VURDUM DUYMAZMISINIZ !!!!
Evet; sevgili Taraklılı hemşehrilerim ve büyüklerim sizlerle yaklaşık iki sene önce Taraklı'da bir termal tesisdeki iş hayatım ile TARAKLI SEVDAM başlamıştı. Taraklı'yı " Posterlerdeki Taraklı mı; yaşanan Taraklı mı ! ikilemi ile tam bir huzur abidesi olması için ama " Sırrının kaleminden" köşesindeki yazılarım ile ama üyesi olmaktan gurur duyduğum Taraklı Yerel Kültür Derneği ile bir şeyler yapma çabası içinde oldum.
Maalesef çok arzu etmeme rağmen Taraklı'da iş hayatım oluşmadığı için Eskişehir'de hayatıma devam etmek zorunda kaldım. Ama ben bu geçiçi dünya için değil, ebedi istirahatımın başlangıçı olacak kabir hayatımı Taraklı'da olması için rahmetli dedem ve ağbimin yanında kabrimi yaparak Taraklı ile bağımı her zaman sürdüreceğim.
Uzun bir süre sonra yaklaşık dokuz aydır gidemediğim Taraklı'ma bu hafta Cuma günü tekrar gitmek fırsatı buldum. Taraklı'ya gelirken Gölpazarı yolu ile geldim fakat dönüşte Geyve üzerinden dönmek üzere hareket ettim.
Taraklı Termal tabelalarına gelmeden yine o beyaz duman ve koku ile çöplüğün yandığını gördüm ve kahroldum.
Çünkü 16 Ekim 2014 tarihli " TARAKLIYA NEDEN GELİNMELİ" yazım ile Taraklı çöplüğünün önemine dikkat çekmiştim. Çöplükten sıçrayacak bir alev ile orman yangının oluşması her an meselesi idi.
Yine Taraklı'da bulunduğum sürede çöp ayrıştırma tesisi kuran bir firma olan İstanbul'dan Disan Hidrolik firmasının sahibi Hayrettin Beyi Taraklı'ya davet ederek Belediye Başkanım ile görüştürmüş ve çözüm arayışında olmuştum.
Taraklı çöplüğü ile ilgili yazıma tekrar dikkat çeken sevgili gazeteci kardeşim İzzettin Kömürcü'nün " ÖZKARAMAN VE EKİBİNE" yazısı ile konu tekrar gündeme getirilmesine rağmen çöplüğün yerinin değiştirilmemesi ve hala yakılmaya devam edilmesi beni be yazıyı tekrar yazmama sebep oldu.
Ben ; Taraklı'dan km'lerce uzak olmama rağmen huzursuz oluyorsam Taraklı'nın başta yerel yöneticileri olmak üzere bu yoldan geçen Taraklılar nasıl rahat olabiliyorlar.
"Allah korusun" bu çöplük yangının ormana sıçraması durumunda bir orman yangınına dönüşmesi durumunda bunun vebalini kim üzerine alacak, vicdanlarını nasıl temizleyecekler.
Sevgili Belediye Başkanım ve Taraklı' lı hem şehrilerim ; Ne olur bu yazıyı okuduktan sonra pencerenizden dişarıya bir bakın ve o yeşil çam ağaçlarının yanmış siyahi durumunu düşünün ve kokusunu hissederek yapılması gerekenleri en kısa zamanda yapın. "Testi kırıldıktan sonra akıl veren çok olurmuş" derler. Bende söylemiştim demek istemiyorum.
Sevgili editörüm İzzettin Bey kardeşim ben vatandaşlık görevimi yaptım. Umuyorum ilgili kişiler bu yazıma cevap verirler ve yapılması gerekenler en kısa zamanda yapılmaya başlanır.Aksi durumda seninde söylediğin gibi "
Sevgili Mustafa İşcan Abicim
“Tarih Tekerrürden İbaret”derler ya
Çözüm yoluna gidilmezse seneye yazı daha yazmak kaçınılmaz.
Benim aklım ermez Abicim Sen ver cevabı yazı yazdık ya “Biz şimdi suçlumuyuz, değilmiyiz? !!!!!Benden daha tecrübelisin Abicim... !!!
Yazımı " Bu Memleket Bizim " yazımda yazdığım memleket özlemi ile yanıp tutuşmuş büyük şair Nazım Hikmetin şiiri ile bitirmek istiyorum.
Dörtnala gelip Uzak Asya'dan
Akdeniz'e bir kısrak başı gibi uzanan
bu memleket, bizim.
Bilekler kan içinde, dişler kenetli, ayaklar çıplak
ve ipek bir halıya benzeyen toprak,
bu cehennem, bu cennet bizim.
Kapansın el kapıları, bir daha açılmasın,
yok edin insanın insana kulluğunu,
bu davet bizim....
Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür
ve bir orman gibi kardeşçesine,
bu hasret bizim...
Daha güzel bir Taraklı'da yaşamak için; biz olarak vatandaşlık görevimizi yapalım.
Allaha emanet olun benim sevgili hemşehrilerim.
#