Şanlı Destan Aziziye
19 yüzyıl Osmanlı İmparatorluğu için uzun, uzun olduğu kadar acıların yaşandığı asır olmuştur. 8 Kasım günü Sabah Namazı sonrasında Erzurum halkı o günlerin anısına Ecdada Saygı Yürüyüşü yaptılar.
1815 Viyan kongresiyle Şark Meselesi adını verdikleri Osmanlıyı yok edip Türkleri Orta Asya'ya sürme düşünceleri bu acıların kaynağı olurken, eğitimde, teknolojide ve askerlik sanatındaki geriliğimizde işin tuzu biberi oluyordu.
Özellikle Osmanlı-Rus Savaşları kanlı olduğu kadar Rusların acımasızlığı ve üstünlüğüyle sonuçlanıyordu. Rusların Ortodoks Mezhebine mensup olanları himaye edeceği gerçeğinden yola çıkan azınlıklar Türk milletine dayanılmaz acılar yaşattılar.
1828-1829 Osmanlı-Rus savaşında ilk işgalini yaşamış, şehrin anıtsal yapılarının kitabeleri sökülüp götürülürken Erzurum Medreselerinde ki kitaplarda Tiflis'e, oradan Petersburg'a götürülüyordu.
130.000 olan şehir nüfusu 15.000 e düşmüş, âlimleri, zenginleri ve gidebilenler şehri terk etmişti. Savaşın akabinde Osmanlı kendini toplarken Erzurum'da yeniden derlenmiş, toparlanmış işlemeyen kurumları işler hale gelmişti ki kapıda yeniden savaş rüzgârları esmeye başlamıştı.
1877-1878 Osmanlı Rus savaşı Nisan 1877 de başlayınca Gazi Ahmet Muhtar Paşa aylarca yenilenen, takviye alan Rus ordularını durdurmuş fakat 15 Ekim 1877 deki meydan savaşını kaybedince 150 Kilometreden fazla yolu zor şartlarda savaşarak geri çekilip 4 Kasımda Azizye Tabyalarına gelinmişti.
Top Dağı dirençliydi. Erzurumların vatanı savunma konusunda imanları kaviydi. Lakin şehirde savaşacak Erkek kalmadığı için iş kadınlara, çocuklara, dedelere ve Tabyalardaki Askerlere kalmıştı.
8 Kasımı 9 Kasıma bağlayan gece Ermenilerin rehberliğinde tabyalara Ruslar sokulmuş Azizye 3 Tabyasındaki 1300'den fazla Mehmet uykuda şehit edilmiş, Aziziye 2 Tabyasında kanlı boğuşmalar gecenin zifiri karanlığında gerçekleşirken Aziziye 1 tabyasının haberi olunca Yarbay Bahri Bey yaralanma pahasına askerlerini savaş meydanına sokarken bir taraftan da Gazi Ahmet Muhtar Paşaya Haber göndermiş durumun vahametini bildirmişti.
Sabah ezanları okunurken Ayaz paşa müezzini Abdullah Efendi haberi duyunca gür sesiyle minareden şehre durumu haber vermiş, şehir halkını tabyalara askerin yardımına çağırmıştı.
Durumu Dadaşlar nineler, kızlar, çocuklar; kazma, balta, satırla askerin yarımına koştular. "Asker Millet El -Ele Ruslara vurduk sille" dercesine şehit olaya, vatanı kurtarıp hür olmaya koştular, koştular, koştular.
Müthiş bir boğuşma başlamış, göğüs göğüse düşmanla savaşan askerler ve sivil ahali öğleye doğru düşmanı yeniş Ruslar askerlerini savaş meydanında bırakarak kaçmışlar ve yeniden Aziziye tabyalarının burçlarında Ay Yıldızlı bayrağımız dalgalanmıştı.
Bu gün 138 yıl önce dede ve ninenlerin yalın ayak başı açık koştukları tabyalara tıpkı o gün gibi Selatü Selamların minarelerden okunmasıyla birlikte on binlerce Erzurumlu ve il dışından gelenler Top Dağına tırmandılar.
Bu sefer savaş yoktu. İstiklal marşının okunmasıyla göndere çekilen şanlı bayrağımız akabinde okunan Dualar insanların göz yaşlarına sebep olmuş kadınlı, çocuklu, yaşlı, genci her insanın göz pınarlarından yaşlar süzülürken bu vatanı bize emanet eden dede, nine ve devlet adamlarına olan bağlılıklarını belirtmek için hep bir ağızdan Fatihalar okuyarak, Ruhları şad olsun diyerek geldikleri yoldan şehre geri döndüler.
Bu vesileyle emeği geçen herkese sonsuz teşekkürler ederken bu işi organize edilmesi düşüncesini üç yıl önce gündeme getirip takipçisi olan valimize de teşekkür ederiz.