İktidar Gerçeklerin Bilinmesinden Rahat
Terör örgütünün eylemleriyle gerilen halkımız tepkisini ortaya koymak için sokaklara, meydanlara dökülmüş durumda…
Toplumda ciddi boyutlara varan bir kutuplaşma hepimizi tedirgin ediyor…
Halkımızın bölünmesine kadar varabilecek yaygın bir karşılıklı güvensizlik havası estiriliyor.
Bu noktada kanlı baskınların yarattığı haklı tepkiler giderek büyürken hükümet RTÜK aracılığı ile televizyonlarda terör haberlerine ve yayınlarına kısıtlamalar getirdi…
Yıllar sonra ilk kez Türk yayıncılık tarihinde TV yayınlarına getirilen bu kısıtlamalar halkın haber alma hakkına vurulmuş bir darbedir…
Hatırlayacaksınız…
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan 21 Ekim günü, 12 askerimizin şehit edilmesiyle ilgili gelişmeleri değerlendirirken, kanlı terör örgütünden önce Türk medyasını topluma hedef göstermişti…
Sanki şehitlerin sorumlusu medyaymış gibi televizyonları sorumlu yayın yapmaya çağırmıştı…
Erdoğan’ın bu çağrısını talimat olarak algılayan Radyo Televizyon Üst Kurulu’nun Kanal 7 kökenli Başkanı Zahit Akman, hemen televizyonlara bir talimat yazısı gönderip yayınlarla ilgili yasaklamaları tebliğ etti…
Şehit ve kayıp askerlerle ilgili yayınlardan rahatsız olan hükümetin unuttuğu bir şey var…
Artık medya sadece televizyonlarla sınırlı değil…
Türk halkı internetten tüm dünyayı izliyor ve gerçeklere bir çok kaynaktan ulaşabiliyor…
Halkın iktidarın rahatsız olduğu ve halkın bilmesini istemediği gerçekleri öğrenebileceği o kadar çok kaynak var ki…
İktidar yasaklama kararıyla sadece başını kuma gömüyor…
Yaptığı başka bir şey değil…
…
Eğitim ne durumda?
Vali Hüseyin Atak eğitime ne zaman el atacak diye beklerken, OKS ve ÖSS’de başarı düzeyimin arttırılması için yapılması gerekenlerin ele alınacağı toplantıyla ilgili davet mektubu geldi…
Atak’ın sorunlara yaklaşımını beğendiğim için bu toplantıya önemseyerek katıldım…
İyi ki de katılmışım…
Milli Eğitim Müdürü Murat Yazıcı’nın OKS ve ÖSS’deki başarısızlıklara mazeret arayan sunumu toplantının başlangıcında olumsuz bir hava yarattı…
Yenigün’den Cevdet Güngör haklı bir tepkiyle “ Bu kafayla hiçbir şey olmayacağını” anlatırken hemen araya o sunumu hazırladığını belirten bir görevli devreye girdi ve gereksiz bir polemiğin tarafı oldu…
Proje Şubesi’nde sorumlu olduğunu belirten bu görevli hiç görevi değilken Sakarya’ın Yalova’yla kıyaslanmaması gerektiğini anlatmaya çalışırken Vali Atak’ın da tepesi attı…
Atak’ın devreye girmesiyle toplantı normal seyrine döndü…
Katılımcılar eğitimde başarının arttırılması için önerilerini dile getirdiler…
Toplantıya katılanların büyük bölümünün toplantıyla ilgili hazırlıklı olmadıklarını gördüm…
Ancak yine de başarılı bir toplantı olduğunu düşünüyorum…
Benim önerim, daha dar katılımlı toplantılarla bu sorunun masaya yatırılmasıdır…
Bu konuda öğrencilerin, öğretmenlerin, eğitim yöneticilerinin, eğitim sendikalarının, veli temsilcilerinin görüşlerinin alınacağı toplantılar düzenlenmelidir…
Ayrı ayrı düzenlenecek bu toplantıların daha yüksek verim alınacağını düşünüyorum…
Padişah ve keklik
Osmanlı Padişahı Yavuz Sultan Selim, tebdili kıyafet yapmış, Kuşlar Çarşısı'nı geziyor.
Çarşıda avcılar avladıkları kuşları, tuzakçılar yakaladıkları maharetli, eğitimli, güzelim kuşları satıyorlar.
Bir ara gözü kekliklere ilişir padişahın.
Bir grup kekliğin üzerindeki varakta, "Tane işi satış fiyatı 1 altın" yazılıdır.
Hemen yanı başlarında asılı, adeta altın kafes içinde bir keklik daha var ki, fiyatı; 300 altın.
Padişahın gözü 300 altınlık kekliğe takılır.
"Hayırdır" der satıcıya, "Bunun diğerlerinden ne farkı var ki, bunlar 1 altın, bu 300 altın?”
Satıcı: "Bu keklik özel eğitimli, çok güzel ötüyor, ötmesi bir yana bunun ötüşünü duyan ne kadar keklik varsa hepsi onun etrafına doluşuyor" şeklinde cevap verir…
“Tabii bu arada avcılar da o etrafa doluşan keklikleri daha rahat avlıyorlar" diye de ekler…
"Satın alıyorum" der Padişah, "Al sana 300 altın..."
Parayı verir; hemen oracıkta kekliğin kafasını koparır.
Adam şaşırıp, "Ne yaptınız, en maharetli kekliğin kafasını koparttınız, yazık değil mi" diye dövünürken; Padişah gürler:"Bu kendi soyuna ihanet eden bir kekliktir. Bunun
akıbeti er veya geç budur.”