Mankurtlar

Servet YILDIRIM

Cengiz Aytmatov “Gün Olur Asra Bedel” adlı eserinde insanları köleleştiren juan-juan adlı bir topluluktan bahseder. Bunlar tutsak aldıkları insanların önce kafasını kazır ve bu kafaya yeni kesilmiş hayvan derisinin en kalın yerini sararlarmış. Kuruyup büzülen deri kafayı mengene gibi sarar, kişiye dayanılması çok zor acılar verirmiş. Tutsak başını yerlere vurmasın diye bir kütüğe bağlanarak ıssız bir yere bırakılırmış. Kazınmış kafada uzamaya başlayan saçlar dışarıya doğru uzayamayınca yeniden kafa derisine girer tutsağı acılar içinde bağırtırmış. Dört, beş gün bu şekilde aç ve susuz olarak ıssız bir yerde bekletilen tutsak ya ölür veya belleğini yitirerek hayatta kalırmış. 5. günün sonunda belleğini yitiren bu tutsak yeniden yedirilip, içirilerek eski fiziki gücüne kavuşturulurmuş. O tutsak artık insan olmaktan çıkar, sahibinin her isteğini yerine getiren, hayvandan farksız bir köle, bir mankurt olurmuş.

Belleğini kaybeden kişi için eski düşmanı artık yeni sahibi,efendisidir. Efendisi için kendi halkıyla, kendi arkadaşları, kendi geçmişi, eski değerleri ile cenk eder hale gelmiştir. O artık kendi soyunu, ailesini, toplumunu bilmeden yaşayacaktır. Oluşturulan bu yeni kişiliğe “mankurt” adı verilir.

Emperyalist ülkeler az gelişmiş veya gelişmekte olan ülkelerdeki sömürü düzenlerini devam ettirebilmek amacı ile o toplum mensuplarından mankurtlar oluştururlar. Toplumların tamamını mankurt hale getirmeye çalışırlar. Çeşitli metotlarla fertleri milli kimlikten uzaklaştırılırlar. Kendi kültürlerinden koparırlar.

Bu metotları belli başlı örnekleri ile görelim. Amerikalılar silahla bitiremedikleri Kızılderilileri içkiye alıştırarak mankurtlaştırdılar. Ruslar aynı metodu Sovyetler Birliği döneminde Orta Asya Türk Cumhuriyetlerinde kullandılar. İngilizler ve Fransızlar uyuşturucu kullanmayı yasaklayan Çin yöneticilerine iki defa savaş açtılar ve savaş sonunda uyuşturucu yasağını kaldırttılar. İngilizler Hindistan’daki sömürülerini devam ettirebilmek için Hint gençlerine lüzumsuz matematiksel sayıları ezberleterek beyinlerini dumura uğrattılar. Emperyalistlerin yaygın olarak kullandıkları metotlardan biride halkın dini değerlerini ve inançlarını istismar etmektir. İstiklâl Mücadelemiz sırasında Milli Kuvvetler için fetvalar çıkartılarak dinsiz, gâvur oldukları ilân edilmiştir. Cumhuriyet döneminde çıkan bütün isyanlar din elden gidiyor iddiaları ile çıkmıştır. “Allah ile aldatmak” emperyalistlerin en çok kullandıkları bir metottur. Bir başka metot Soros Vakfı, Alman Vakıfları, Avrupa Birliği Fonları yolu ile mankurtlaştırdıklarını maddi yönden beslemek, ödüller vermektir. Orhan Pamuk “Bir milyon Ermeni yok edildi” dediği için ödüllendirildi. Nobel Edebiyat Ödülü aldı. Bunu gören birçok mankurt sıraya geçebilmek için Türk Milletine küfür etmeye başladılar. Hatta bunu kolaylaştırmak için yaygara basarak 301. maddenin değişimini sağladılar. Ele geçirdikleri basın-yayın organları ile dini ve milli değerleri yıpratarak duyarsız ve tepkisiz toplum yaratmak emperyalistlerin mankurt oluşturmada kullandıkları bir başka metottur.

