Önce Sağlık Ve Huzur…
Herkes kendi köyünü, kasabasını -o da kalmadı ya artık-,ilçesini sevmesi en doğalıdır. Doğup büyüdüğümüz yer denilince havasından suyuna, toprağından taşına, lezzetinden tadına kadar oraya ait olma duygusunu yaşarız.
Taraklı’da “Cilalı İbo Lostro Salaonu “ tabelalı küçük kulübesinde ayakkabı boyacılığı yapan Halil İbrahim Oruçoğlu Taraklı’da doğmamış, Taraklı’da büyümemiş ama otuz yıl aşkın süredir Taraklı’ya yerleşmiş Taraklı’da ekmek yeme mücadelesini sürdürüyor. Onu Taraklı’da herkes “Konya’lı İbo” diye tanıyor.
İbrahim Abi ile sohbet şakalaşmak psikolojik olarak insanı rahatlatıyor.
Önceki gün yine yanına uğradım. Sosyal mesafede sohbet ettik.
“-Anlat bakalım İbrahim Abi” dedim
-“Ne anlatayım sen anlat ben dinleyeyim” dedi. Biraz çekişme biraz itişme
“-Fark etmez ben anlatayım” dedim
Diyeceğim o ki bugünün sıkıntılı günleri yerine yaşanmış eski güzel günlerden konuştuk.
Eskiden Taraklı’da ayakkabı boyacıları vardı. Omzuna astıkları boya sandığı ile çarşıda dolaşır iş yerlerini ve kahvehaneleri gezer ayakkabı boyarlardı. Halk pazarının kurulduğu Cumartesi günleri Ankara caddesi’nde bizim iş yerimizin önüne de karşısın da boyacılar olurdu
Hepside dosttu. Yenidoğan mahallemizden sabah çıkar gelirler acıkmak, susamak bilmeden “boyayalım abi, boyayalım abi” diye durmadan bağırırlardı. Takır takır ahenkli fırça sesleri ve boya sandığındaki bisiklet zilleri çarşımıza ritim katardı. Boya sandığının yan kutusunda rengarenk boyalar sarı kapaklı üzerinde “Nuri Leflef” yazılı cilalar, küçük çiviye takılmış fırça ve boyacının dizinde sahibine özel ayakkabı parlatıcısı kumaş.
Taraklı’da ayakkabı boyacısı dediğimiz zaman İhsan Amca, Sıtkı Amca ve Sebahattin Ural amcayı tanırız. İhsan Amca ve Sıtkı dayı fötr şapka takardı. Biri güler yüzlü şakacı, diğerinin gölgesi ağır,Sebahattin Amca kendi halinde üçüde güzel insandı. İhsan Amca çocukları çok sever şeker verirdi. Sıtkı Dayı da herkese kızar bazen de ensemizde bir şamar sesi duyardık, Alınmazdık, gücenmezdik, demezdik babamıza, annemize. Çünkü bilirdik hata bizimdi. Yüreklerimiz temizdi ama.
Nur içinde yatsınlar. Kıymetli insanlardı. Hepsinin ruhu şâd mekânı cennettir inşallah...
Konyalı İbo ile sohbetimizi her ne kadar karıp karıştırsak da onun dilene yerleşmiş sözler tavan yapsa da;
Toplumsal olaylarda duyarlılığını, hayvanlara olan sevgisi ve şefkatini küçük şeylerle mutlu olmasını “Buda benim artılarım” diye ifade ediyor
Dışarıda yağan sağanak yağış biraz daha şiddetini arttırıyor. Islanmayı da göze almayarak “Bize iş lazım, aş lazım” diyerek sohbetimizi sonlandırdık.
Onun geleceğe dair umutlu sözleri beni de sevindirdi.
Ne mutlu Konyalı İbo gibi gelecek günlerden umutlu olanlara…
**
2020 yılı milletimiz ve insanlık alemi için hiç de iyi bir yıl olmadı. Ne söyleyebiliriz, ne yazabiliriz ki.
2021 yılında bir an evvel her şeyin normalleşmesi dileğiyle hepinizin yeni yılını kutluyorum.
İşin özü;
Önce SAĞLIK ve HUZUR diliyorum
Hoşçakalın…