İki Yılda Emekli Olmak
Kısa yoldan emekli olsunlar diye,
Kendi ellerimizle gider oy veriz,
Ülkemizi sevip saysınlar diye.
Ne kolay değil mi? iki yıl da emekli olmak. Bir tarafta 60 yaş, bir tarafta 27, enteresan değil mi? Evet değerli dostlar, Burası Türkiye Cumhuriyeti. Bir tarafta vekiller, bir tarafta asiller. Ama bu ülkede asiller mağdur, vekiller Mamur. Nasıl mı? Gelin beraber düşünelim. Asillerin seçtikleri vekiller önce kendilerini garantiye alan yasaları çıkarıyorlar. Nedir o, derseniz, kıyak emeklilik yasası, hani bir zamanlar ufak tefek itirazlar sonucu ve sessiz kalan bir oy çokluğuyla vekillilerimizin sessizce kabul ettikleri Kıyak emeklilik yasası. Şimdi demeyin sana mı düştü tasası. Kıyaslayalım bakalım, asiller işe başlar ve kaç yaşında başlarsa başlasın, 60 yaşını doldurmadan emekli olamaz. Ya seçtiğimiz vekiller kaç yaşında vekil olursa olsun 2 yılın sonunda emeklidir. Hem de kıyak emeklilik. Emeklilik maaşlarını bilmiyorum ama normal memur maaşının en az iki katıdır. Kıyak emeklilik= itilmeden, kakılmadan, sorgulanmadan saygı görerek emekli olmaktır. Bu her kula nasip olmaz. Evet, beğenseniz de beğenmeseniz de bu böyledir arkadaş. Aynı ülkenin, aynı coğrafyasına da yaşıyoruz hepimiz. Ortada ki pasta belli. Paylaştırın bakalım adaletli, Herkes hakkına razı olsun. Ama Önce adaletli olsun. İsterseniz bunu bir hikâyeyle anlatalım sizlere. Mevlana Celaleddin Rumi’den, Hikâye şöyle,
Günün birinde Aslanlar, kurtlar ve tilkiler birlikte anlaşarak ortak av yapmaya karar kılmışlar. Ne avlarlarsa bölüşüm adaletli olacak, husumetli değil. Neyse gitmişler, avlanmışlar ve avdan dönmüşler.
Bir geyik, bir tavşan ve bir de keklik avlamışlar beraberce. İş gelmiş taksimata, yani adaletli bölüşmeye. Üç gruptan birer heyet seçmişler temsilen. Aslan ilk sözü kurtların seçilmişine vermiş. Demiş ki, yap bakalım şu adaletli bölüşmeyi. Temsilen seçilen kurt önce düşünmüş, aklından şöyle geçirmiş. Şimdi ortada bölüşülmeyi bekleyen bir geyik, bir tavşan birde keklik var. Dağların kıralı Aslanlar bu payın en büyüğüne layık. Kurtlarda tavşanı alsınlar. Keklik de Tilkilere kalır. Ve hemen sesli söylemiş düşündüğünü. “Geyik Aslanların, Tavşan Kurtların, Keklikte Tilkilerin olsun” demiş. Bu taksimata Aslan sinirlenmiş ve Kükremiş, “olmaz böyle adaletsiz bir dağıtım, vurun boynunu” Kurt’un kelle gitmiş. Tilkiye dönmüş Aslan, “sen yap bakayım şu adaletli dağıtımını” Tilki bakmış pabuç pahalı başlamış taksimata ve iltifata “Ey dağların kralı, nimetlerin en güzeli sizin, kalırsa gerisi bizimdir. Geyik sizin şanınız, Tavşanda olsun hakkınız, keklikte olsun mezeniz” demiş. Kral Aslan hafif gülümsemiş ve sormuş, “Bu adaletli dağıtımı ne zaman öğrendiniz” Tilki de cevap hazır. “Kurt’un kellesi gittiği zaman efendim” demiş.
Bu hikâye böyle değerli dostlarım, Ya sizin hikâyeniz?
Hepinize saygı ve sevgilerimi sunuyorum.
#