1.Cihan Harbi sırasında Rusların kışkırtması ile cephe gerisinde Türk Ordusunun ikmal kollarını kesen Ermeni çeteciler müdafaasız Türk köylerini basarak Müslümanları öldürdüler. Karşılıklı bir kıyım oldu. Türk Tarih Kurumu eski başkanı Pof. Dr. Yusuf Halaçoğlu bu kıyımda 530 bin Türk’ün öldürüldüğünü açıkladı. Devlet Ordumuzun geri hatlarını korumak amacı ile o bölgelerde yaşayan Ermenilerin tehciri (Yerlerinin değiştirilmesi) kararını aldı. İmparatorluğun başka bölgelerine yerleştirilmelerini sağladı. Bazı Ermeni aileler tehcirden kurtulabilmek için Müslüman olduklarını ifade ederek yerlerinde kaldılar. Türk Tarih Kurumu eski başkanı Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu yaptığı bir araştırma için irtida eden (Dininden dönen) bu ailelerin tek, tek belirlendiğini ama asla açıklanmayacağını ifade etmiştir. Halaçoğlu bu bilgileri Amerikan arşivlerinden derlediğini ve PKK ‘nın üst yönetimindeki Kürt yöneticilerin tasfiye edilerek yerlerini Ermeni dönmesi köylerde yetişen ermeni asıllı militanların yerleştirildiğini yani PKK’nın Asalılaştırıldığını belirtmektedir. Sonuç olarak şunu rahatça söyleyebiliriz. Emperyalist güçler Türkiye’nin etnik yapısını iyi bilmekte ve gerektiğinde değerlendirmekteler.

Gazeteci, Yazar Güler Kömürcü’nün bir yazısından alıntı yapalım:

İstihbarat dünyasında 'kuş yumurtası üretmek' metodu vardır. Diyelim ki X• ülkesinde bundan 20 sene sonra yapmak istediğiniz uzun vadeli bir operasyon var. Bu operasyon için size çeşitli provokatörler lazım, en güvenilir provokatör kendi yetiştirdiğinizdir. Bu iş için yetenekli ama geleceği parlak olmayan zayıf karakterli bir 'yumurta' bulunur.
Bu genç üniversitede devşirilir ve aşama aşama önce öğretim görevlisi daha• sonra da medya parlatmaları ve şirket sponsorluklarıyla ülkede sözü dinlenen bir profesör haline getirilir. Gerekirse tüm araştırma ve kitapları da eline hazır olarak verilir. Ülkedeki insanlar bu kişinin yazdığını sandıkları muhteşem eserleri okur ve ona olan saygıları artar. Böylece yumurta kuluçka aşamasını bitirmiş ve çatlayıp faydalı-KADROLU bir kuş olma zamanı gelmiştir.
Belirlenen zamanda bu profesör medya yoluyla müthiş radikal açıklamalar• yapmaya başlar ve tüm ülkeyi karıştırır. Aynı anda kendisi gibi yetiştirilen diğer yumurtalar da farklı faaliyetlere girişirler.
Bu alıntı size Orhan Pamuk’u hatırlatıyor mu?

Kendilerine aydın sıfatını yakıştıran bazı isimler Ermenilerden özür dileme adına aşağıdaki metni imzaya açmışlar.
“1915'te Osmanlı Ermenilerinin maruz kaldığı Büyük Felaket'e duyarsız kalınmasını, bunun inkâr edilmesini vicdanım kabul etmiyor. Bu adaletsizliği reddediyor, kendi payıma Ermeni kardeşlerimin duygu ve acılarını paylaşıyor, onlardan özür diliyorum.”

Bu duyarlı! Aydınlara soralım. Aynı duyarlılığı şehit edilen 530 bin Türk için gösterdiniz mi? Azerbaycan’ın beşte biri yıllardır Ermenilerin işgali altında aynı duyarlılığınızı gösterdiniz mi? 25 Şubat 1992’de Hocalı’da Ermeniler tarafından katledilen Azerbaycan Türkleri için insani bir his duydunuz mu? Bunu şimdi olduğu gibi kamuya aktardınız mı? Irak’ta emperyalistler tarafından öldürülen Müslümanların acısını hissettiniz mi? Sebep olanları lânetlediniz mi? Pardon siz aydın duyarlılığına! Sahipsiniz lânetlemezsiniz. Protesto ettiniz mi? Osmanlının terk ettiği topraklarda yok olan Türk ve Müslümanlar sizlerin aydın ve sanatçı duyarlılığınızı! Nasıl etkiledi? Yoksa Ermeni kardeşlerinize karşı oluşan duyarlılığınız Türk ve Müslüman kardeşleriniz! İçin oluşmuyor mu?

Bu imzacı takımı iyi takip edelim ey okur. Hangisi yukarıda saydığımız kategorilerden hangisine girerler belirlemeye çalışalım. Mankurtlar hangileri, yumurtadan çıkanlar hangileri, zamanında tehcirden kurtulmak için Müslüman gözüken gizli Hıristiyanlar hangileri, duygusal hainler var mı? Tespit et. Tespit etki bunların birlik ve bütünlüğümüzü bozmasına izin vermeyelim. Kalın sağlıcakla.