Su üstüne yazılmış hat mıydı ki
Karşıyaka vapuruna da…
Ne körfez var gözümde gözlerin’ siz
Ne de, özgürlüğümün kanadı uçurtmam umurumda…
Su üstüne yazılmış hat mıydı ki….
Böyle kolay silindi gitti..
Çiçekleri de sulamamışsın giderken..
Penceredeki kaktüs tozlanmış, onu da unutmuşsun
İvedi miydi gidişatın,
Nasılsa yağmur yağar diye mi düşündün,
Nasılsa rüzgarlar alır kaktüsün tozunu…
Sen gideli, ne bir damla düştü çiçeğimin sinesine
Ne rüzgar ferahlattı kaktüsümün bağrını..
Ne de silebildi hayat bıraktığın ağrını…
Bu sabah İzmir başka güzel,
Bir görsen…
Sanki bir gecede mart diye bahar gelmiş…
Bahçemizdeki kiraz çiçeklenmiş bir gecede..
Geçen yıl diktiğin gül fidanı,
İlk tomurcuğunu verdi bu sabah ellerime…
Solgundu biraz, sanki onunda seni arıyordu gözleri…
Bu sabah bir imbattır ki, dayandı alnımın çatısına…
Önce içim ürperdi, sonra…
Belki uzaklardan selamını getirmiştir diye aldım içeri…
Pencerenin pervazından usulca odana…
Geçen cumartesiydi sanırım, akşam on sularında..
Hasan geldi kapıya, hani en has arkadaşın..
Sözleşmişsiniz günler öncesinden,
Önce limon tepe’ye çıkacakmışsınız oradan incir altına
Balık rakı takılacakmışsınız, arkadaşlarla…
Ona da söylemedin değil mi gittiğini..
Haberi yoktu çünkü,
Zaten olsa, seni almaya kapıya kadar gelmezdi…
Ben de söyleyemedim kaçıp gittiğini..
Uyuyor dedim içerde, biraz da hasta
Kıyamam ki uyandırmaya..
Öyle olsun dedi, kızdı da sanki..
Ama söyleyemezdim günler önce benden gittiğini..
İçeride buyur etmedim…
Hasretin vuralı bu hane sanki, bir bilinmez yasta…
Ayak izlerin duruyordur diye kaldırımlarında,
Gezemiyorum Alsancak sokaklarında…
Bir el çarpsa usulca elime,
Sen sanıyorum, içimde bir hıçkırık oluyorsun
Bir köşede ağlıyorum usulca…
Sonra yakıyorum bilincimde şehri ve
İçinde sana ait ne varsa…
Sokak lambalarını taşlıyorum, karanlık basınca
Elimde değil, onlara bakınca
Tek ışığım gözlerin geliyor aklıma…
Kordona bile gitmez oldum..
Yokluğun buralara düşeli…
Korkuyorum gelirde bir martı sorar diye seni..
Onlarda özlemişlerdir belki..
Martıca gevrek kokan ellerini…
Aksin düşeli çiğdeme de küstüm,
Karşıyaka vapuruna da…
Ne körfez var gözümde gözlerin’ siz
Ne de, özgürlüğümün kanadı uçurtmam umurumda…
24/02/2005 Buca, İzmir
Emel Çetin