Asgari Ücret, Emekli Maaşları ve Hayat Pahalılığı

İzzettin KÖMÜRCÜ

Değerli Okuyucular,

Günlük hayatımızda karşılaştığımız zorluklar, her geçen gün daha da artıyor. Özellikle asgari ücretle geçinmeye çalışan aileler ve emekliler için bu durum giderek dayanılmaz hale geliyor. Şu anda karşımızda duran gerçeklik, hayat pahalılığının ve ekonomik zorlukların her kesimi derinden etkilediğidir.

Hayat pahalılığı, bir çoğumuzun göz ardı edemeyeceği bir gerçeklik haline geldi. Temel gıda maddeleri, kira bedelleri, fatura giderleri derken ay sonunu getirmek çoğu aile için büyük bir mücadeleye dönüştü. Emekliler için ise durum daha da vahim. Emekli maaşları, çoğu zaman temel ihtiyaçları karşılamaktan uzak, yaşam standardını korumak bir yana, bazı temel gereksinimleri dahi karşılamayacak seviyelerde.

Son dönemdeki hayat pahalılığı artışı, gıda maddelerinden ulaşıma, enerjiden barınma giderlerine kadar her alanda kendini gösteriyor. Market fiyatları bir gün içinde bile ciddi farklar gösterebiliyor. Bu durum, dar gelirli ailelerin ve emeklilerin daha da zor durumda kalmasına neden oluyor. İnsanlar temel ihtiyaçlarını karşılamakta güçlük çekiyor ve bu çıkmaz içinde çareler arıyor.

Kış aylarında artan yakıt masrafları ve ısınma giderleri, ailelerin belini büyük ölçüde büküyor. Elektrik, doğal gaz ve diğer enerji maliyetleri hızla yükseldikçe, insanlar ısınmak için alternatif yöntemler arıyor ya da mecburen tasarruf tedbirlerine başvuruyor.

Son bir yıl içerisinde köprü ve otoyol geçiş ücretlerinde yaşanan artışlar, vatandaşların günlük yaşamını olumsuz etkiledi. 2024 yılında bazı köprülerde %300'e varan zamlar yapıldı ve bu durum, günlük ulaşım maliyetlerini çok daha yukarı taşıdı. Önceki gün yapılan %43'lük zam ise bu sürecin bir devamı olarak karşımıza çıktı. Bu artışlar, insanların günlük hayatında çeşitli zorluklara yol açıyor, ekonomik anlamda daha da zorlayıcı hale geliyor.

Sonuç olarak, bu zorlu ekonomik ortamda insanların temel ihtiyaçlarını karşılayabilmesi için çözüm arayışları çok daha acil hale geldi. Bu konuları daha fazla gündeme getirmek ve yetkililerin dikkatini çekmek hepimizin görevi

**

Kışın Özlenen Kar Yağışı

Kış mevsimi kapımıza dayandı, havalar soğudu, sabahlar ayaz. Ocak ayında lapa lapa yağan karı seyretmek hakkımız değil mi? Geçmişe göz atmak gerekirse, üç beş sene önce öyle bir kar yağmıştı ki, 7 den 70 ‘e herkes bu keyfi yaşamıştı. Şimdilerde sadece yağmur yağıyor. Oysa bizler, kar yağışını çok özledik.

Kar yağışı sonrası sokağa çıkıp kartopu oynamayı, kardan adam yapmayı özledik. Gönlümüz lapa lapa kar yağmasından yana. Ancak kar yağışına katlanabilenler kadar, evi barkı olmayanları, yakacak odunu bulamayanları da düşünmek zorundayız. Sokak hayvanları, can dostlarımız, bu soğukta ne yer ne içer, bunlar da önemli birer sorun.

Geçtiğimiz Cumartesi günü iki okul çocuğunun kar yağışı hakkında konuştuklarına tanık oldum. Şaşırdım mı? Maalesef şaşırmadım. Kar yağıdığında hep duyarız; kimi kızakla kayacak, kimi kartopu oynayacak, kimi de kardan adam yapacak.

Peki Ocak ayında kar yağmazsa,

O zaman,

"Mart kapıdan baktırır, kazma kürek kaptırır"

Bir sonraki yazımızda görüşmek üzere.

Hoşçakalın.