Ahi Naci İşsever ve “Yalaza”
Ahi Naci İşsever ve “Yalaza”
“Taraklı Osmanlı’nın izlerine rastlanan Kuva-i Milliye ruhunun vakur olduğu nezih ve sakin bir şehir…
Han Hatun vaktından kalma dört tarafı dağla çevrili bir kasaba…
Her mevsim iklimin prıl prıl parladığı bir yerleşim yeridir.
Taraklı’da Yunuspaşa camii yanında Şehit Mehmet Nuri Kocabıyık parkında kestane ağaçlarının dibinde çay ocağında kaynayan çay ve müthiş atmosferde yapılan sohbetlerin tarifi inanın mümkün değil.
Sakın ola ki, yapılan sohbetleri “Başkasına dil uzatan, sohbetler” olarak algılamayın.
Gafil avlananlar oluyor elbette.
Asıl anlatmak istediğim Taraklılı Ahi Naci İşsever ve onun yalazasıdır diyerek konuya girmek isterim
Taraklı’da yetişmiş nâzenin insanlardan biri de “Naci İşsever” ismiyle tanınan Ahi Naci İşsever’dir.
İşsever 1944 yılında Sakarya Taraklı’da doğmuş, ilkokulu Taraklı’da bitirdikten sonra Arifiye İlköğretmen Okulu ve Balıkesir Necati Eğitim Enstitüsü Edebiyat Öğretmenliği Bölümünü bitirmiştir.
Edirne ve Mersin’de Edebiyat öğretmenliği, Almanya’da işçilik ve Türkçe öğretmenliği yapmıştır.
Eserlerinde ve günlük hayatında Taraklı Türkçesini en iyi ve en zengin biçimde kullanan İşsever, 1972 yılından bu yana Taraklı ile bağını kopartmadan Almanya’da yaşamaktadır
‘Almancı Dediğin’ (roman, 1987),
‘Taraklı’ (araştırma-inceleme, 1993),
‘Taraklı’da Yalaza Kültürü’ (mizah, 2009),
‘Seyyah Çarığı’ (şiir, 2014)
İşsever’in yayınlanmış eserleridir.
Ahi Naci İşsever büyüğümüzü uzun uzadıya anlatacak değilim. Ancak buradan kendisine kısa ve öz mektup yollamak istiyorum
“Yalaza” nedir? “Yalaza Ustaları kimdir? ”
Büyük emek vererek kitabını yazdığı “Yalaza”yı arzu etsek bir kez daha bu köşeden yazabilir mi ?
Sağlığının daha kıymetli olduğunu bilenlerdenim.
“Yalaza” dediğimizde aklımıza ilk gelen şahsiyetler merhum Alaattin Öncü, Talat Karaltı, ve şoför Ulvi Erkal Amca gelir. Bu kişilerin üstüne “Yalaza” ustası tanımam
Ne yazık ki son zamanlarda sahte “Yalaza” örnekleri ortalıkta dolaşmaktadır.
Anlatılan o hikayelerin hiç biri kayıt altında değildir.
O “Yalaza” diye anlatılanların çoğu yaşanmış efsane “ESPRİ”dir.
Yıllarca “Yalaza Nedir? ” sorusunun sorumluluğunu üzerimde taşıdım.
Maalesef örneklerini verirken hep zorlanıyorum. Özünü anlatmayı beceremiyorum. Büyülü sözleri seçemiyorum.
Ne Cevat Hafız’ın Alaattin Amca’nın ne Talat Usta’nın ne Hafız A’nın nede Ulvi Amca’nın anlattıklarını bugüne kadar hiç kimse anlatamadı. Onların anlattıklarının lezzeti bambaşka olurdu.
“Yalaza” Taraklı’nın veli nimetidir. Bu velinimeti yersiz işlemek lezzet değildir.
Belki Naci Amca “Yalaza” ile ilgili kamil sözlerini bir kez daha anlatırsa o zaman “Yalaza” yı anlatmakta doğru mücadele de bulunuruz.
Ahi Naci İşsever’e 6 sorum olacak.
Birincisi; “Yalaza” neden yeni yüzlere aktarılamıyor? 3–5 isim arasında dönüp duruyor?
İkincisi; “Yalaza” da önceden kurgu yapılıp karakterler belli olur mu?
Üçüncüsü; “Yalaza” nerede ne zaman nasıl yapılacağı belli olur mu?
Dördüncüsü; “Yalaza” yapan kişi gerçekten normal insan mı?
Beşincisi; “Yalaza” da küfürlü söz kullanma özgürlüğü var mı ?
Altıncısı; “Yalaza” dinleyende ne zaman 'gına' getirir?
Eminim ki Ahi Naci İşsever Amcam’da “Yalaza” hakkında tepeden tırnağa köşe yazısı yazabilecek sinerji vardır.
Allah sağlık ve ömür verirse inşallah seneye bugünlerde Naci Amca ile Taraklı’da yüz yüze görüşür bol bol çayını kahvesini içeriz
Şimdilik Taraklı’dan gönül dostlarından selam olsun.
#