İşte Size Anlatmaya Çalıştığım Adam Bu!
Sezai MATUR
Yayın:
Güncelleme:
Geçtiğimiz hafta, engelli ailelerin çektiği çileyle tanıştığım günden bu yana hiç keyfim yok… Milli Eğitim Müdürlüğü Rehberlik ve Araştırma Merkezi Müdürü'nün keyfi uygulamalarının nasıl zulme dönüştüğünü becerebildiğim kadarıyla okurlarımla paylaştım…
Siyasilerin ve yetkililerin koruması altındaki RAM Müdürü'nün görüntülerini izledim…
Bu adamın bir dakika bile orada tutulmaması gerekirken, halen yerinde korunuyor olmasına anlam veremiyordum…
Dün binlerce engelliye ve engelli ailesine bunca çile çektiren Yıldıray Çamdeviren'den bir elektronik mektup aldım…
Sanırım bu mektupta olduğu gibi, siyasileri ve başındakileri etkileyecek sözler bulmakta pek mahir…
Bakın o mektuba ve engellilerle şefkatle yaklaşması, onlara yardımcı olması için görevlendirilen bir yöneticinin ruh halini görün…
Bu adamı orada tutanlar da ibret alsınlar…
İşte Yıldıray Çamdeviren'in mektubu:
***
Size ne söyleyebilirim ki?
Nasıl anlatabilirim ki?...
Ne kadar büyük konuşmussunuz ki?..
Tanımadığınız birine çapsız diyecek kadar hezeyan içersine girmişsiniz.
Hakkında yazı yazdığınız insanı ne kadar tanıyorsunuz?
Yanyana resim verdiğiniz (rehabilitasyon merkezi sahipleri) insanların anlattığı kadar mı? Yoksa birçoğu Pamukovadan getirilip "işte engelli ailelerinin çığlığı "diye sunduğunuz insanlarla mı tanıyorsunuz.
Ah! çok yazık
Sezai bey çok yazık.
Asla ,asla yanlış anlamayın.
Şu sözcükleri bile büyük bir itinayla seçiyorum ki "çap" kadar tehlikeli ve hemencecik insanın ağzından çıkabilen bir sözcükle karşılaşmak istemiyorum.
Ne kadar kolay değil mi?
16 yaşındaki oğlunun yanında rehabilitasyon sahipleri tarafından tehditlere, aşağılamalara maruz kalan birine makamında üzerine yürünerek yumruk atılmak istenen , küfürler edilen birine okullardan öğrenme güçlüğü olan çocukları (normal zihinsel düzey) okullarda tarama yapacağız diye her çocuğa engelli yaftasını vuranlara(tüm reh.mer.) görevi gereği izin vermeyene, %40 ın altında özürlü oranı bulunan yüzlerce engellinin eğitim ücretini devletten tahsil edenlere engel olana. kayıtlı öğrencilerin %3 üne ücretsiz eğitim vermesi gerektiği halde bunların ücretlerini bile devletten ödenek olarak tahsil edenlere, bireysel önerildiği halde grupta gösterip bunların ücretlerini devletten tahsil edenlere, o masumları tokatlayan vicdansızlara dur diyene, benim yönetimimden önce normal olsa da her önüne gelene rapor verilip rehabilitasyon merkezlerinin mantar gibi artmasına neden olanlara dur diyene, Pamukova'daki, karasudaki engelli yavrularımız için özel eğitim sınıfı açmak için türlü sıkıntılara giren birine ve kardelen tüm engelliler derneğini kurup onlarla birlikte yola devam eden birine vs. vs. çapsız demek ne kadar kolay değil mi?
Sayın Matur.
Olsun başkalarını hep bağışlamanın, ama kendini hiç bağışlamanın erdem olduğunu biliyorum ben.
Yazabilirsiniz.
Elbet yazdıklarınız okunuyor.
Değerli bir kalemsiniz.
Ancak insan yüreğiyle baktığı zaman gerçeği görebilir.
Lütfen bir kez öyle bakmayı deneyin. eğitim hakkı alamadılarsa nedenini anlamaya çalışın , bizlere sorun. ben ve arkadaşlarım sorumluluğunu taşıyacağımız bir görevin başındayız
saygılar sunuyorum...
Yıldıray Çamdeviren
Sakarya Rehberlik ve Araştırma Merkezi Müdürü
( Mektuptaki imla ve yazım hatalarının büyük bölümünü anlam bütünlüğünü bozmadan, okumayı kolaylaştırmak adına düzelttim. Böylesi bir görevde bulunan bir kişinin, ne yazdığına dikkat etmesi gerek diye düşünüyorum. S.M.)
***
Çamdeviren'e mektubunda suçladığı insanlarla ilgili iki çift lafım var…
Gazeteye gelerek engellilerin sorunlarını bana anlatan özel eğitim kurumlarının sahiplerini ben yeni tanımıyorum…
Çok eskiden bu yana tanıdığım ve sözlerine güvendiğim kişiler…
Şehirde de o kişilerin benim tanıdığım gibi tanındıklarını biliyorum…
Ben o günden bu yana sayısız engelli ailesiyle konuştum…
Bunların içinde tanıdıklarım da vardı, tanımadıklarım çoğunluktaydı…
İzin verin de, bunca yaştan sonra konuştuğumuz insanın yalan söyleyip, söylemediğini, bize rol kesip, kesmediklerini anlayalım…
Onca insan, boş yere göz yaşı dökmüyor…
Eğer biraz vicdanınız varsa, bırakın o koltuğu da, o göreve layık olanlar gelsin…
#
