Erzurum'da Akşam Cemaat Odası Ve Kuran Kursu Vardı
Kadim mahallemiz, bir zamanlar şehrin merkezindeki mekanlar bütünlüğü. Palandökenlerden gelip Dabakhane çeşmesinin bulunduğu yerde birleşen ve Taşmağazalar'ın arkasından geçen ve Şerif Bey zamanında üstü kapatılan ünlü derin doğu tarafında kalan mahallemizdir.
Tarihi konakları, çeşmeleri camisi ve işyerleriyle müsemma güzel yerdi. Cedit Camisi mahallenin ortalarında ahşap 400 yıla yakın müminlere ev sahipliği yapmaktadır.
Camiden doğuya giden yolun sağında güneye yönelip biraz yürüseniz bir üç katlı bina çıkar karşınıza. Bu bina 1992-1999 yılları arasında "Akşam Cemaat Odası ve Kuran Kursuna" ev sahipliği yaptı.
Zamanında Kuran okumayı öğrenememiş yaşlı, genç kardeşlerimiz için bir gurup fedakâr insanın ceplerindeki harçlıklarla güzel bir mekan dayayıp döşediler. Sıralar aldılar, kütüphane oluşturdular.
Erzurum Valiliğine müracaat ederek gerekli resmi izni alıp, il müftülüğünden de ders okutacak hocayı istediler ve kurs faaliyete geçmiş oldu.
O gün kursun açılması için çaba sarf edenler, kitapçı Ahmet Sefiloğlu, eğitimci olarak Abdurrahman Zeynal, Oltu taşı tespih ustaları Sebahattin Beyit ve Fatih Birbaş, Tek çalışanlarından Alpaslan Atılay, Gürsel Torun , Mahmut Akgül, PTT teknisyeni Yavuz Özmen, binanın sahibi Cahit Geyik, Fasit Makineleri sahibi Mustafa Güvenli'nin yanında Selçuk Kolik, Sinan Özyurt, Mustafa Sertoğlu, Endüstri Meslek lisesi aşçısı Yavuz Bey, Şafiiler Cami imamı Cengiz Gündoğdu sonrasında Abdulgafur hoca yedi yıl aralıksız yaz kış genç ihtiyar demeden Kuran okuttular. Öğrenmeye çalışanlara okumayı öğrettiler. Her dönem sonunda resmi sertifikalarını alan kursiyerlerin sayısı giderek artmış 465 kişiye ulaşmıştı.
Düzenli olarak yapılan haftalık sohbetler, konferanslar işin tadı biberi olmuş, kursa gelenleri kardeş etmişti. Kurs hiç bir guruba, kliğe ve cemaate bağlı değildi. Böyle olması her çeşit insanın devamını sağlamış, yönetenlerin başarısı olarak kayda geçmişti.
Bu arada Ramazanlarda iftar verme geleneğini başlatmıştık. Mutfak oluşturmuş, kap kacak almış, gariban ve kimsesizlere her akşam iftar yemeği vermiştik. Yukarıda isimlerini saydığım arkadaşlar gönüllü olarak sıraya girmiş iftar sonrasında temizlik ve yıkama işlemini üstlenmişler sırf Allah rızasını kazanmak için çalışmış hizmet etmişlerdi. İftar sonrası bulaşık yıkamak sevinç kaynağımız olmuştu.
Günlük gıdalarımızı hayır sever esnaflarımız üstlenmiş, her gün sebze halinden sebze ihtiyacımız, kuru gıda işi yapan tüccarlarımızdan kuru gıda ihtiyacımız karşılanmış, neşe içinde hizmeti devam ettirmiştik.
Ancak 28 Şubat süreci, Cahit Geyik Bey'in hastalanması, akabinde kira miktarını ödeyemeyeceğimiz miktarda artırması, arkadaşlarımızın bir kısmının şahsi problemleri,1999 yılında kursu kapatmamıza neden olmuştu.
Sahip olduğumuz kitap ve taşınmaz eşyaları o yıl Ebu Isak Vakfı'na devir yapmış ne yazık ki bu güzel kursu kapatmıştık. Ancak kurduğumuz dostluklar hala devam etmekte olup bir araya geldiğimizde o mazideki günleri konuşup "gün olur asra bedel" ifadesini tekrar eder durur olmuştuk.