Doğru Dini Doğru Öğrenmek
Allah insanı yarattı ve ona Kuran’ı öğretti. Kuran baştan sona insanı bilgilendirici ve hidayete erdirici emir ve önerilerle doludur. İnsan doğruya ve doğru bilgiye Kuran’la ve aklını kullanarak ulaşacaktır. Ancak, İslam’ı doğru öğrenmek ve yaşamak için, Kuran’ın yaşayan insana anlaşılır kılınması şarttır. Çünkü Allah, insana her çağda yeterli olacak doğru yol bilgisini, Kuran’la ulaştırmıştır. İslam’ın üstün bilgi kaynağı ve tek doğruluk ölçüsü Kuran dır. Kuran tam ve tutarlı bir kitaptır. Onun yalanı yanlışı ve noksanı yoktur.
Dini en doğru biçimde anlamış olan Peygamber (as)’in ve sahabe neslinin hayatında Kuran ve onun aydınlığında yürüyen akıl, tek doğruluk ölçüsü kabul edildiği için din, onlar tarafından doğru anlaşılmış ve yaşanmıştır.
Ne var ki, saadet asrından kısa bir süre sonra Kuran, sünnet, akıl ve ilim büyük ölçüde terk edildiği için; mesnetsiz görüşler ve yanlış hükümler dinin yerine, İslam dışı geleneğin kabulleri de Kuran’ın önüne geçti. Böylece önceki ve sonraki yanlışlar, din sanıldı. Kuran ve sünnet bir tarafa bırakıldı. Herkes kendisine göre bir doğruluk ölçüsü ihdas etti. Neticede, Kuran ve sahih sünnetin doğru dediği pek çok şeyi yapmayan, yanlış dediği birçok şeyi yapan topluluklar oraya çıktı. Dini, Kuran ve sünnet ölçüleri içinde hayatlarına taşıyamayan toplumların onu doğru anlamaları ve doğru bir tavır geliştirmeleri beklenemez.