta falan konuya bir bakayım dediniz mi? Eğer kendi kitaplarınızı çöpe attığınız gibi torunlarınızın kitaplarını, soru bankalarını hiç düşünmeden çöpe attıysanız ve bu konuda bir kelime söz etmediyseniz işimiz çok vahim demektir.
Ben sizlere yaptıklarımı şöyle bir sıralayayım: ilkokula ilk başladığımda öğretmenim bana‘ ’ ALFABE’ ’ adını taşıyan bir kitap vermişti.Tüm öğrencilerde aynı kitabı almıştı. Okuma bilmediğim için önce boyalı resimlerine baktım bir bir. Sonra harfleri yazmaya ve öğrenmeye başladım. İlk fişi hiç unutamadın ve unutamayacağım. ‘ ’ UYU UYU YAT UYU’ ’ diye başlamıştı. Hoşuma gitmişti. Uyumak güzeldi. Ama ben okula gelmiştim uyumak neydi… Oya ip atla, Dede elma ye, Ali ata bak, Koş Ali Koş… Hepsini bir araya getirdiğimde bir metin oluşturmuyor ve ben hiçbir şey anlamıyordum. Bir taraftan uyu derken bir taraftan koşmak ikisi bir arada yapılabilir miydi? Küçüktüm büyüklerim daha iyi bilir diye düşündüm. Okula başlamıştım. Okuyup adam olacaktım. Aferin sözleri büyüklerimden sık sık kullanılırken bende kendimi bir şey yaptığımı zannediyordum. Hele alfabenin son sayfasına geldiğimiz de, o öğüdü hiç mi hiç unutmadım.
Gelelim ‘ ’ ALFABE’ ’ nin Son Sayfasına
‘ ’ Karga karga gag dedi. Çık şu dala bak dedi. Çıktım baktım o dala. Ne bu karga budala... Karga fındık getirdi, fare yedi bitirdi. Altı ay bir güz gitti. Müjde ‘ ’ ALFABE’ ’ bitti.’ ’ Güzel(!)değil mi?
Ha bir de ‘ ’ Deli DUMRUL’ ’ Hikâyesi vardı. Hepinizin bildiği. Hani köprü yaptırmıştı ya… Geçenden bir akça, geçmeyenden bin akça…
Neyse buradan şuraya gelmek istedim.
İlkokulu bitirdim ve ortaokula başladım. Hiç yeni bir kitabım olmadı. İkinci el olarak aldım üçüncü el olarak ta sattım. Eğitim öğretim yıllarım böyle geçti. Fakirlik olduğundan hiçbir kitabımı saklayamadım.
Eee… Gelelim günümüze. Çocuklarımı okuttum. Hepsine yeni yeni kitaplar aldım. Birine diğerinin kitabını vermedim. Hep yenisini aldım. Soru bankaları ve çeşitli kaynak kitaplar aldım girecekleri sınavlarda başarılı olabilmeleri için elimden geleni arda koymadım. Kazandılar sınavları, ezberlediler kitapları. Ancak; okullar bittikten sonra birikmiş olan kitapları bodrumdan çıkarmak istedim.Tam yedi deve yükü. Temizdi yıpranmamıştı ancak hiçbirini kitaplığıma koyamadım. Çocuklarımda sahip çıkmadılar. Düşündüm, ben bu kadar para verdiğim kitapları ve çocuklarıma ezberlettiğim kaynakların şimdi hepsini çöpe atıyorum. Peki, bu kitaplardaki bilgileri de çöpe atmış olmuyor muyum? Hadi kitaplarımızı çöpe attık; peki o bilgilerle doldurulmuş olan beyinleri şimdi ne yapacağız?
Saygılarımla.