Tutarsızlıklara İsyan!
Hani derler ya, sen ne kadar anlatırsan anlat, ancak karşındakinin anladığı kadarsın. Ya da, insanlar anlamak istediklerini anlar. İşine geleni alkışlar da, işine gelmeyen sözlere karşı sağırdır. Katran karası zifiri karanlıklarda gezer de, nurlar içinde dolaştığını zanneder.
Ben fikirlerimi yazarken, siyasi partilere yandaşlık ya da düşmanlık gibi bir derdim olmadı hiç, olmayacak. Ben şuna inanıyorum, yaratılan bir varlık olarak insan eksiktir, eksik olan insanın ürünü olan beşeri sistemler de eksiktir. Bu nedenledir ki, hiçbir siyasi partiyi kusursuz görmedim, liderini de mükemmel görmedim. Ne olursa olsun, körü körüne desteklemedim. Yanlış yaptığında benim partim, senin partin demedim, yanlışını söyledim, eleştirdim. Ben ne savunacaksam, bir Müslüman olarak, inancımla örtüşüp örtüşmediğine bakarım. İnancımla örtüşen fikirler ve insanlık yararı için söylenen sözler, savunulan doğrular hangi kesimden gelirse gelsin, başımın tacıdır. Dünya hayatı hak ile batılın mücadele yeridir. Beni illa bir tarafa koymak isteyenlere diyorum ki, ben Allah’ın ve Peygamberinin tarafında, inancıma ve halka saldıran her zihniyetin karşısındayım. Benim safım belli. Ya siz hangi saftasınız?
Özgür düşünce ve düşünceyi özgürce ifade etme, fikirlerine saygı, hoşgörü beklemek, senin hakkın olduğu kadar, seninle aynı fikirlere sahip olmayan herkesin de hakkıdır. Fikirlerinde baskıcı, dayatmacı, zorba olmayacaksın. Ayrı fikirleri sebebi ile insanları suçlamayacaksın, aşağılamayacaksın. Kendini aydın gören zavallılar gibi, millete efendilik yapmaya kalkmayacaksın. Nasıl ki, sen benim doğrularımı kabul etmek zorunda değilsen, ben de senin doğrularını kabul etmek zorunda değilim. Düşüncelerine saygı bekliyorsan, sen de farklı düşüncelere saygı göstermeyi öğreneceksin.
İsyan ettiğim tutarsızlıklar, çelişkilerdir. Hırsız senin olunca iyi de, benim olunca mı kötü? Hayır, senin hırsızın da kötü, benim hırsızım da kötü. Zalim senin fikrinden olunca iyi de, benim fikrimden olunca mı kötü? Hayır, senin zalimin de kötü, benim zalimim de kötü. Özgürlük, düşünce özgürlüğü, yaşama, giyinme hakkı gibi insani değerler senden ise hak ta, senin gibi olmayanlara mı yasak? Hayır, insani değerler herkesin hakkı. Demokrasi sen kazanırsan güzel de, ben kazanırsam mı kötü? Hayır, demokrasi milletin iradesi hür olarak vücut bulduğunda güzel. Senin iradene vesayet odakları tarafından darbe yapılınca kötü de, benim irademe darbe yapıldığında mı güzel? Hayır, milletin iradesine yapılan bütün darbeler kötü. Allah’ın bile hür iradesinde özgür bıraktığı insanları, sen zorlayınca güzel de, ben zorlayınca mı kötü? Hayır, bütün baskıcı, dayatmacı, zorbalar kötü.
