O Anıtta Bizim de İsmimiz Olabilir
Artık gündemin ilk sırasında corona virüsü.
Onunla yatıp onunla kalkıyoruz.
Ama nedense; kendimizi, sevdiklerimizi, birlikte yaşadığımız insanları tehlikenin kucağına atmaktan da geri durmuyoruz. İki günlük sokağa çıkma yasağı ilan edilince sanki yedi yıl sürecek bir kıtlığa girecekmişiz, bundan sonra Knut Hamsun'un romanındakine benzer açlık başlayacak, açlıktan sapır sapır dökülecekmişiz gibi üç beş gıda maddesi için insanlar neredeyse birbirinin üstüne çıktı.
Cebindeki paranın,
Kapında duran arabanın,
İsminin önünde yazılı makamın, sıfatın,
Evindeki eşyaların, malın,mülkün,
Yapılan savaşların,kavgaların
Ne kadar da anlamsızlığına,
Bu dünyanın yalnızca insanların olmadığına,
Elimizdeki olanakların ne denli kıymetli ,
Günlük yaşantımızdaki çok basit dediklerimizin bile özlenebileceğine
Şöyle bir baktık.
Ama görüp görmediğimiz şüpheli.
Çünkü bakmakla görmek arasındaki farkı henüz anlayamadık.
***
İnsanların bilmesi gereken çok önemli bir husus şudur:
Hastanelerdeki corona yoğunluğundan, daha önce basit bir müdahale veya basit bir ameliyatla şifa bulacak insanlar hastanelere gitmekten korkar oldular. Eğer işler daha da yoğunlaşırsa
Corona harici hastalar da kaybedilmeye başlayacak.Bu tip hastaların kaybedilmesinin sebebi,
Vatandaşa verilen "evde kal" sorumluluğunu ciddiye almamasıdır. Bu sorumluluğu her bireyin durup düşünmesi lazım.
***
Yıllar sonra tarih bu günleri yazacak.
Belki bir sürü şehirde bugünlerin anısına anıtlar yapılacak.
Bu anıtların kaidelerinde de kaybedilen insanların isimleri olacak.
Kim bilir bir anıtın kaidesinde bizim de ismimiz yazılabilir.
***
Bütün bu karamsar tabloya rağmen, ümidimizi asla kaybetmeden inşallah, kısa bir müddet sonra insanlar işin vahametini fark edip ciddiye alarak, vatandaşın üzerine düşen görevi yapmaya başlayacağını bu musibetten de çok kısa zamanda kurtulmayı tekrar, kıymetini bilemediğimiz eski günlere dönmeyi umuyorum,diliyorum.
Ve son olarak da Allah'tan niyaz ediyorum.
#corona #corona-virusu #hasta #evde-kal