İnsanı hasta etmeyin
Bugün Türkiye’de sanayinin yarattığı çevre kirliliğinin en tehlikeli boyutlara ulaştığı merkezlerden biri kuşkusuz Dilovası.
Dilovası 1960'lı yıllara kadar geniş tarım alanları ve orman alanlarıyla kaplı olduğundan yerleşim yeri mevcut değildi.
Ancak tarım alanları da çok verimli değildi.
1980’li yıllardan itibaren bölgede sanayileşme hızlı bir şekilde gerçekleşti.
Birbiri ardına kurulan 5 Organize Sanayi Bölgesi, Dilovası’nı bir kanser ovası haline getirdi.
OSB’lerde kirli sanayi olmaz deniyor ya, Dilovası’ndaki fabrikaların tamamına yakını Organize Sanayi Bölgeleri içinde…
OSB’lerden ikisi makine ihtisas OSB.
Biri kimyacılar OSB, biri kömürcüler, bir diğeri ise Karma OSB…
Liman, Karayolu ve Demiryolu bağlantıları nedeniyle tercih edilen bir sanayi bölgesi olan Dilovası bugün artık bir kanser ovası…
Geçmişte arazileri nasıl olsa verimli değil denilerek sanayiye açılan Dilovası’nda sanayiyle birlikte bir yerleşim de olmuş…
O yerleşim alanında yaşayanlar kanser tehdidiyle karşı karşıya…
Buradaki kanser sıklığı Türkiye ortalamasının tam 5 katı.
Hava kirliliği sadece kanser yapmıyor Dilovası’nda…
Kalp rahatsızlıkları da Türkiye ortalamasının çok üstünde Dilovası’nda…
Dilovası halkı tam anlamıyla bir ekolojik felaket yaşıyor…
Konut ve sanayi alanlarının birbirine karıştığı Dilovası örneği önümüzde dururken Sakarya’nın da dört bir yanına OSB’ler kuruluyor…
OSB kurulan arazilerin verimli olmadığı yönünde aldıkları bir raporla hepimize kandırmaya çalışıyorlar…
En son Karadere Köyü’nde kurulmak istenen OSB içinde böyle bir rapor alınmış…
Dilovası’nda OSB’ler kurulurken de o araziler için verimli değil diye raporlar alınmıştı.
Şimdi Dilovası halkı soluyacak temiz hava arıyor…
Ben buradan bu şehri yönetenlere bir kez daha sesleniyorum…
Sakarya’yı İstanbul’un sanayi çöplüğü yapmayın…
Ne olur havamızı, toprağımızı, suyumuzu kirletmeyin…
Çocuklarımız kanser olmasın…
Kısaca önce insan…
Ve siz insanı hasta etmeyin…
Öztürk seçilirse yandık
AKP Milletvekili Aday Adayı Kemal Öztürk daha önce Anadolu Ajansı Genel Müdürü’ydü.
Yani meslektaşımız…
Bugüne kadar tanışmamış olsak da bir meslektaşımızın siyasette iddialı bir konumda olması bizi sevindirir.
Ancak Öztürk’ü gerçek bir gazeteci olarak görmemiz mümkün değil.
O Anadolu Ajansı’nı iktidar partisinin resmi yayın organına dönüştürdü.
30 Mart yerel seçimleri gecesi AKP Genel Merkezi’nden yönettiği AA’nın seçim performansına (!) gösterilen tepkiler pek kızdırmış kendini…
O’nun döneminde Anadolu Ajansı Aralarında gazeteciler Can Dündar, Ahmet Şık, Melis Alpan, Burcu Karakaş, Ali Arslan, sanatçılar Erdal Beşikçioğlu, Atilla Taş ile CHP milletvekilleri Umut Oran ve Müslim Sarı’nın da aralarında bulunduğu 58 kişi hakkında şikayetçi olmuş…
Şikayet konusu bu kişilerin sosyal medyada Anadolu Ajansı’nı eleştiren mesajları…
Savcılık da bu kişiler hakkında soruşturma başlatmış…
Mesajları okuduğumda dehşete kapıldım ve şöyle düşündüm;
Kemal Öztürk Milletvekili seçilirse biz yandık…
Bugüne kadar Ayhan Sefer Üstün’e, Şaban Dişli’ye, Zeki Toçoğlu’na yaptığımız eleştirilerden onda birini kendisine yapsak mahkemeye koşacak…
Bakalım AKP Genel Merkezi, Öztürk’ün iktidar muhaliflerine yönelik bu baskıcı anlayışını ödüllendirip milletvekili adayı gösterecek mi?
….