Ben bazı doğruları, çelişkileri dile getirdiğimde, doğal olarak kızanlar, eleştirenler de oluyor. Hemen birilerinin tarafından olmakla, birilerine düşmanlıkla suçlanıyorsun. Bu işin en kolay ve basit yönü. Allah aşkına şimdi esiri olduğunuz fikirlerinizden, beyninize vurulan zincirlerden bir an olsun kurtularak, tarafsızca okuyun. Tutarsız olmayın, samimi ve dürüst olun. Tek parti döneminde, seçimlerde başka partilere izin verilmemesi hatadır. Bu hep savunduğunuz demokrasi değildir. Kıyafet uygulamasında insanların zorlanması hatadır. 18 yıl ezanın Türkçe okutulması hatadır. Müslüman inancına saygısızlıktır bu. Bu ülkede, başbakan ve arkadaşları asıldı. Bu büyük bir hata ve ayıptır. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir dediğiniz bu ülkede, milletin iradesine defalarca darbe yapıldı. Her darbe onlarca yıl geri götürdü ülkeyi. Maddi ve manevi onarılmaz yaralar açtı. Güya yüzde doksan dokuzu Müslüman olan bu ülkede, dokuz ay karnında taşıyıp, doğurup, büyüterek, gözünden kıskandığı yavrusunu, bu vatan ve millet için askere gönderen ve orada şehit veren ana, madalya töreni için alana sokulmadı baş örtüsü sebebi ile. Bu ülkede, üniversite kapılarında baş örtülü kızlar için ikna odaları kurulup, inancı gereği başını açmak istemeyenler, okullarına alınmadı. Bu ülkede, yarışmada birinci olan kız, baş örtüsü sebebi ile ödül alacağı sahneden yaka paça kovuldu. Bu ülkede, milletin iradesinin gerçekleşeceği mecliste, milletin oylarıyla seçilmiş milletvekili, baş örtülü olduğu için hayasızca, yuhalanarak meclisten kovuldu. Bu ülkede, baş örtülü olarak okuyamayan kızlar, tepki olarak papaya mektup yazıp, yardım istedi. Sen birilerini ‘ Keşke Yunan gelseydi ‘ dediği için vatan haini ilan edeceksin, ama aynı sen ‘ Tayyip gitsin de nasıl giderse gitsin, ister Amerika, ister Rusya götürsün, fark etmez’ diyerek kahraman olacaksın öyle mi? Hain ilan ettiğiniz Yunanı isteyenle, bu gün Amerika’yı, Rusya’yı isteyenin farkı ne? Bu ne yaman bir çelişkidir böyle.
Genel olarak baktığımda, AKP yönetiminin de bana göre hataları elbette vardır. Kusursuz değildir. FETÖ’ye sağı solu geçmişte bütün iktidarlar ( Necmettin ERBAKAN hariç ) destek verdi, AKP’de aynı hataya düştü, bu yanlıştı. Çözüm süreci hata idi. AB’nin Türkiye’ye yaptığı onca düşmanca duruşa rağmen, hala AB’ye girme çabası hatadır. ABD Türkiye’ye hiç dost olmadı, olmayacakta. ABD’nin İncirlik’te bulunması bana göre hatadır. Gelir dağılımında adalet sağlanmadı, daha çok zengin yedi kaymağı, her zaman olduğu gibi. Eşit işe eşit ücret dendi ama, aynı işi yapanlara aynı özlük hakları verilmedi. Seçime giderken öğretmen, hemşire, polis, din görevlileri gibi meslek gruplarına verilen söz de, muhalefet partilerinin geçmiş yıllarda ve bu seçimde bu sorunu ısrarla dile getirmesinden kaynaklandı diye düşünüyorum, umarım geri adım atmazlar. Emeklilere bayramlarda verilecek ikramiye de, aynı sebeple oldu. Özelde ise, beni yakından tanıyanlar iyi bilir ki, AKP yönetiminin 2003 yılında Sakarya ili genelinde, özellikle de Kaynarca ilçesinde bulunan, hak ve adaletten nasibini almamış yerel yönetimleri sebebi ile, benim maddi zararım şimdiye kadar en az 550 bin liradır. Yerel yönetimler oy kaygısı ile, kanuni yetkilerini kullandılar. Ama bu yetkilerini kullanırken de adaletsizliğe, haksızlığa ve zulme sebep oldular. Onlarla hesabım İlahi huzurda olacak. Bu adaletsizliği de dönemin AKP milletvekiline, Kaynarca belediyesi başkanına, Kaynarca AKP ilçe başkanına ve diğerlerine de açıkça söyledim. Haklı isem susmadım, susmayacağım. Dün eleştirdim, bu gün eleştiriyorum, yarın eleştireceğim. AKP kendini zaman zaman eleştirip, sorgulayabiliyor. Keşke bunu muhalefet te, gerçeklerle yüzleşerek yapabilse.
