Taraklı Sevdalısı Olmak Nasıl Bir Şey?
Şimdi bu başlıktan yola çıkarak hepiniz kendinize sormuş olmalısınız; "Taraklı sevdalısı olmak nasıl bir şey" diye. Veya şimdiye kadar hiç düşündünüz mü? Kendinizi bu soru'nun ekseni etrafında hiç sorguladınız mı? "Ben acaba Taraklıyı ne kadar çok seviyorum" diye.
Taraklı sevdalısı olmak hakikaten nasıl bir şey? Böyle bir sevdanın olmadığını iddia amaçlı sormuyorum bu soruyu, ya da ne bileyim, bunu espriye almıyorum. Sadece sevgiler farklıdır, kişiden kişiye değişir ondan soruyorum.
Taraklı sevdalısı olmak; Hani şair demiş ya;
"Seni sevmek sevmelerden birisi
Ben seni de, kuşları da severim"
Böyle bir sevgi mi? Kuşları sever gibi, ağaçları sever gibi.
Taraklı da aynı tarihler de doğmuş, hemen hemen yakın tarihlerde vefat etmiş ama hiç münasebetleri olmadan ölen insanlar var. Düşünün o kadar küçük yerde bile birbirleriyle hiç hasbıhal etmeden ahirete göç etmişler. Memleketinin insanını tanımadan ölmek, hemşehri duygularını yaşamadan ölmek. Taraklı sevdası, Memlektin ağaçlarını, kuşlarını, yollarını sevmek kadar insanını da mı sevmek, sevdalısı olmak?
Ben İstanbul'da okurken, sümestr tatilinde Taraklıya gelirdim. Bostancı İstasyonun'da Adapazarı trenini beklerken etrafımda eşyalarıyla istasyona gelen ve bizim gibi, bir yerlere gidecekleri her hallerinden belli insanlara bakarken alaylı bir gülümseme geçerdi içimden. Onların Taraklı gibi bir yere tatile gidemediklerine alay ederdim. Kimbilir İzmir'e, Ankara'ya veya Yurdun diğer yerlerine gitmelerinden dolayı onlara acırdım. Neden? Taraklı'yı göremedikleri için. Taraklı gibi bir yerin varlığından haberdar olamadıkları için. Acaba Taraklı sevdalısı olmak böyle bir şey mi? Yani memleketin güzelliklerini başkalarınında görmesini arzu etmek gibi mi veya onlar görürken, memlektimizi överken duyduğumuz haz mı?
Veya;
-Seni seviyorum
-Nerde?
-Seni gördüğüm yerde.
Mantığıyla hareket edip. Sadece Tarakılı'nın ismi geçtiğinde, Bayramdan bayrama bir sevda mı bu? Her bahar yeşerip, sonra yeniden solan.
Yıl 1994. 27 Mart Mahalli seçimleri öncesi. O zamanın Belediye Başkanı Sayın Mehmet AYDIN, bizim Ahi Naci İŞSEVER abimizin bastırmış olduğu TARAKLI isimli kitabı, Taraklılı olup başka yerlerde ikamet eden hemşehrilerimize posta yoluyla iadeli taahhütlü göndermek için bir girişimde bulundu. Adresleri bulmak içinde beni görevlendirdi. Biraz zor olacaktı ama Taraklı sevdası var ya! çoğunun adresini zaten önceden biliyordum. Kendimde bunu zorunluluk olarak görmüştüm. Bir de o yıl seçimler hemen bayram sonrası yapılacağı için adresleri bulmak zor olmadı. Kimilerinin emlak beyannamelerinden. kimilerini büyüklerimizden öğrendim. Yaklaşık 100(yüz)'ün üzerinde adres buldum. Yanılmıyorsam 115 civarındaydı. Postalama işini bizzat Başkan bey ve özel kalem yaptılar. İnanır mısınız, kitapların çoğu gönderildikleri adreslerden iade edildiler.
Sahi; Taraklı sevdalısı olmak nasıl bir şey?
#