Ellerimiz az çok yaptığımız işi ifade eder. Bu arada Aşağıda Bestesini yazdığım Yıldırım GÜRSES'e ALLAH'tan Rahmet diliyorum
Yayın: Güncelleme:
Sallanır dile gelir Bülbüller güle gelir Öpülür hale gelir
Konuşan ellerimiz
Savrulan mendil gibi Kalplerde kandil gibi Aşk okuyan dil gibi
Kıvrılan ellerimiz
Mektup yazar naz eder Kışlarını yaz eder Açılır niyaz eder Uçuşan ellerimiz
Çağırırken yüzünü, kovarken sırtını, iki yana sallandığında ayrıldığını gösteren, “Dur!” derken dik, “Geç bunları!” derken eğik duran, açıldığında isteyen ve veren, yumulduğunda öfkelenen ve vuran, Üst üste geldiğinde ALLAH ’ı, iç içe geldiğinde kulları öven, kura çekerken titreyen, bıçak çekerken titreten, makasçılarla trenlerin, terzilerle kadınların yolunu değiştiren, şifreyi kurcalarken rakamları, buket yaparken çiçekleri okşayan, çizen ve silen, kazan ve gömen, gölgesi çocuklara tavşan, büyüklere kurt masalı anlatan ellerimiz var bizim.
Ellerimiz, amalar gibi okumak, ahrazlar gibi konuşmak için var. Ellerimiz bir yüzü tarif etmek için dokunuyor, ellerimiz bir sözü tarif etmek için oynuyor.
Pul koleksiyonu olur da el koleksiyonu olmaz mı? İşte Renk renkeller size. Mavi, yeşil, kırmızı eller. Şu siyah el yumrukmuş ona kadar saydıran, şu sarı el bir Çinli’nin; pirinç tarlasında bulunmuş, bu el bir prensese ait; değince kararıyor, bu el bir dağcının titriyor hala, şu el de bir diplomatınmış zamanında çok sıkılmış, şimdi canı sıkılıyor. Çevirmeye devam et sayfalarını el koleksiyonunun. Korkma ışığı söndür ve yandığını gör; fosforlu bir hırsız eli bu.
Hani çocukluğumuzda oynardık “el el üstünde kimin eli var?” oyunu’nu. Herkes elini bir başka el üstüne koyardı, tabii gözlerimiz kapalı. İçimizden biri gözünü bir açsa görecek; hayır ama oyunu bozmazdı kimse.
Peki sizler birbirlerinizin ellerini ne kadar tanıyorsunuz? Eller insanın yaptığı işin adeta aynasıdır, kimliğidir. Ben mesela semerci Rahmetli Hasan amcanın elini hemen tanırdım. Yine semerci Mehmet amcanın, Mustafa amcanın da. Rahmetli sobacı Mustafa amcanın ‘ da ellerini tanımamak mümkün değildir. Ya Sanayideki tamircilerin elleri; Tornacı Ekrem Ustanın, Aladdinustanın ve diğerlerinin ellerini ne kadar çabuk tanırsınız değil mi? Baba mesleği olan saraçlığı hala devam ettiren Kadir amcanın ellerini tanımamak mümkün mü? Elbiseleri okşayan, onlara şekiller veren; terzi İdris Ustanın, Selahattin Ustanın ve Cemal ağa beynin , Emin amcanın ellerini sıktığınızda o zarifliği hissedesiniz. Bu arada ayakkabıcı Mustafa’yı da unutmamak gerekir.Son yıllarda bizim memleketimizin dışa tanıtılmasında yaptıkları ürünlerle büyük katkıları olan İsmail TOPUZ ’uve Sıtkı BULUNTEKİN ’iunuttum sanmayın.
Vee; cefakar ve vefakar annelerimizin mübarek elleri; onlar her elin üstündedir. Ot kesen, ot toplayan, Yemek yapan, elleri su ’dançıkmayan, saçımızı okşayan Güz geldi mi bahçelerde elma ve ayvaları sandıklara dizen, Şefkatlerini her şeyde belli eden kutsal varlıklarımızın elleri kına kokar, sevgi kokar.
Eğer yeryüzündeki bütün elleri bir masanın üzerine koysalar, şu yukarıda saydığım elleri teker teker çıkarır bulurum diğer ellerin içinden.