MHP kongresinde coşku vardı
Eğer büyük bir aksilik olmazsa TBMM’de grubu bulunun partilerin il kongrelerini takip etmeye çalışırım.
Kongrelerde gördüğüm havayı da okurlarıma aktarmayı bir görev bilirim.
Bu anlayışla dün MHP’nin İl Kongresi’ne gittim.
İlçe kongrelerini bir süre önce tamamlayan MHP’nin İl Kongresi’nde tek liste olduğu için Atatürk Spor Salonu’nun dolacağını tahmin etmiyordum.
Ama salon dolmuştu.
Genel Başkan gelmemesine rağmen partililer büyük ilgi göstermişti.
Atamayla göreve gelen İl Başkanı Levent Bülbül ilçe kongrelerinde eleştirilerin aksine muhalif isimlerin bir çoğunun il delegesi olarak yazılmasını sağlamıştı.
Ancak o isimler kongrede yoktu.
Ben salona girdiğimde MHP’nin en önemli isimlerinden Grup Başkanvekili Oktay Vural salona yeni girmiş, herkes onunla fotoğraf çektirmek için yarışıyordu.
Divan Başkanlığı’na da Vural’ı seçtiler…
Daha önce de yazmıştım İl Başkanı Bülbül’ün iyi bir hatip olduğunu…
Dünkü kongrede bir kez daha hitabetteki yeteneğini konuşturdu.
Bülbül’ün irticalen yaptığı konuşması sık sık alkışlarla kesildi.
Konuşma bittiğinde de tüm salon kendisini ayakta alkışladı.
Bir de hafif gülümseyebilse aslında daha iyi olabilirdi…
Milletvekili Münir Kutluata ise her zaman ki gibi durağan bir konuşma yaptı.
Kutluata’dan sonra Oktay Vural konuştu.
Vural’ı basın toplantıları ve TBMM konuşmalarından biliyoruz.
O da çok etkili bir konuşma yaptı.
Vural’ın konuşması da salonu coşturdu.
O da konuşmasını bitirdiğinde salon ayaktaydı.
Karasu İlçe Yönetimi’nin, Oktay Vural’a bir süre önce kaybettiği eşinin resminin yer aldığı seramik tabloyu hediye etmesi salonda bulunan herkesi duygulandırdı.
MHP’nin Sakarya’da kongre süreciyle bir toparlanma içine girdiğini söyleyebiliriz…
Bu heyecanı yitirmeyecek bir listeyle MHP Haziran seçiminde, önceki seçimlerden daha başarılı olabilir.
SEDAŞ, Sakarya adını taşımasın
Bu öneri Demokrat Gazetesi köşe yazarı ve Kocaeli Gazeteciler Cemiyeti’nin bir önceki başkanı, değerli dostum Halit Yılmaz’dan geldi.
Yılmaz son yazısında şunları yazdı;
Kısa adı TEDAŞ olan Türkiye Elektrik Dağıtım A.Ş. yeniden yapılandırıldı, Türkiye’yi
21 elektrik dağıtım bölgesine ayırdı.
Bu yapılandırmada Körfez Elektrik Dağıtım A.Ş. ile Sakarya Elektrik Dağıtım A.Ş.
Bolu ve Düzce’yi de kapsayan 15.bölge yapılıverdi. Sonra Adı SEDAŞ oldu.
1 Temmuz 2008’de açılan ihale sonucu 600 milyon dolara SEDAŞ Akkök-AkenerjiCEZ
ortaklığına verildi.
Hedef 4 ilde kesintisiz elektrik enerjisi sunmak.
Ama ne yalan söyleyeyim. Enerjimizi bitirdiler. Kendi adıma işyerimde kombim ve
bilgisayarlarım bu işten zarar gördü. Şehrin göbeğinde arasıra, bazı bazı, genellikle sık sık elektrik kesintileri yaşıyoruz.
Ve her elektrik kesintisi yaşandığında hemen her mağdur içinde Sakarya’nın da isminin geçtiği şirkete rahmet okuyor; ”Hay bu şirketi Allah bildiği gibi yapsın”
Ancak kim bu şirkete laf ediyorsa, garibim bundan anlı şanlı Sakarya’da nasibini alıyor.
Şimdi benim buradan Sakarya’nın önde gelenlerine, kentin yöneticilerine, sivil toplum kuruluşlarına, basın meslek kuruluşlarına, gazeteci meslektaşlarıma bir çağrım var.
“Ayağa kalk Sakarya”
Bu adamların enerjisizliği sizin isminizle anılıyor.
Olur olmaz elektrik kesintilerine laf eden sizin adınızın geçtiği şirkete giderken size dokunuyor.
Kendi ana şirketlerinin isimlerini koysunlar. Sakarya ismini markalarından çıkarsınlar.
Sakarya’nın tarihin derinliklerinden gelen o kahraman ismine, gücüne laf ettirmesinler yetersizlikleriyle.
21. yüzyılda 72 saat elektrik mi kesilirmiş?
Sakarya’lı hemşehrilerim bu konuda ne düşünür bilmem.
Bu arada SEDAŞ yetkililerinin geçtiğimiz günlerde bir etkinlikte dağıttıkları çam sakızı çoban armağanı hediye ise bize gelecekte neler yaşanabileceğini gösterir gibi.
Üzerinde Sedaş logosu bulunan, “Taşınabilir enerji kaynağı ve el feneri.”
Hediye edilenlere “Buna ihtiyacınız olacak. Ne olur ne olmaz burası SEDAŞ’ın sorumluluk alanı her an karanlıkta kalabilirsiniz ” der gibi.
Enerjiniz hiç kesilmesin dileklerimle