Bebeğe İhtar
Hani hep anlatılır sizde bilirsiniz
sevgili dostlar. Bektaşi bir gün cenaze namazı kıldırmak zorunda kalır. Namazdan sonra mevtanın kulağına eğilir ve bir şeyler söyler. Sorarlar ne söyledin diye. Der ki; Şimdi sen öbür dünyaya yani ahirete gideceksin ve soracaklar senden önce gidenler, dünya da ne var ne yok diye? Onlara söyle; Bektaşi falanca camiye imam oldu diye, onlar gerisini anlarlar dünya da neler olup, bittiğini dedim der....Evet hikaye bu.
Buradan şuraya gelmek istiyorum. Baktım bizim duayen gazeteci İzzettin'i şiir merakı sarmış. Eskiden ne şiir yazar ne de okurdu. Bizim Serkan ve Ufuk tan geçti bu şiir yazma ve okuma hastalığı. Neyse ki baktım şiiri kendi yazmamış.Ama kendim yazdım deyipte kimseyi kandırmamış.Olur ya bu şiiri hiç okumamaış olanlar vardır.
Ben de çok meraklıyım amma bir türlü yazamam. Ama bazı şairlerin şiirlerini çok okur ve beğenirim. Hele insanı derin düşüncelere sevk ediyorsa...
Mesela Kaarakoç'un BEBEK şiiri beni gerçekten düşündürür.Bakın bende nasıl bir düşünce bırakmıştır.
İstikbalde doğacak bebeklerin birer kereste parçaları olamamaları için çağrıda bulunmak bana göre müsbet bir davranıştır.Benimki temenni zaten. Ne bebek duyar, ne de gelmeyi ertele, dememi dinler.
Açlığa, çıplaklığa, adaletsizliğe kitapsızlığa göz açacak masum bebekler seferiniz mübarek ola. Allah, azınızı çok, açınızı tok, alnınızı ak eylesin.
Eğriyi düzeltmek, düşeni kaldırmak, ağlayanı güldürmek zalimlere haddini bildirmek sizlere kaldı.
Doğma Ha Bebek
Geçmişte yağmanın hasat dönemi,
Acele gel diye çağırdım seni,
Şimdi iş değişti dur, dinle beni,
Dokuz aylık yolu altmış ayda çek,
Beş sene dolmadan doğma ha bebek ,
Emmin, dayın, anen baban kereste,
İşçi, memur, çiftçi, çoban kereste,
Çarşı, pazar, yazı-yaban kereste,
İnsanlar ya mertek, ya orta direk,
Beş sene dolmadan doğma ha bebek,
Doğarsan üç günlük iş bulamazsın,
Acıkırsın, ekmek, aş bulamazsın,
Ucuz toprak, beleş taş bulamazsın,
Yaşamak rezillik, rüsvaylık demek,
Beş sene dolmadan, doğma ha bebek.
Arı peteğinde ağulu bal var,
Kaçıp kurtulmaya ne yön, ne yol var,
Sıkıver dişini annene yalvar,
Buradan rahattır orada beklemek,
Beş sene dolmadan doğma ha bebek.
Kurtlar sülük oldu, sıyrıldı posttan,
Kaçan kurtuluyor ahbaptan dosttan,
Değişti bahçivan, bozuldu bostan,
Hıyarlar acıdır, karpuzlar kelek,
Beş sene dolmadan doğma ha bebek.
Vaziyet bambaşka vaziyet oldu,
Yaşamak işkence eziyet oldu,
Dalkavukluk üstün meziyet oldu,
Sanatkarlar sansar, dahiler şebek,
Sözümü dinlersen hiç doğma bebek.
A.KARAKOÇ
Sevgili İzzet istersen şimdi de böyle bir şiir yaz......
Hoşça kalın sevgili dostlar.