Beyler; Bakın Dereler Kuruyor!
Geçtiğimiz hafta İl Genel Meclisi'nde, Sapanca Gölü'nü besleyen dereler konuşulurken, bu dereler üzerinde kurulu su fabrikalarının eleştirilmesi üzerine Özel İdare Genel Sekreteri Orhan Alimoğlu çok ilginç bir söz söyledi…
Alimoğlu'nun "Eleştirdiğimiz o fabrikalar, bizim bütçemizin yüzde 10'unu karşılıyor" şeklinde özetlenebilecek bu sözüne cevap dün Anadolu Ajansı'ndan geldi…
Anadolu Ajansı muhabiri Erol Ulu, Sapanca Gölü'nü besleyen derelerden biri olan İstanbuldere'nin kuruyan yatağındaki atıkları haberleştirmiş…
Fotoğrafı görünce dehşete kapıldım…
Gerçekten Sapanca Gölü'nü bekleyen korkunç sonu gösteren dehşet bir fotoğraftı…
En sıcak Ağustos aylarında bile gürül gürül akan İstanbuldere, Temmuz başında kurumuş, üstelik içine atılan kirli atıklar çirkin bir görüntü oluşturmuştu…
Bu mevsimde suyu en bol olan derelerden biri olan İstanbuldere'nin kuruması için tek sebep dereden fazla su alınması…
İstanbuldere'den üzerinde kurulu 2 şişeleme fabrikasının haricinde ADASU da Sapanca'nın içme suyu hattına su alıyor…
Bunun yanında başka bölgelerdeki şu şişeleme fabrikalarının da buradan kaçak su çektikleri iddia ediliyor…
İstanbuldere'nin debisi belli…
Debinin üzerinde su çekerseniz, dereyi kurutur, doğayı mahvedersiniz…
Sadece kuruyan tabii ki İstanbuldere değil…
Sırma Su'nun kaçak fabrika kurduğu Mahmudiye Deresi de, diğer dereler de birkaç hafta içinde kuruyabilir…
O bölgedeki fabrikalar, bizim tüm ısrarlarımıza rağmen denetlenmiyor.
Birileri tarafından korunuyor…
Denetimlerde usulsüzlükler tespit edilse bile hiçbir işlem yapılmıyor…
Kimisi siyasi gücüyle, kimisi başka bir şekilde elde ettiği gücüyle denetimcileri etkisizleştiriyor…
Vali Hüseyin Atak,
İktidar partisi Milletvekilleri
Şaban Dişli,
Hasan Ali Çelik,
Recep Yıldırım,
Erol Arslan Cebeci,
Ayhan Sefer Üstün,
Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Duran,
ADASU Genel Müdürü Rüstem Keleş,
Özel İdare Genel Sekreteri Orhan Alimoğlu,
Bakın birileri suyumuzu alıyor, derelerimizi kurutuyorlar…
Böyle giderse Sapanca Gölümüz de kuruyacak…
500 bin kişinin içme suyu kaynağı elden gidecek…
Harekete geçelim…
Sapanca Gölü'nü kurtaralım…
Beyler, o kuruyan derelerde hepinizin, hepimizin günahı olduğunu unutmayalım…
Yarın geç kalmış olmamak için, bugünden, hemen şimdi, hiç beklemeden denetim ekiplerini gönderip, kaçak su alımlarını önleyelim…
Bundan sonra su kaynaklarını kimseye kiralamayalım…
Bugüne kadar yapılan denetimlerde, tespit edilmiş bir usulsüzlük varsa, kimsenin gözünün yaşına bakmadan, "o ne der, bu ne der?" diye düşünmeden, gerekeni yapalım…
Şunu unutmayalım…
Eğer, şimdi harekete geçmezsek, gelecek nesiller bize lanet edecek…
Çünkü, heba edilen su kaynakları, gelecek nesiller için bizlere emanet edilmiş, zenginliklerimiz…
Ceylan ile aslan
Her sabah bir ceylan uyanır Afrika'da.
Kafasında tek bir düşünce vardır:
En hızlı koşan aslandan daha hızlı koşabilmek...
Yoksa aslana yem olacaktır.
Her sabah bir aslan uyanır Afrika'da.
Kafasında tek bir düşünce vardır:
En yavaş koşan ceylandan daha hızlı koşabilmek...
Yoksa açlıktan ölecektir.
İster aslan, ister ceylan olun hiç önemi yok.
Yeter ki güneş doğduğunda koşuyor olmanız gerektiğini,
Hem de bir önceki günden daha hızlı
koşuyor olmanız gerektiğini bilin...
Yaşam adlı koşuyu ne kadar güzel anlatmış Afrika atasözü,
Bir önceki günden daha hızlı koşmak gerekmektedir.
Çünkü eğer aslansanız,
Ve en yavaş koşan ceylanı bir önceki gün yakalamışsanız,
Ve bugün bir ceylan yakalamak niyetindeyseniz,
Artık bilmelisiniz ki en yavaş ceylan dünkünden daha hızlıdır,
O halde düne göre hızınızı arttırmanız gerekmektedir...
Yok eğer ceylansanız
Ve henüz aslana yem olmamışsanız
Hızınızı düne göre mutlaka arttırmalısınız,
Çünkü sıra size gelmiş demektir...
Yani, Hayat koşusunda, devam edebilmenin tek koşulu var:
Dünden daha hızlı olabilmek...
Bakın bakalım şimdi kendinize:
Ondan, şundan, bundan değil "DÜNDEN" hızlı mısınız?
İnternetten
#