5 Yılını Kurtarmak
Şimdi de çocuklarımızın derdine düştük. Şu telaşa bakın, 5 yılı kurtarma telaşı. İşi buldukta çalışma süresine ayar çekiyoruz. Hangi işte çalışacak, çalışıp ta karnını doyurabilecek mi? Bizim telaşımız neyin telaşı acaba biliyor muyuz? Ne istiyoruz bir bilsek. Çocuklarımızı hayata ne kadar hazırlıyoruz? Ya da hazırlaya biliyoruz? Evet, herkes kendi dairesi içindekileri düşünme telaşına düşürüldüğü için toplu haklar ve dilekler artık rafa kaldırıldı. Ne çocuklar çocukluğunu yaşayabiliyor. Ne de büyükler kendi hayatlarını. Her şey birbirine dolaşmış. Herkes kendi ölüsü için ağlıyor. Herkes kendi dairesinin dışını görmüyor ve ilgilenmiyor. Hani mümin müminin kardeşiydi? Her şeyin sözde kaldığı gibi bunlarda artık sözde kaldı. Düşmüş olduğumuz dünya telaşı bizlere hiçbir şey kazandırmayacak. Ama çok şey kaybettirecek. Ne dünyamızı tam olarak yaşayabileceğiz, ne de öbür dünya için zaman ayırabileceğiz. Bu karışık kafalar bizi nereye taşıyor, ne tarafa bu yolculuk hiç birimiz bilmiyor. Kim kimin değirmenine su taşıyor belli değil. Gözümüz açık, gönlümüz kapalı, kalabalıklar ne tarafa gidiyorsa bizde takılıp peşlerine gidiyoruz işte. Düşünmeye zaman mı var. Durmak yok yola devam diyorlar. Biz de hiç durmuyoruz. Nerede bir avanta var, ya da çıkar oraya koşuyoruz. Kimi kasaları doldurmuş kimi de eli boş dönüyor. Arkada kalanlar her zaman kaybeder diyorlar. Uyanık olmak lazımmış. Akşamdan yola çıkanlar belki daha kazançlı. Onun için uyumamak lazım. Koş vatandaş koş. Ya elin dolu dönersin ya da bom boş. Bazıları da koşanları izlediği için tansiyonu düşmüş, başı dönmüş, bazıları yorulmuş vaz geçmiş. Kimileride bize düşmez demiş çekilmiş köşesine. Evet, ne yaptığımızı bilemiyoruz. Koşmak kendi elimizde olsa koştuğumuz ve gittiğimiz yönü biliriz. İşini görenlerin anlattıkları iştahımızı kabartıyor. Bizde çıkıyoruz yollara. Ama ne var ki, beceriksiz miyiz? Yoksa işi şansa mı yükleyelim. Birileri işarete mi koşuyor. Yoksa aldığı tüyoya mı? Belli değil. Yorgun öleceğiz. Koş vatandaş koş. Koş Ali koş. Dediler ilkokulda. Koşalımda hedefin olmayan yollarda koşmak bir işe yaramaz diye kimse söylemedi. Koca koca insanlar koşuyor. Beli bükülmüş eli ayağı tutmayanlar bile yollarda. Bir bildiği vardır diyor insan. Bu cüsseyle koşmak boşa olur mu? Vardır bir keramet deyip koşuyoruz. Yani koşturuyorlar insanları. İnsanlar da koşuyor. Koş vatandaş koş… Başaramayanlara öğüt. İşte size bir atasözü. “Ayağınızı yorganınıza göre uzatın” ne güzel değil mi? siz hiç rastladınız mı? Boyunuza göre bir yorgan alın. Uzana uzana yatın. İşte böyle bu coğrafyada yaşam tarzı. İşine gelirse. Beğenmiyorsan çek git diyorlar adama. Bizler vatanı değil, hayatı beğenmiyoruz. Güzel bir yaşam istemek suç mu?
Hoşça kalın…
#