TA-Hİ-DER'den 'Cumhuriyet Türkiye'sinde İslam' Konulu Sunum
Öncelikli olarak tarihe nasıl yaklaşmamız gerektiği üzerinde duran Gürhan Korkmaz: "Tarihi yargılamak yerine anlamaya çalışmamız gerekiyor. Tarihsel süreci, o günkü ortamı, ihtiyaçları ve mecburiyetleri göz önünde bulundurarak değerlendirmeliyiz" dedi. Korkmaz, Osmanlı Modernleşmesi ve Cumhuriyet Modernleşmesi arasındaki benzerlikler ve farklılıklardan bahsederek konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Birinci Meclisten İkinci Meclis dönemine geçiş olayı, yakın tarihimizdeki en önemli kırılmalardan biridir. Milli Mücadeleyi mümkün kılan İslami dilin, İkinci Meclis döneminde terk edilmesi ve akabinde yapılan inkılaplarla muhalif düşüncelerin tasfiye edilmesi süreci yaşanmıştır. Bu dönemde Diyanet İşleri eliyle uygulanan Türkçe hutbe, Türkçe Namaz, Türkçe ezan, Türkçe Kur'an denemeleri; İslam'ı Protestanlaştırma ve Ulusal bir din tesis etme çalışmaları olarak okunabilir.
Demokrat Parti'nin iktidarı ile dindar kesimler arasındaki ilişkinin ise çok boyutlu ve çok katmanlı bir bakış açısı ile ele alınması gerekiyor. Zira cemaat ve tarikatların Demokrat Parti sürecindeki küçük kazanımları, Halk Parti iktidarının dine karşı katı politikaları nedeniyle büyük kazanımlar olarak nitelenmiştir.
Seküler Uygulamalar ile Milletin Dönüştürülmesi
Türk milletinin, âlimlerin ve aydınların yapılan inkılaplara karşı farklı tutumlarının değerlendirildiği, Diyanet İşleri Başkanlığının Türkiye'deki konumu, görevleri ve uygulamalarının tahlil edildiği sunumda; cemaat, tarikat ve STK'ların siyaset ve iktidarla olan ilişkileri, iktisadi tutumları ve buna bağlı yaşanan ikilemler ele alındı.
TA-Hİ-DER Üyesi Gürhan Korkmaz, İslam dünyasında dinden daha güçlü başka bir meşrulaştırıcı ve seferber edici unsur olmadığı için modern seküler fikirlerin, dini bir muhtevaya büründürülerek savunulduğunu, bunun büyük kalabalıklara ancak bu şekilde benimsetilebildiğini vurguladı.#