Yeni Yıla Girerken
Yılın İlk Günü ve Benden En Çok Uzaklaşacak Gündür.
Yeni bir yıla mı hazırlanalım, yoksa geçen yılı mı bir gözden geçirelim. Yaşadığımız hatalarımızdan ders çıkartarak tedbirlere mi başvuralım, yoksa hiç aldırmadan bize ne getireceğini bilemediğimiz bir geleceğe alkış mı tutalım. Evet, her yıl kutlanır bu geleceğini bilmediğimiz yeni yıl. Bana sorarsanız ben hiç kutlamadım geleceğimi. Temkinli olmaya, dikleşmeden dik durmaya çalıştım. Yanlışlara kendimi alıştırmadan çizmiş olduğum istikameti anlım açık başım dik yürümeye çalıştım. Gurursuz ama onurlu yaşam mücadelesini verdim hep. Sahte nezaketten uzak durdum. İnandığım davamdan korkmadım. Konuştuğum her sözüm inandığım gibi olmuştur. Haktan ve hakikatten ayrılmadım. Hep sıkıntılı geçti yıllarım. Ama uykusuz değil. Başımla gönlüm hep barışık yaşadı bu karışık ortamda. Onun için hep mutluydu yüreğim. Haksızlıkların karşısında dururken sendeledim ama düşmedim. Ahlakın yerini yalanın, hakça kazancın yerini talanın onurun yerini riyanın aldığı bir ortamda yaşam sürmek ve bu hayata razı gelmek benim karakterimle hiç bağdaşmadı ve bağdaşmayacak. Ve hep hayalimde kaldı benim umutlarım. Başka ülkeleri bilmiyorum ama benim ülkemde çoğu insan hayal meyal yaşar. Canlı kalmayı yaşamak olarak telakki edersek sorun yok. Bir tas çorba bir dilim ekmek. Yaşıyoruz işte. Dedem öyle yaşadı. Babam da. Bende aynı yaşıyorum, çocuklarım da aynı sayılır. Korkum torunlarım ve yarınlarım. Harcamaya dikkat ettiğimiz halde artıyor hep borçlarım. Ya bunu da bulamazsak diye. Razı olduk kabullendiğimiz hayata. Kader dedik bizlere biçilen yaşama. Önce sağlık dedik boş verelim malı mülkü. Biz böyle düşünürken birileri tuttu yükü. Ve sonra önemli olan insanlık diyerek "paranın ne önemi var" şarkılarını besteledik. Öbürü çıktı “batsın bu dünya” dedi. Bir diğeri “ bana kaderimin bir oyunu mu bu” diyerek kendini avuttu. Evet, bu taraftan bakarsak öyle. Bir de madalyonun öbür yüzüne bakalım isterseniz. “oynama şıkınım şıkınım. “kıl oldum abi” falanlar fişmanlar. Evet dertsiz ve emeksiz gelir getirenler çok güzel eğlenecek ya da eğlendirilecekler “bir yeni yılı” karşılarken. Yine sabahlara kadar göbek atılacak ve tabaklar kırılacak yeni yıla girerken. Ceketler yakılacak. Kahkahalar atılacak. Yine TV kanallarında dolu dolu programlar yapılacak. Yine trilyonlar dağıtılacak üç beş kişiye. Yeni umutlar gelecek yıla bırakılacak birilerinde. Yine efkârlananlar dert satacak sokaklarda. Ne yazık ki alıcı bulamayacaklar. Fakirin sırtına sarılacak yine bütün bu harcamalar. O çalışmaya devam edecek birilerinin yaşaması için. Eğlenip gülemediği bir hayatın sonunu yeşil kartla tamamlamaya çalışacak belki. Ben çok çektim ama kimseye muhtaç olmadım diye evlatlarına nasihatte bulunacak, ona babasının dediği gibi. Karşılamaya çalıştığımız 2008 yılı hangi sürprizlerle geleceği hiç birimize malum değildir. Ömür derseniz bir yıl daha azaldı. Akıntıya kürek çekmenin manası var mı acaba?
Bazıları “yeni yıl’da” yeni şeyler beklerken, bizler de yaşlı yılı karşılarken kaybettiğimiz yılı değerlendirelim diyor, hepinize en derin saygılarımı sunuyorum.
#