İslam ve Yönetim
İslam, sadece itikâdi ve ahlaki değerler içeren bir din değil, aynı zamanda bütün hayatı kuşatan evrensel ve dinamik bir sistemdir. Eğer İslam, Kuran ve Sünnet bağlamında incelenirse, onun insanın kişisel ve toplumsal pratiği ile ilgili hiçbir alanı dışlamadığı görülür. Evrensel bir dinin varlığı, doğal olarak içinde devlet düşüncesini barındırır. Devlet de, yönetim teorisine dayanır. Şayet bu konuda açık bir nass yoksa, bu teoriyi dinin mahiyetinden elde etmek mümkündür.
Kuran’da belirlenmiş bir devlet yapısı ve yönetim biçimi önerilmez; ancak siyasal faaliyetin her zaman uymak zorunda olduğu evrensel kural ve ilkelerden söz edilir. Müslümanlara düşen görev belirtilen bu ilkeler doğrultusunda, içinde yaşadıkları çağın ihtiyaçlarına cevap verebilecek bir yönetim biçimini bulmaktadır.1
Bilindiği gibi hem peygamber hem de belli bir dönemden sonra siyasi bir lider olan Muhammed(as), İslam’ı eksiksiz biçimde hayata taşıdı. Onun siyasal otoritesinin meşruiyet kaynağı, Kuran’a dayanıyordu. Çünkü Kuran, müminleri Allah’a itaatle birlikte sürekli olarak Peygamber(as)’e itaat etmeye de çağırmaktaydı.2
Peygamber(as) vefatından sonra siyasi otoritenin, meşruiyet kaynağını nereden alacağı konusunda farklı görüşler ortaya çıktı. Aslında siyasi otoritenin temel ilkelerinin ve ahlaki kaynağının, Kuran olduğunda bir ihtilaf yoktur. Fakat siyasi otoritenin, icraatta bulunmak için yetki alacağı güç kaynağının tespitinde farklı ölçütler öne sürüldü. Kuran’daki şura tavsiyesinin çağrıştırdığı aklın ve vicdanın çok rahatlıkla görebileceği Müslümanların icmai, icma-i ümmet gibi bir ölçüt,3 her ne hikmetse o dönemde bir türlü görülmedi. Üzülerek belirtelim ki Müslüman coğrafyasının büyük bir bölümünde değinilen ölçüt hâlâ görülebilmiş ve hayata geçirilebilmiş değildir. O gün bu gündür siyasi otoritenin yetki kaynağı, istisnalar hariç genelde Kuran’ın hiç onaylayamayacağı biçimde zulme dayalı güç odakları olagelmiştir.
En çağdaş ve en iyi yönetim biçimi olarak kabul edilen yönetim biçimlerinde bile, siyasetin, bazı liderlerin ve güç odaklarının keyfi yönetimi olmaktan tam olarak kurtulamamış olmasını görmek, yukarıdaki tespiti doğrulamaktadır. Bu aşamada cumhuriyet ideolojisinin ve devlet-toplum ilişkisinin genel bir değerlendirmesini yapmak faydalı olacaktır.
Devam Edecek...
1Bkz. Muhammed Esed, İslam'da Yönetim Biçimi, s.45-46
2Bkz. Enfâl 8/20,24,46; Nisâ 4/59 vb.
3Bkz. Âl-i İmrân 3/159; Şûra 42/38 #