Ortak Aklın Ortak Yolu

M. Ali ÇINAR

Öyle bir dönem yaşıyoruz ki, kim kimin dümeninde, kim kime uşaklık ediyor ve kim kimin değirmenine su taşıyor anlaşılır gibi değil. İnsanlığın aydınlık yolunu karartanlar neyin peşindeler. Artık dünya küçüldü. Bu gezegende olup bitenler tesadüf değil, hepsi plan ve programlar dâhilinde yürütülüyor. Bizler sadece perdede oyuncuları izliyoruz oyunu kuranları değil ve bol bol yorumlar yapıyoruz. Sağlamla çürüğün aynı kapta olduğunun çoğumuz farkında bile değil. Toplumun önderleri her zaman halkını aydınlatmalı. Fikir adamlarından kafa karıştırıcı değil ya da yanlışlara alıştırıcı değil, insanlığın hür ve özgürce yaşayabileceği, dağıtımın adaletli bir şekilde yapıldığı, bir dünyayı kurmak için ortak aklın önemine önem verilmeleri gerekir diyorum.

Bütün dünyada olup bitenlerin arka planında birilerinin olduğunu artık görmeliyiz. Kurmuş oldukları sömürü sistemlerinin ömrünü uzatan dalkavuklarında tespiti iyi yapılmalıdır. Eğer geleceğimizin mutlu ve kutlu olmasını istiyor isek oynanan bütün oyunları irdeleyerek, bundan ne amaç edindikleri üzerinde kafa yormamız gerekiyor. Medya bu rolün başoyuncusudur. Eğer uzmanlar konuşmalarını para karşılığı yapıyor ise işimiz oldukça zor demektir. 
Her üç beş yılda bir hastalık ortaya atıp aşı ile ilgili anlatılanları da aklım almış değil. Ne amaçlandığını iyi irdelememiz gerekmektedir. Ve şu soruyu soruyorum hakkım olmayarak. Bakın değerli dostlar. Daha önce birçok hastalığı öne çıkararak aşı ürettik diyenler yine aşı peşindeler. Ve soruyorum şimdi bu konu hakkında da hepinizi düşünmeye davet ediyorum. Şu an “KORONA” denilen bir salgından söz ediliyor. Evet, bu yılın gribinin adı bu. Ülkemizde 144 bin kişi bu hastalığa yakalanıp hastanelerimizde tedavi görerek iyileştiler. Ölenlerin sayısı ise 5000 lerde. 144 bin kişi aşı bulunmadan ilacı da henüz yokken hastanelerde tedavi edilerek bu hastalığı yenmişler ise, demek ki sorun yok. Zaten her yıl bundan fazla kişi gripten ölmüyor muydu? Bunun arka planında da bir başka oyunun olduğu kanaatindeyim. Dedim ya artık hiçbir şey tesadüfü değil maalesef. İnsanlığı düşünmeyenler benim sağlığımı hiç düşünmezler. Eğer insanlık düşünülseydi dünyada savaşlar son bulurdu. Çoluk çocuk hunharca katledilirken kimsenin gıgı çıkmıyor. Eeee. Şimdi gelmişler beni aşı ile sağlığımı koruyacaklar. Onu bir geçeceksin. Ben sağlığımı korurum. Sen merak etme. Beni benden başka kimsenin düşüneceğine inanmıyorum. Gölge etme başka ihsan istemem.

Sonuç şöyle bitirmek istiyorum. Müslüman’a temiz ol demeye gerek yok, Müslüman zaten temiz olan insan demektir. Hem dışımız hem de içimiz temiz olmalıdır. Bir kişinin dışı kirliyse içinin temiz olması mümkün değildir. Dışı temiz görünenlerinde içinin temiz olduğu anlamına gelmez. Ancak Müslümanların içi ve dışı temizdir. Temiz değil se Müslüman değildir.