İmkân ve İnsan İsrafı -1
Allah insanı en üstün varlık olarak yaratmış bütün imkan ve nimetleri onun hizmetine sunmuştur. Bütün nimetlerin insan için var edilmesi ve onun hizmetine verilmesi ne israf ne de
abartıdır. Bunun hikmeti insanın niçin yaratıldığında aranmalıdır.
Kuran’ın beyanına göre insan, Allah’a ibadet (kulluk ) için yaratılmış. Allaha kulluk tabiri örnek ve temiz insanı ifade etmektedir. Bu yüzden insanın Allah’a kulluk maksadıyla yaptığı her işte doğru olması, dürüst davranması, meşru şeylerden yiyip içmesi fakat israf etmemesi gerekir. Görüldüğü gibi insan yapısında ve hayatında yer alan hiçbir değer gereksiz değildir. Kötü olan, insanın, bencilliğini doyurmak için sahip olduğu nimetleri ve nitelikleri heder etmesidir.
İnsan hayatında, bozulma ve sapmalara yol açan etkenlerden biri de israftır. İsraf sözcüğü yapılan her işte itidal ölçüsünü aşmak ve aşırı gitmek gibi anlamlar taşıyan s r f kökünün türemiş şeklidir.
İnsan sahip olduğu maddi-manevi bütün imkânları, ölçüsüz biçimde kullanmasına, yapılan her işte sınırı aşıp aşırıya kaçmasına israf denir. Olumsuz içerikli bir kavram olan israfın karşıtı ise, tutumlu ve dengeli olmak anlamındaki iktisattır.
Kuran dilinde israf “ölçü ve itidal eksikliğini, insanın fıtrat ölçülerini aşarak aşırılığa düşmesini, kendini ve sahip olduğu değerleri boş yere harcamasını” ifade eder. Ayrıca kuran nüfuz ve iktidar sahibi bir kişinin, ölçüsüz ve acımasız tutumunu da israf olarak niteler. Gücünü ve iktidarını acımasız bir biçimde kullananların başını da firavun çeker. O, ülkede nüfuz ve iktidar sahibiydi, ölçüsüz ve acımasız biriydi; yani müsrifti. Müsrif “israfa sapan ve günahları çok olan kimse” demektir. Hemen belirtelim ki müsrif, sadece sahip olduğu maddi imkanları ölçüsüz biçimde tüketen değil, insan olma potansiyelini ve fıtrat yüceliğini de zayi eden kimsedir.
Kuran, insan hayatındaki sapma ve yozlaşma israftan kaynaklandığına dikkat çeker, israfa dönük bir hayat tarzı benimsemenin de kişi ve toplumları çöküşe götüreceği uyarısında bulunur. Kuran’ın israfla ilgili genel ve evrensel prensibi şudur. “ Ey Âdemoğulları! Allah’a kulluk olsun diye yaptığınız her işte kendinize çeki düzen verin; serbestçe yiyin için fakat israf etmeyin, zira Allah israf edenleri sevmez.” Gerçekten de israf, kişi ve toplumun mutluluğunu yok eden ancak insana sempatik gelen zehirli bir illettir. İnsanın bu zehirli sempatiden ve sefihçe hoşnutluktan bir an evvel kurtulması gerekir.