Gençlerimiz Geleceğimizin Teminatıdır
GENÇLERİMİZ GELECEĞİMİZİN TEMİNATIDIR
Bahar mevsiminin kendisini iyice hissettirdiği şu günlerde gençlikle ilgili bir yazı yazma ihtiyacı hissetim. Bahar bana hep gençlik çağını, sonbahar ise yaşlılık çağını hatırlatır.
Çocuklarımızın özleyip durduğu, yaşlılarımızın hasretini çektiği gençlik çağı insan ömründe çok manalar ifade eder. Ömrün baharı, hayatın en tatlı anları, Allah’ın en büyük armağanlarından biridir gençlik.
İnsan hayatının en verimli çağı gençliğidir. Her şeyin tadının en güzel alındığı, her zorluğun üstesinden gelebilme gücünün en üst seviyede olduğu, hayatın her renginin insana en canlı geldiği zaman dilimidir gençlik. Gençliğini güzellikler içinde geçiren insanlar bahtiyar, gençliğini yanlışlıklar içinde geçirip gençliğinin kıymetini bilmeyenler ise hep üzüntü içerisinde olmuşlardır. Peygamber Efendimiz beş şey gelmeden önce beş şeyin kıymetini bilin buyurmuşlar: Ölüm gelmeden önce hayatın, hastalık gelmeden önce sağlığın, meşguliyet gelmeden önce boş vaktin, ihtiyarlık gelmeden önce gençliğin, fakirlik gelmeden önce zenginliğin.(Keşfü’l-Hafa,1,48(H.4369))
Genç dilimizde, yaşı ilerlememiş, ihtiyar karşıtı anlamında kullanılmaktadır. Zihin bakımından yeterince gelişmemiş, toy anlamı da mevcuttur. Gençlik, insan hayatının ergenlikle orta yaş arasındaki dönemini ifade etmektedir. Tariflerden yola çıkarak, gençlik hem maddi anlamda kişinin bedeninde tezahür eden değişiklik olarak karşımıza çıkmakta, hem de manevi anlamda ruhsal yapımızdaki duygularımızı ifade etmektedir.
Yüce dinimiz neslimizin yetişmesine büyük önem vermiş. Gençlerin hem bedence, hem ruhça, hem de gönülce en güzel şekilde yetiştirilmesini, onlarda din, iman, Allah, Peygamber, vatan ve millet sevgisinin geliştirilmesini şiddetle emretmiştir. İnsan nadide bir cevheri, bir inciyi, bir altını nasıl sokağa atamazsa milletlerin en büyük saadet ve istikbal sermayesi olan gençleri de sokakların kirli ve bulanık sularına bırakmamalıdır. Çünkü caddeler çıkmaz sokaktır. Bugün büyük şehirlerimiz ve memleketimizin doğusunda ki sokaklar avarelerin cirit attığı, özgürlük istiyoruz diyerek mağazaları, otobüsleri, durakları, yolları, kamu mallarını tahrip eden, güvenlik güçlerimizin ve masum insanların canına kasteden, uyuşturucu ve şehvet tuzağı ile gençleri kendi kötü emellerine alet etmek isteyen aşırı uç gurupların mekân tuttuğu yerler haline gelmiştir.
Gençlik dönemi ister kendisine sıkıntı getirmesi anlamında, isterse kendine mutlu bir gelecek hazırlaması anlamında insanoğlunun en önemli dönemidir. Gençlik o kadar önemli bir dönemdir ki, Yaratanın razı olacağı bir hayat içerisinde olunması halinde müjdelerin en büyüğü vardır. Bu müjdeyi Sevgili Peygamberimiz bir hadislerinde şöyle buyurmaktadır. “Yedi sınıf insan vardır ki, Yüce Allah hiçbir gölgenin bulunmadığı kıyamet gününde arşının gölgesinde gölgelendirecektir. Bu yedi sınıftan biride Allah’a ibadet ederek temiz bir hayat içinde serpilip büyüyen gençtir." (Buhari, Ezan,36)
Gençlik dönemi kişinin büluğ çağına ermesiyle daha farklı bir boyut kazanır. Artık kişi kendisinin fizyolojik yapısını keşfetmeye başlamakta, biyolojik değişimlerini daha yakından takip edebilmektedir. Bu sebeple gençliğin başladığı dönem kişinin eğitim ve öğretim hayatının en yüksek seviyede devam ettiği, zihin melekelerinin daha iyi çalıştığı, enerjinin doruğa çıktığı bir dönemdir. Bunun için gençlik çağında bulunan evlatlarımızı kontrol altında tutabilmek çok kolay olmamaktadır.
Kültürün aktarılmaya başlandığı, bir milletin geçmişinden getirdiği önemli örf ve geleneklerin insanlara benimsetildiği en önemli dönem gençliktir. Milli ve manevi değerler ışığında kişilerin kimliğinin, karakterlerinin ve kişiliklerinin oturması yine bu döneme rastlamaktadır. Ayrıca ister iyi alışkanlıklar isterse kötü alışkanlıklar olsun gençlik döneminde kazanılır. Arkadaşlık olgusunun geliştiği, insanların belki de uzun yıllar hayatlarını ve fikirlerini paylaşacağı, insanlarla dostlukların kurulduğu bir dönemdir gençlik. Yine aile yuvasının kurulması, bu yuvanın kurulması neticesinde aile hayatının mutluluk veya sıkıntılar içerisinde devam etmesini sağlayan temeller yine gençlik döneminde atılmaktadır. Saymış olduğumuz ve daha birçok önemli sebeplerden dolayı gençlik hayatı, asla boş verilecek ve ihmal edilecek bir dönem değildir. Bunun aksine ihmal edilmemesi gereken dönemlerin başında gençlik gelmektedir ki, bu dönemin ihmali hem bireylere hem de toplumlara telafisi zor yaralar açmakta ve zararlar getirmektedir.
Bunun için anne-babaya, öğretmenlerimize, din görevlisi ve din gönüllüsü kardeşlerimize, vatanını ve milletini seven herkese önemli vazifeler düşmektedir.
Peygamberimiz(sav) Efendimiz gençliğe ve gençlerin yetişmesine çok büyük önem vermiştir. Peygamberliğinin ilk yıllarından itibaren yanında gençleri bulmuş, birçok yaşlılar İslam’a şiddetle karşı çıkarken, gençler müslüman olmuş ve İslam’a destek vermiş. Bu gençlerin çoğu, zengin ve itibarlı ailelerini terk ederek büyük çileler çekmelerine rağmen Hz. Peygamber’in (sav) yanında yer almışlardır.
Dinimiz gençliğin güzel geçirilmesine özen göstermiş, bu zaman diliminde insanın hayatını sıkıntıya sokacak davranışları yasaklanmıştır. Bu dönemde yetişen bireylerin görev ve sorumluluklarını tam anlamıyla yerine getirebilme gücünü kazandırma vazifesi başta anne-babalara, topluma ve devlete düşmektedir.
Rabbim bizlere milli ve manevi değerlerine sahip çıkan hayırlı nesiller yetiştirmeyi nasip etsin.
27.04.2015
Faruk Güneş
Taraklı Müftüsü
#