Çay içme düşünceleri
Yirmi dakikada sıcak suyun üzerinden yavaş yavaş dibe doğru çöken kurutulmuş çay yapraklarının suya kazandırdığı inanılmaz lezzet, gün boyu dilimize, damağımıza, dudağımıza hitap ediyor. Kimi zaman yorgunluğu alışı, kimi zaman aklı uyandırışı; bir dostla muhabbetin kaymaklısı, bekleyişlerin zaman doldurgacı. Çay.
Anavatanı Çin diye bilinir, aslını bilmem. Tüm dünyada da çayın adı çay ya da tea. O da yetiştikleri Çin şehirlerinin ismi derler.
Bir rivayete göre, çayın tarihi, çay aslında memleketi olan Çin'de kurutulmadan içilirmiş. Tüccarlar bu lezzeti dünyaya yaymak istemişler; asıl amaç para kazanmak tabi. Ne var ki nakliye o zamanlar kervanla, yürüye yürüye. Şimdi uçakla sayılı saat iken, o zamanlar Çin çok uzak; dünyanın diğer yanı gibi. Amerika'yı saymayın(!). Velhasılı tüccarlar bu çay yapraklarını koparıp getirene kadar bu yapraklar kurumuşlar. Tüccar ne yapsın, o kadar yoldan getirip kuru yaprak satabilecek mi? "Demleniyor bu. at sıcak suya bekle" demişler. Tadı da süper olunca çay bu günlere bildiğimiz tüteim türüne gelmiş.
Çay var, Türk Çayı var. Bizim gibi içen başka millet yok yer yüzünde. Türk çayını diğer çaylardan ayıran özeellik bizim demleme şeklimiz.
Çay içerken çok şey düşünür insan. Çocukken şekerliğin içine devirircesine tatlandırırken sonradan saf demli çayın tadına da varabilir insan.
Yok efendim, bardak damatmış, kaynana kaşıkmış falan filan... Yok öyle şeyler. Siz demleyin çayınızı için. Bundan güzeli var mı? Afiyet olsun.
#cay #cin #tea #cay-memleketi #turk-cayi #cayin-tarihi