İzzet Erdoğmuş ile Röportaj

Taraklı Ajans

ANKARA Bahçelievler semti, Eser Sitesi; 4 blok ve 216 daireden oluşan büyük bir site. Hemen bir kilometre arkasında ANITKABİR, ön cephesinde ise Ankara buz pateni sarayı, TRT Orkut stüdyoları, Enerji Ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı ve Başkent Ordu evi. Anlayacağınız Ankara’nın en işlek yerlerinden biri burası. Eser Sitesinin kapısına doğru yaklaşıyorum, içinde benzin istasyonu, market, kuaför, Eczane, spor tesisi ve çocuk parkı olan bir site, sitenin kapısındaki güvenlik görevlisine İzzet ERDOĞMUŞ ile görüşeceğimi söyleyince hemen ayağa kalkıyor ve site idare ve yönetim ofisine kadar bana refakat ediyor. İzzet Bey Amca sitenin aynı zamanda yönetim kurulunda. Beni kapıda bir bey karşılıyor ve İzzet Bey Amcaya telefonla geldiğimi söylüyor. Birkaç dakika sonra İzzet Bey Amca her zaman hayran olduğum, gıpta ettiğim, büyüğe ve küçüğe gösterdiği tevazu ve saygısıyla takım elbisesini giymiş ağır ağır geliyor. İzzet Bey Amca evine gelen kim olursa olsun takım elbisesini giyer ve öyle karşılar. O tam bir Taraklı Beyefendisi. Elini öpüyorum, her zamanki gibi biraz Taraklı ’dan konuşuyoruz ve ardından sohbet havasında geçen röportajımıza başlıyoruz.

İzzet Bey Amca Ankara’ya gelen ilk büyüğümüz siz olduğunuz için, Ankara’da ki Taraklılılar yazı dizimize ilk önce sizden başlamak istedik. Kimdir İzzet ERDOĞMUŞ?

1928 yılında Taraklı ’da doğdum. 1935’te ilkokula başladım.1940’ta ilkokulu birincilikle bitirdim. Tahsil yapmaya hevesli olduğum halde Taraklı ’da ortaokul olmadığı için okuyamadım.1948 yılında Asker oldum. Ekim 1950’de Askerlikten terhis oldum. 3 Eylül 1951’de eşim Mecbure Hanımla dünya evine girdim.

Peki, Neden Ankara?

Taraklı ’da okul yokluğundan çocuklarımın da tahsil yapamayacağı endişesiyle ve kendimde tahsil yapma hevesiyle büyük şehre gitmeyi düşündüm. Ayakkabı esnafıydım. Ankara’da Ankara lastiği denilen astarsız lastik ayakkabı atölyeleri vardı. Buraya lastik ayakkabı almaya giderdim. Ankara’yı tanıdım. Araştırdım, gece ticaret lisesi olduğunu öğrendim. Böylece Ankara macerası başlamış oldu.

Ayakkabı tamirciliği dediniz, yanılmıyorsam bu aynı zamanda baba mesleğiydi değil mi?

Ayakkabıcı olan babam Hasan ERDOĞMUŞ ki Taraklı ’da Hasan Kalfa diye tanınırdı. Kendisinin ayakkabı imalathanesi vardı, bende yanında imalata başladım. Birinci sınıf ayakkabı sanatkârıyım.

Az önce sizi tanırken, tahsilinizi tamamlayamadığınızı böyle biraz üzülerek söylediniz. Oysaki ben sizi Üniversite bitirdiniz diye duymuştum. Bu nasıl oldu? Buraya nasıl gelindi?

Evet, Üniversite okudum. Kimsenin inanamayacağı bir şekilde, bir öğretim hayatım oldu. Askerlik bittikten sonra okumaya olan hevesim hala devam ediyordu. Bir taraftan ayakkabı işinde çalışırken, tezgâhın bir köşesine ortaokul ders kitaplarını koyarak; hem ayakkabı diktim, hem ders çalıştım. Az evvelde demiştim Taraklı ‘da ortaokul olmadığından 26 km uzakta olan Gölpazarı ortaokuluna dışarıdan bitirme imtihanlarına gittim. Ama bu kolay olmadı. Gölpazarı’na gitmek zordu. O zaman yol olmadığı için bize en uygun geleni Ali Fuat Paşa’dan trene binip; Vezir han’a, oradan da Gölpazarı’na giden otobüslere binmekti. Ama bu 1 gün sürüyordu. 1 gün gidiş, 1 gün geliş, 1 günde sınav sürüyordu. 3 günümü alıyordu. Bu 3 gün için benim zamanım yoktu. Çünkü ayakkabı dikmek zorundaydım. Gölpazarı’na iki defa at’la gidip geldim. Sabah 04.00’te yola çıkıyordum, 4 saatte Gölpazarı’na varıyordum. Aynı gün sınava girip, akşamüzeri yine at’la Taraklıya dönüyordum. At’la iki sefer gittiğimde bacaklarımın arası yara oldu. Diğer sınavlara yine saat 03.00’te çıkıp bu sefer yaya olarak Gölpazarı’na gittim. Sınavdan çıkışta yine aynı gün yaya olarak Taraklıya döndüm. Bu şekilde 2 senede, 4 sınav döneminde 1956 ortaokul diploması aldım. Ankara’ya geldikten sonra Ankara Ticaret Lisesine 1958–59 döneminde sınavla kayıt oldum. Bu arada parantez içinde belirteyim: En mutlu anımı o ticaret lisesindeki tahta sıraya oturduğumda yaşadım. 1961’de mezun oldum. Yine sınavla 1961–62 ders yılında Ankara İktisadi Ticari İlimler Akademisine kayıt oldum. Haziran 1965’te bu Üniversitenin Sanayi ve ticaret İşletmesi Bölümünden mezun oldum. 

