Turgut Özal'dan Bir Anı
Ölüm yıldönümünde, Özal ile ilgili bir olayı sizlere nakletmek istiyorum:
Bizler1970 li yıllarda İstanbul Yüksek- İslam Enstitüsünde okurken Türkiye karışıktı. Öğrenci olayları- İşçi olayları vardı. Rahmetli Özal da Silahtar Demir Döküm fabrikasında müdürdü. Cuma günleri fabrikada işçilere Cuma namazı kıldırmak için Yüksek- İslam Enstitüsünden bir öğrenci istemişti. Ehliyetli bir öğrenci görevlendirildi.
Ben de okurken Okmeydanı’nda bir cami de görev yapıyordum. Cuma günleri o görevlendirilen arkadaşla aynı arabada yolculuk yapıyorduk Özal işçilere, Cuma namazı kıldırmak isterken onların dini telkin almasını da istiyordu.
Bir toplantı da İstanbul İlçe Belediye Başkanlarından birisi şunları anlattı: "Ben 1970 li yıllarda Özal’la birlikte sendikacılık yaptım. İşçilerin Cuma günü Cuma namazı için bir saat izinli sayılması konusunda çok mücadele ettik. Ama olmadı.
Gün oldu devran döndü. Özal Başbakan oldu. Bizde sendikacılığa devam ettik. İşçi hakları ile ilgili mücadele verirken, işçilerin cuma namazı için bir saat izinli sayılmaları maddesini de kabul ettirdik. Heyet halinde Ankara’ya Özal’ın ziyaretine gittik. Hoş beşten sonra işçiler ile ilgili alınan kararları kendisine sunduk. Okudu. İnceledi. İşçilerin Cuma namazı için bir saat izinli sayılmaları ile ilgili maddeye gelince, o maddenin üzerini çizdi. Hepimiz donup kalmıştık. Sayın Başbakanım diye konuşacak olduk. Bizi konuşturmadı. Tekrar ederek bu maddeyi çıkaracaksınız dedi. Hayal kırıklı içinde Başbakanlıktan ayrıldık. Yine gün oldu. Devran döndü. Özal Cumhurbaşkanı oldu. Bende Belediye Başkanı oldum. Hac sezonunda ben hacca gitmiştim. Özal da hacca gelmişti. Suudi Arabistan da Bayram sabahında bayramlaşmak için yanına gittik. Bayramlaşırken yüzüme baktı. Ve gülümsedi. Bayramlaşma bittikten sonra orada bulunanlar ayaküstü guruplar halinde sunulan ikramları yerken O, beni yanına çağırdı. Ve bana dedi ki: İşçiler ile ilgili aldığınız kararlar için Ankara’ya yanıma geldiğinizde, ben işçilerin Cuma namazı için izinli sayılmaları maddesinin üzerini çizmiştim. Sizde şaşırmıştınız ve hayal kırıklığına uğramıştınız. Bu gün de getirseniz aynı şeyi yaparım. Ben şu anda kimim? Ben Cumhurbaşkanıyım. Benim üstümde kimse var mı? Yok. Ama durum öyle değil.”
Durumu takdirlerinize sunuyorum. Ölüm yıl dönümünde onu rahmetle anıyorum.