Özi Faciası,Yüreğimdeki Sızı
"Karlofça" antlaşmasından sonra Osmanlı artık büyük toprak kayıplarına uğramaktadır.
Artık "Karlofça'dan" sonra Osmanlı büyük Türk nüfusunun kaybıyla karşı karşıyadır.
Yollarda; göçle, hastalıkla veya düşman kılıcıyla ölmektedir. Osmanlı artık vatanını koruyamamaktadır.
Bu kayıplardan biride" Özi" kaybıdır. Özi yüreklerdeki acıdır. İnsanların işkencenin şiddetiyle bağırmalarının gök yüzüne ulaştığı acıklı bir sahnedir. Yirmi Beş Bin Müslüman Türkün hayatını kaybıyla sonuçlanmış acı bir vakıadır.
Özi Karadeniz'in kuzeyinde bugünkü Ukrayna sahillerindedir. Tahkimatlı bir kaledir.
Kaleyi Vezir Mehmet Ali Paşa savunmaktadır. Yıl 17 Aralık 1788
Kaptan-ı Derya Cezayirli Gazi Hasan Paşa donanmayla denizden savunmaktadır.
Bu ünlü, ünlü olduğu kadar namlı Türk kalesi Rus Prens Potemkim komutasında ki 80. 000 kişilik yurdunun kuşatmasına direnmiş ve ancak 17 aralıkta şehir düştü.
Rus Prens kalede bulunan sivil, kadın, çocuk, yaşlı ve asker demeden hepsini feci bir şekilde öldürtmüştü.
17 aralık 1788 tarihinde Özi'de şehit edilen Türk sayısı tam 25. 000 kişi idi.
Rus komutan şehirde katliam yapmış ve şehri yağmalatmıştı.
Özi'den sonra Hocapaşa(Odesa) da düşmüş, peşine Podolya'daki Hotin kalesinin düşmesiyle birlikte Kuzey Karadeniz tamamen elden çıkmıştı.
Sonuç olarak bu kadar acı kaybın yaşandığı Özi olayı ne edebiyatımıza, nede tarihsel analizlere konu olmamış acı sadece yüreklerde kalmıştı.
Elbette tarih düşmanlık üzerine bina inşa edilmemeli ama gerçekleri ve alınacak dersleri de ortaya ilim erbabı ortaya koymalıdır. Yoksa tarih; iflas etmiş bakkalın defterine döner.
Tarihten ders çıkaranlara selam olsun.