Film Şeridi Gibi…
Yaş elliyi geçti… Elli iki oldu. Otuz beş yıllık gazete muhabirliğimde neler görüp yaşadığımı gözden geçirdim. Hatalar, hayaller, beklentiler, tecrübeler ve geride kalan güzellikler.
Muhabirlik hayatımda yaşadığım güzelliklere ve yol kazalarımıza götürmeye çalışacağım sizi.
Deterjan kutusundan hediye çıkan mikro film kullandığım fotoğraf makinem, bir saatlik ş
arz ile çalışan kasetli kameram, haber yapmak için gün boyu sokaklarda dolaştığım günler geçecek filim şeridi gibi bu satırlardan.
Muhabiri olduğum gazetenin Adapazarı’n dan Taraklı’ya nasıl ulaştığı, Adapazırı’n dan kalkan belediye otobüsünü saatlerce nasıl beklediğimi, gazeteyi elime aldığımda yayınlanmış Taraklı haberini nasıl heyecanla okuduğumu, gazeteyi okuyucuya ulaştırmak için nasıl kapı kapı dolaştığımı o okuyucuların halen muhabirliğini yaptığım gazeteyi okumaya devam ettiğini anlatmaya kalksam sizlere sayfalar dolar.
İşim gücüm çokken, Öyle ’ki heves uğruna haber peşinde koşarken
“- Hiç işin gücün yok mu senin ! “ diyenlere gönderme yapacağım.
Onlar ‘ki “ Boş işlerle uğraşıyorsun” diyerek gazete muhabirliğimizi “ Boş iş” görerek ayıp ediyorlardı…
Gazete sayfalarında yayınlanmış haberlerimi kesip A4 sayfasına yapıştırdığımı ve nasıl bir duygu ile haber yaptığımı çok iyi hatırladığımı saklanmış sayfalara her daim baktığımı, iki tekerlekli zincirli bir motosiklet alabilmek için gazete haberlerinden aldığım parayı bir yıl boyunca biriktirdiğimi ve aldığım motosiklet ile köy köy, dağ bayır dolaştığımı unutmadım.
Helvacı dükkanımızda kullandığımız sarı kağıtlara tükenmez kalemle yazdığım haberleri gazeteme faksladığımda 3-5 gün sonra da gazetemin ofisinde masada beyaz kağıtta faksladığım yazıyı gördüğümde “Aaaa bu benim yazım!” derken ki şaşkınlığımı unutamıyorum.
Kan revan içinde koca engellere kafa tuttuğumu hatırlamak istemiyorum.
Tüm televizyon kanallarında günlerce gündem. olan “Panter Emel” haberleri ve ana haber bültenlerinde canlı telefon bağlantıları muhabirlik mesleğimizde adeta masal oldu
Hem ulusal gazete ve televizyonlarda hem de yerel televizyonlarda yayınlanan haber ve katıldığım programların hepsi muhabirlik hayatımızın arasına serpiştirilmiş güzel mutluluklar. Evimizin köşesindeki plaketler o güzel günlerin en büyük anıları olarak duruyor.
Muhabirliğimiz gereği birçok olaylara tanıklık ediyoruz. Şahit olduğumuz olaylarda olumsuzluklar görüyoruz. İnsanların tepkilerini dinliyor onlarla aynı duyguları birebir yaşıyoruz. Taraklı’nın yaşanabilir bir yer “Sakin Şehir” olduğunu söylüyoruz. Taraklı insanının kadirşinas insanlar olduğunu söylüyoruz. Dile getirdiğimiz sorunların çözümü hepimizi mutlu ediyor. Kalitemizi, işimizin ehli ve uzmanı olduğumuzu gösteriyor. Bu duyguları çok yaşadım. Hal böyle olunca muhabirliği keyifle yapıyoruz.
Dünya değiştikçe teknoloji hızla gelişiyor. Mısır ekmeği yerine hamburger, karanlık oda da fotoğraf basımı yerine dijital fotoğrafı, sosyal medyayı konuşuyoruz artık.
Gazete muhabirliğinde yolculuğumuz devam ediyor halen… Bırakma niyetimizde yok. Hancıyız yani… Gönül koyanlarında canları sağ olsun.
Bugün amacım dostlarımızı kısada olsa sadece geçmişe götürmekti. Dostlara, doğrulara, vefalılara selam olsun.
Haftaya görüşmek dileğiyle… Hoşçakalın
Hoşçakalın
#kose-yazi #film #seridi