İsterseniz birazda memuriyet hayatınızdan bahsedelim. Bir değil birkaç kurumda çalıştığınız doğru mu?

T.C. Emekli Sandığında memuriyet imtihanına girdim. İmtihanı kazanarak 1957 yılında Ankara’ya geldim. Önce Emekli Sandığı, ardından Karayolları Genel Müdürlüğü, son olarak 1964 yılında da Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığında bir göreve geçtim. Türkiye petrolleri Anonim Ortaklığı Genel Müdürlüğünden Personel Müdürü olarak 1985’te emekli oldum. 

Birazda ailenizi tanıtır mısınız bizlere?

Tahsil yapmalarını çok istediğim çocuklarım beni mahcup etmediler. 21 Kasım 1953’te dünyaya gelen büyük kızım Sermin Kimya Mühendisi oldu. Köy işleri Genel Müdürlüğünde laboratuar şefliğinden 20 senelik hizmetten sonra emekli oldu. Yine 30 Ağustos 1955’te dünyaya gelen ikinci kızım serpil de Kimya Mühendisi oldu. Siyasal Bilgiler Fakültesinde İşletme mastırı ve Pazarlama konusunda doktora yaptı. Şu anda Gazi Üniversitesi Mühendislik Fakültesin Endüstri Mühendisliği bölümünde Profesör Doktor olarak hocalık yapmaktadır. 14 Nisan 1958 yılında dünyaya gelen oğlum Hüsnü ise ODTÜ İstatistik bölümünden bölüm birincisi olarak mezun oldu. Kendisi halen OYAKBANK Bilgi İşlem Şubesi Müdürü olarak görev yapmaktadır. İki kızımda Taraklıda doğdu. Ankara’ya önce ben gelmiştim 1 ay sonra ailemi getirdim. Oğlum Hüsnü Ankara’da doğdu. Ve benim can yoldaşım, eşim Mecbure Hanımefendi hep yanımda oldu. Taraklı eşrafından Bakkal İbrahim ÇETİN ’in kızıdır. 

Yanılmıyorsam 1994, 27 Mart mahalli seçimlerinde Taraklıda sizin Belediye Başkanlığına aday olacağınıza dair bir şeyler duymuştuk. Bu ne kadar doğru?

O zaman ki durum Ankara’dan ayrılmama müsait olmadığından bu hizmeti kabul edemedim.

Daha öncede evinize geldiğimde dikkatimi çekmişti. Taraklının şu ana kadar hiç görmediğim, benim gibi Taraklı insanının da hiç görmediği bir fotoğrafını görmüştüm. Bu fotoğrafı kim çekti?

Bu fotoğrafı bana Faruk KARACA verdi. Bir başka açıdan çekilmiş, birkaç fotoğrafın birbirine montajıyla yapılmış ilginç bir Taraklı görüntüsü. Faruk böyle şeyleri sever ve başarır.

İzzet Bey Amca kendinizle barışık, pozitif bir yaşantınız var. Bu konuda neler diyeceksiniz?

Hayatımda okul ve iş konusunda girdiğim her sınavda başarılı oldum, istediğim her şeye çok çalışmak suretiyle sahip oldum, istediğim her şeyi elde ettim. 3 torunum var. Eşim Mecbure Hanımla mutlu bir hayatımız var. Yaşantımızı bazı hayır derneklerine de faydalı olmak suretiyle devam ettiriyoruz.

Son olarak Taraklı Ajans okuyucularına neler diyeceksiniz?

Şu anda yaşantımı Ankara da sürdürüyorum. Sık sık eşimle birlikte Taraklıya gider geliriz. Taraklıda babadan kalma 7 odalı bir evimiz var. Gittiğimizde o evde kalırız. Evimizin eski durumunu hiç bozmadık. Dayalı döşeli duruyor. Odalardaki sedirlerde oturuyoruz. Biz Taraklıyı çok seviyoruz. En başta Taraklı için düşünülen bu hizmetten dolayı Mehmet Ali Hocaya ve İzzetin KÖMÜRCÜ ’ye, diğer TARAKLI AJANS çalışanlara ve size teşekkür ediyoruz. Taraklıyı ayağımıza getirdiniz.