İNSANLAR VE HAYVANLAR
İnsanlığımı yaşamaya geldim dünyaya,
Engelleri tanımam, doğru olan yolda,
Geçici olan şu dünyada,yalama olmağa değmez...
M. Ali ÇINAR
Yayın:
Güncelleme:
Şu dünya denilen gezegende yaşayan canlıları saymaya kalksanız bitiremezsiniz. O kadar çeşidi var ki, bunların kendi aralarında ufak tefek sorunları olur, ancak yeryüzünde yaşamlarına müdahale eden diğer canlılara karşı korunmak ve yaşamlarını devam ettirmek için çalışırlar. Burada ilginç olan bir şey var. Başkalarının sırtından geçinen ya da onlarla beslenen canlıların nedense sayıları gün geçtikçe azalıyor. Sizler hayvanlar âlemini izlerken, kurda kuşa yem olan alageyiklerin belki de sayılarının çoktan bitebileceğini düşündünüz. Yılda bir kez yavru yapan ama soylarının gittikçe artmasının sebebini belkide hiç aklınıza getirmediniz. Size bir örnek vermek isterim. Aslanlar bir doğum yaptıkları zaman en az 4-5 tane yavru yapar. Dünyanın en güçlüleridir onlar. Ama nesillerinin gittikçe azaldığını söylüyorlar hayvan bilimcileri. Birde burada başka bir örnekle sizleri düşünmeye davet ediyorum. Hayvanlar âlemini izlediyseniz bilirsiniz.Aslanlar yaban mandalarını çevirdiklerinde içlerinden en güçsüzünü ve kolay avlanabileceklerini seçiyorlar. Eğer mandalar birlik içinde olurlarsa, savaşı kazanıyorlar onlarda güçsüz olmalarına rağmen. Kurda kuşa yem olmuyorlar. Tabi ki biz hayvanlar arasındaki münasebetlerden bahsettik şimdi. Gelelim yeryüzünde yaşayan ama farklı ırk olmalarına rağmen insan olan canlılardan. Dünyanın neresinde yaşarlarsa yaşasınlar. Üzüntüleri ve Sevinçleri aynı olan insanlardan söz edelim birazda. Bütün insanlığın ortak tek bir özelliği vardır. Dilleri dinleri ırkları ayrı da olsa. Üzüldüklerin de ağlamaları, Sevindiklerinde gülmeleri ile ilgili çıkardıkları ses arasında bir farklılık görebilecek misiniz? İnsanların dünyada aradıkları tek bir şey var. Mutlu olmak, mutlu yaşamak. Ayrıca nesillerini devam ettirmek, çocuklarıyla oyalanmak her insanın en tabi hakkıdır. Bugün yeryüzünü kana bulayanlardan korunma mücadelesi veriyor insanlık. Mutluluk izafi bir kavram olduğundan, çok malı olan ya da çok zengin olan insan mutludur demekte yanlış olur kanaatindeyim. Onun için, yeryüzüne düzen vermeye çalışan bazı güçler, aslında yeryüzünün düzenini bozmaktadırlar. İnsanların mutluluğu için çalışanlar ise yeryüzünde savaş değil barış için çabalayanlardır. Kendi egolarını tatmin için savaş çıkaranlar, huzuru bozanlar sanki ölmeyecekler mi? Bizler hayvanlar âlemini izlerken, aralarında ki kavgayı tartışırken, bu insanlara ya da insanlığa ne oluyor ki, bir birilerinin kurdu olmuş. Birbirlerini yemeye devam ediyorlar. Ben diyorum ki, insanlık geçmişinden hiç ibret almamış. İnsanlar geliştikçe silahlar gelişmiş. Aslında gelişen topluluklarda silahların azaldığını görmemiz gerekirken dahada artmaktadır, yok olması gerekirken. Zulümlerin azalması,ya da yok olması gerekir. Ne yazık ki bu durum hiçte insanlığın lehine gelişmiyor. İnsansız bir dünyayı insafsız insanların eline bıraksanız dahi onlarda kendilerini yiyerek yeryüzünde insan denen bir nesne bırakmazlar. Zaten şuanda yaşayan yaklaşık 6,5 milyar insan eğer doğumları durdurursanız bir asır sonra herkes bölüşemediği toprağın bağrında olacaktır.Sonuç olarak diyebilirim ki, yeryüzünde mutluluğu isteyenlerin sayısı, kavga çıkaranlardan çok daha fazla. Ama olaylara duyarsız kalmaları, bana ne, sana ne ve nemelazımcı olmalarındandır.Başımıza gelen felaketler. Eğer yeryüzünde haklının hâkim olmasını istiyorsanız, haklıların yanında olmanız gerekir. Yoksa güçlüler hâkim olur ki, buda yeryüzünün düzenini bozar. Bu arada seninde düzenin bozulur...
Sağlıklı düşünün sağlıcakla kalın...
#