Geyve'den Portreler
Sayın Celalettin Yüksel
Daha önceki yıllarda hep il merkezlerinde görev yapmıştım.
Yine şu meşhur 99 depremi bizi Geyve'ye sürüklediğinde,
O da yeni gelmiş, Bilecik'liymiş.
***
Makamında ziyeret ettim.
Kendimi tanıttım.
Resmi bir ziyaretti.
Sağolsunlar iadeyi ziyarette bulundular.
Hatta bir gece, zannederim Düzce depremi olduğunda
Ben başhekim olarak hastanede olmam gerekirdi.
En kısa zamanda hastaneye gittim.
Ancak o benden de önce gelmişti hastaneye.
***
Zaman içinde kendisi muayene olmak için gelirdi.
Ciddi bir rahatsızlığı olmadığını bilirdim.
Ancak bildiğim ve hissettiğim şey ise;
Yıllar içinde işlevselliğini kaybetmiş olan hastaneye ,
Hastane çalışanlarına itibar kazandırmaktı.
"Kaymakam bile Geyve hastanesine gidip muayene oluyor"
Bu söylenti ufak yerlerde çabuk yayılır
Tesiri de bir o kadar çabuk olurdu.
Oldu da.
Bunu ancak vatanını,işini seven,
Amiri olduğu kurumları koruyup kollayan
Bir devlet adamı yapardı.
O da yaptı.
***
Resmi işlerde ne kadar ciddi ise,
Mesai bitip de resmiyet ortadan kalkınca
On kat daha fazla dost,arkadaş olabilecek kadar işini bilen,
Bunu da hissettiren bir Kaymakam olarak tanıdım.
***
Kendi emeği ile lojmanın bir kenarına yaptığı seradan,
İcra Müdürünün salatalık çalma uğraşılarını nasıl boşa çıkardığını,
Savcı ile Hakime neredeyse bir kasaya yakın
Meyva suyu ısmarlama zorunda kaldığını
Bugün bile tebessümle hatırlarım.
Belki yaşı benden küçük ama,
İdarecilikte ondan öğrendiğim çok şey oldu.
***
Yıllar önce bir resmi daireye bile ayakkabısını çıkararak giren,
Vatandaş hikayelerinin anlatıldığı ülkemde,
Böyle, halka yakın duran,
Kolay ulaşılabilir,
Yetki sınırlarını zorlayarak hizmet üreten,
Sade insanların tabiriyle " halk adamı" olan
Yöneticilere ihtiyaç var.
Bunlardan biriydi Celalettin YÜKSEL!
Varsın yukarıdaki büyüklerimiz duymasınlar,bilmesinler ne gam.
***
Şimdilerde Marmaris'te.
Zaman zaman haberleşiriz.
Böyle bir amirle çalışmaktan,
Böyle bir dostu tanımaktan bahtiyarım.