Eğer ben sadece kendi maddi çıkarım için konuşacak olsam, bu gün kin ile saldırmam gerekirdi. Ama ülke genelinde değerlendirdiğimde, benim maddi çıkarlarım, ülkenin ve milletin çıkarlarından daha önemli değildir. Yaşadığım veya gördüğüm olumsuzluklar, doğruları söylememe engel değildir. Allah bir ayette şöyle buyurur, ‘ Ey iman edenler! Allah için hakkı ayakta tutun, adaletle şahitlik eden kimseler olun. Herhangi bir topluluğa duyduğunuz kin, sizi adaletsiz davranmaya itmesin. Adaletli olun; bu, takvaya daha uygundur. Allah’tan korkun. Şüphesiz Allah yaptıklarınızdan haberdardır. ’ ( Maide Suresi 8 )
Bütün bunlar ve daha nice adaletsizlikler yaşanırken bu ülkede, sen neredeydin? Bu gün ses tellerini yırtarcasına bağıranlara soruyorum, insanı ve insan onurunu ayaklar altına alan bu zorbalıklar yaşanırken, dün haykırdın mı gücünün yettiği kadar haksızlığa? Darbeler milletin egemenlik hakkına saldırıdır, lanetliyorum dedin mi? Yoksa o zorbalara, darbecilere alkış mı tuttun? Canı gönülden destekleyip, sloganlarınla zafer nidaları mı attın sokaklarda? Şimdi de kalkıp bana demokrasi, insan hakları diyeceksin, özgürlük diyeceksin, doğruluktan, dürüstlükten, erdem insan olmaktan bahsedeceksin. Haksızlık sana yapıldığında ise feryadı figan edeceksin. Aydınlık kafa deyip, karanlıklar içinde yüzeceksin. Sen senin gibi düşünmeyen herkesi eleştireceksin, aşağılayacaksın ama sana kimse ses çıkarmayacak, sen eleştiriye kapalı olacaksın. Böyle bir dünya yok.
Yine söylüyorum, dün yaşanan bu zorbalıklara karşı çıkmayanların, eleştirmeyenlerin, aksine destekleyenlerin, bu gün başkalarını suçlamaya, özgürlük, adalet gibi kavramları dillerine almaya zerrece hakkı yoktur. Olgun insan, kimden geldiğine ve kime yapıldığına bakmaksızın, haksızlığa her zaman karşı çıkandır. Ve yine tekrar ediyorum, o kadar eksikliklere, olumsuzluklara rağmen, bu gün, dünün baskıcı, dayatmacı, darbeci zorba yönetimleri ile kıyaslanamayacak kadar özgür, demokrat ve iyidir. Kabul etseniz de etmeseniz de, isteseniz de istemeseniz de bu böyle. Bu günü, dün de haksızlığa karşı çıkan herkes eleştirebilir, ama dün haksızlığa avuçlarını patlatırcasına alkış tutanlar, bu gün susacak.
Beşeri siyaset benim umurumda değil, kimden gelirse gelsin ben gördüğüm her yanlışı söylerim. Birileri benim değerlerime, inancıma ve halka saldırırken, hiç kimse benden susmamı beklemeyecek. İnancım bana der ki, ‘ Bir haksızlık gördüğünüzde önce elinizle, gücünüz yetmiyorsa dilinizle engel olmaya çalışın, o da olmuyorsa kalbinizle ( içinizden ) buğzedin. Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır. ’ ( Hadis-i Şerif )
Bütün güzelliklerin sizlerle olması dileği ile, Allah’a emanet olun.
#