İyi ki Yerel Basın Var!
Bir iki istisnayı saymazsanız, hükümet yanlısı yayınlar nedeniyle ulusal basın neredeyse AKP basını olmuş…
Bu nedenle demokrasinin kalesi gibi duran yerel basın çok daha önem kazanıyor…
Birçok ile göre çok daha ileri düzeyde olan Sakarya yerel basını da, eleştirilecek birçok noktası olmasına rağmen, gerçekten büyük demokrasi mücadelesi vermeye devam ediyor…
Özellikle deprem sonrası Sakarya’da yapılan birçok şeyin altında Sakarya basının imzasının bulunduğunu, kendime de gurur payı çıkartarak söyleyebilirim…
Gerçekten deprem sonrası yerel basın olmasaydı, şehir bugün olduğundan çok daha farklı olurdu…
Şehrin sorunlarını sürekli gündemde tutan ve takipçisi olan yerel basın, şehirden hak ettiği karşılığı alıyor mu?
Bana göre alamıyor…
Derdi olduğunda, yerel gazetelerin, televizyonların kapısından ayrılmayanlar işleri bittiğinde bir daha arama bile aramıyorlar…
Bunu özellikle siyasetçilerde görmek mümkün…
Seçim zamanları yerel basının değerini çok iyi bilen siyasetçiler, seçim bittiğinde, bir daha hiç seçim olmayacakmış gibi bir davranış içine giriyorlar…
Seçimlerden önce sürekli ziyaretçilerimiz olur…
Özellikle siyasi partilerin Ankara’dan gelen ziyaretçileri mutlaka yerel gazete ve televizyonları ziyaret eder, yerel basının önemine vurgu yaparlar…
Seçim biter, yerel basının önemi unutuluverir…
İktidar partisi AKP’nin temsilcileri de iktidar olmadan önce yerel basını yere göğe sığdıramıyorlardı.
İktidar sonrası tüm ilgileri ulusal basına yöneldi…
Aydın Doğan’a vergi indirimleriyle yola getirmeler, devlet gücüyle el konulan medya kuruyuşlarını ele geçirmeler AKP iktidarı döneminde görüldü…
Biz yerel basın olarak hiç kimseden, hak edilmemiş bir avantaj istemiyoruz…
Ancak ulusal basın lehine haksız rekabet avantajları yaratılmasına karşıyız…
Yandaş medya organlarının inanılmaz promosyon desteklerinin yerel basının satışlarını olumsuz etkilediğinin bilinmesi gerekmektedir…
Hiçbir hükümet desteği olmayan yerel basının; arkasında hükümet ve hükümet yanlısı dev holdinglerin bulunduğu ulusal basınla rekabet gücü giderek zayıflamaktadır…
Bu hükümetin bilinçli bir politikasıdır…
Çünkü sürekli halkın içinde olan, halkın sorunlarını birebir yaşayan yerel basını halktan koparıp, sadece iktidarın sözcüsü yapmak zordur…
Kolay olan 3-5 ulusal(!) medya grubunu bir şekilde kontrol altına alıp, istenilenleri dikte ettirmektir…
Bu noktada biz yerel basın çalışanlarına, yöneticilerine ve patronlarına büyük görev düşüyor…
Bu ülke hepimizin…
Yerel ve ulusal iktidarlara boyun eğmeden gerçekleri çok daha güçlü bir şekilde dile getirmek için birbirimizi yemek yerine, çalışmalarımızı işbirliği içinde yerine getirmeliyiz…
Yayın politikalarımızı belirlerken, halka daha fazla yönelmeli, ulusal basının ihmal ettiği halkın sorunlarına gazetelerimizde, televizyonlarımızda, radyolarımızda daha fazla yer vermeliyiz…
Halk bize gelmiyorsa, biz halka gitmeli, sürekli halkın içinde olmalıyız…
İçinde yaşadığımız zorluklar bizi yıldırmamalı…
Sorunları birlikte aşmak için formüller aramalı, güçlü ulusal basına karşı güç birliğine gitmeliyiz…
Eğer bunu yapabilirsek, demokrasinin kalelerini korumuş oluruz…
Aksi takdirde, bu kaleler de birbir düşer ve iktidarın eline geçer…
….
Kiminle evlenecek
Fıkra Ali İris’ten…
Genç adam heyecanla eve gelmiş annesinin yanına giderek; "Anneciğim, evlenmeye karar verdim ve hayalimdeki kadını buldum. Ancak senin de aynı fikirde olup olmayacağını merak ediyorum. Eğlence olsun diye yarın sana üç tane hanım arkadaşımı getireceğim. Bakalım hangisi ile evleneceğimi bulabilecek misin?"
Anne merakla kabul etmiş, getir bakalım, demiş.
Ertesi gün, genç adam yanında üç tane güzel hanımla eve gelmiş. Hep beraber oturmuşlar, sohbet etmeye başlamışlar.
Bu arada anne çay, pasta servisi yaparken, sorular soruyormuş.
Akşam olunca hanımlar izin isteyip, kalkmışlar.
Genç, annesine dönerek; "Tahmin et bakalım. Hangisiyle evleneceğim?"
Anne, büyük bir kararlılıkla; "Kızıl saçlı olanla evleneceksin"
Genç çok şaşırmış; "Nasıl olur, nasıl tahmin ettin? Tam isabet"
Anne: "İçlerinden bir tek onu sevmedim