İçinden Taraklı Geçen Safranbolu
YOLUNU GÖSTER
Beni sana soran olursa eğer
'Neme lazım' de geç; anlatma ister
Hangi hareketim bu aşka değer
Senin için ölen delini göster.
Aşk bahsinde oynadığın kumardım
Senden aşk'tan başka her şey umardım
Kollarında şımardıkça şımardım
Zamanı geldi aç! elini göster.
Kıymet bilmez kalbim emrine hazır
İstersen rezil et, istersen vezir
Vicdanım sızlarken bulamam huzur
Bana kurtulmanın yolunu göster.
Etkilenmek; birisinin veya bir şeyin tesiri altında olumlu veya olumsuz olarak kalmaktır. Bir şeye özenti duymak, onu taklit etmek, onun gibi olma hevesi taşımaktır. etkilendiğimiz şey neticesinde olumlu veya olumsuz olması onun çevreye ve bize vereceği zarara veya yarara göre değişir. Hep Taraklımızın bir yerler gibi olmasından söz ediyoruz. Bir yerlere benzeyebilir mi diye düşünüyoruz. Peki Taraklı zamanında örnek olmamış mı? İşte bu gün bu sorunun yanıtını arayacağız. Benim bir kaç kaynak’tan edindiğim bilgilere göre, Taraklımız medeniyeti başka beldelere ulaştırma konusunda, kültürünü aktarma konusunda hiçte öyle yabana alınacak bir yer değil. II.İstanbul kuşatmasından sonra 1397 yılında, Osmanlı Hükümdarı Yıldırım Bayezid (1389-1402) ile Bizans İmparatoru II. Manuel (1391-1425), bir anlaşma yaptılar. İmparator II. Manuel İstanbul’da bir Türk mahallesi kurulmasını, bu mahallede bir Camii yapılmasını ve o sırada İstanbul’da yaşayan Müslümanların kendi mahkemelerinde yargılanmaları için buraya bir Kadı tayin edilmesini kabul etmiş oluyordu. Bayezid İmparatorun anlaşmayı kabul etmesi üzerine buraya bir İmam ve kadı tayin etti. Öte yandan Bayezid bu anlaşmadan sonra Taraklı Yenicesi ve Göynük’ten getirttiği bazı aileleri İstanbul’a (Sirkeci semtine) yerleştirerek buradaki Türk nüfusunun artmasını sağladı.* Düşünebiliyor musunuz? İstanbul gibi dünyanın gözünün olduğu, yedi tepeli şehre nüfusun artması için bizim beldemizden insan getirtiliyor. Bu az bir şey değil. Geçen yazımda bahsetmiş olduğum Hafız büyüklerimizin çoğunun İstanbul’a gidişi de bu gelenekten geliyor olsa gerek. Hepsi bu mu? Hayır dahası var, hem asıl konumuza başlık olan yer var sırada. Şimdi dikkatle okuyun. Okuyunca sizde şaşıracaksınız! Geyve Göynük arasındaki Yenice, Bizans ve Türk kaynaklarına göre XIII. Yy ’da kurulmuştur. Diğer yenicelerden ayırmak içinde buraya Borlular ’la ilgili olarak Taraklı Yenicesi denilmiştir. Taraklılar da Kıpçak kabileler birliğine girmektedir. Tesadüf eseri, aynı yörelerde tarakçılık da çok gelişmiştir. Yine tarakçılıkla uğraşan veya bu kabileden ismini alan Taraklı borlu vardır ki Safranbolu’nun ta kendisi veya göçer kısmı olmalıdır. Meşhur meydan savaşlarından biride Taraklı Borluda gerçekleşmiştir. Osmanlı arşiv belgelerine göre Safranbolu da iki borlu yerleşmesi mevcuttu. Bunlardan biri Yörükan-ı Taraklı Borludur. Diğeri de Yörükan-ı Borludur. Demek oluyor ki, Türk ananesini devam ettiren Yörükler ’den başka “Taraklı” kökenlilerde vardı. Zamanla Taraklı ve Yörükler Safranbolu’da bir araya gelmişler ve bu günkü kasabayı meydana getirmişlerdir.** İlginç değil mi? Ben bu benzerliğin farkına, Taraklımızın isminin tarih sürecinde aldığı değişikliklerle, Safranbolu’nun tıpatıp benzemesinde vardım. Safranbolu Bizans döneminde Dadibra, Selçuklular döneminde Zalifre, Osmanlılar döneminde de birkaç ismin yanında Taraklı borlu ismini de almıştır. Taraklının da hellenistik dönemde dablar diye geçiyor ismi. Safranbolu nun dadibra ismine çok yakın değil mi? Çok değerli büyüğüm, Taraklı Ajansımızın değerli yazarlarından Ağabeyim Sayın Sezai MATUR Geçenlerdeki yazısında “Taraklı Safranbolu Olur mu” diye sorunca araştırma yapma gereği duydum. Daha evvelden, Değerli büyüğüm Taraklı Belediye Encümeni Alaaddin YILMAZ ağabeyimin de bana vermiş olduğu bilgilerden yola çıkarak Safranbolu’nun Taraklıdan etkilendiği fikri hasıl oldu bende. Safranbolu’ya geçmiş yıllarda ailesiyle giden bir dostumuz: “Orası nasıl” diye sorunca, bana, arabada yattıklarını, yatacak bir yer bulamadıklarını söylemişti. Biz Safranbolu gibi olsak ne olacak ki; misafir ağırlayacak yerimiz var mı? Neyse sözün özü, anlaşılacağı üzere Safranbolu’dan Bir Taraklı geçmiş. Hani derler ya bir yerden bir şey geçince etkilenilir. Onun o yerde izi kalır. Taraklının da izi kalmış.
KAYNAKLAR :
* 2005-2006 Fatih Sempozyumları I. II. Tebliğler- Fatih Belediye Başkanlığı.
**Prof. Dr. Enver KONUKÇU (Atatürk Ünv. Öğretim Üyesi)
#