Kadife Zamanlar - Ayten Şenol Özçelik
Basit bir naylon örtü aldı, götürdü bu kez çocukluğuma. Karşı balkonun saksılarını korumak için etraflarına dolanan örtü... Çocukluğumun kışlarında şimdiki kadar çok tercih edilmese de kullanılırdı bu rüzgarda uçuşup duran naylon örtüler. Kimi ekdiği şeyler donmasın diye üzerine örterdi, kimi ıslanmasın diye odun yığınlarının üstüne çekerdi, kimiyse kırılmış bir parça cama çare olsun diye gererdi penceresine. Bahsettiğim o günlere, Taraklı'nın Kadife Zamanları diyorum ben. Benim canım memleketimin, eskileri kaybedince zerafetini de kaybetmeye başlayan cennet memleketimin kadife zamanları vardı elbet bir vakitler.
Kışları kar yağar ve yığardı diz boyu, çocukluğumda. Ve ayazı hiç eksik olmazdı. Ama şimdiki kar yağmayan, kaloriferli evlerde geçirilen kışlardan daha sıcaktı içimizde, evlerimizde. Derler ya masal tadında diye, aynen öyle yaşandı o zamanlar. Pamuklara sarılıp saklanılası günlermiş meğer yaşarken bilemedik. İnsana dair ne varsa korunacak, içimizi dışımızı sarıp sarmalayacak ne varsa avuçlarımızdan kayıp gitti. İzin verdik gitmesine, püf dediğimizde uçuşan hindiba çiçeği misali.
Doğup büyüdüğüm sokaklarda ne o camında uçuşan naylon örtüler kaldı o evlerde, ne de içinde varlıkta da yoklukta da insan kalabilmiş insancıklar! Bir zamanlar içlerinde salındıkları evler öksüz, seslerin yankılandığı pencereler suskun öylece son demlerini yaşıyorlar. O insanlarla hayatın da anlamı vardı, ölümün de. Dirimiz de kıymetliydi ölümüzde. Dostluk, komşuluk, vefa, dayanışma yazarak bitiremeyeceğimiz, insana dair ne varsa tüm güzel hasletler önemliydi o zamanlar. Paranın, daha çok şeye sahip olmanın önemli olmadığı zamanlardı.
Şimdilerde her şeye sahibiz, ama hiçbir şeyimiz yok aslında. Ömrümüz geçip giderken tutunduğumuz, incir çekirdeği kadar hükmü olmayan şeylere bağlıyoruz varımızı yoğumuzu, mutlu olduğumuzu zannediyoruz elde edince. Oysa ki hayat kafamıza vura vura öğretmeye çalışıyor tek ihtiyacımız olan şeyin insanca yaşayabilmek olduğunu, tıpkı eskilerin yaptıkları gibi. Basit, samimi, candan yürekten yaşayabilmenin ihtiyacımız olan tek şey olduğunu her fırsatta önümüze koyuyor hayat, bir görebilsek belki tekrar bulacağız kaybettiğimiz rotamızı.
Kaybettiklerimizi geri getirmeyecek hiçbir şey elbette. O pencerelerde sesler karşıdan karşıya yankılanmayacak artık. Ama onların bıraktıkları ayak izlerini takip edebilirsek, belki çeşmenin başında komşu annenin sürüp verdiği o bir dilim salçalı ekmek kadar tat gelecek hayatlarımıza...
#naylon-ortu #cocukluk #kis #nostalji #dayanisma #basit-yasam #insanlik #degerler #ayten-senol-ozcelik