Uzun Bir Yolculuk
Sende başlardı tüm yolculuklarım… Sonlarım başlangıçlarım… Sende yaşadım bütün terk edişleri, aldanışlıkları, yanılışları, yenilişleri, uzakları, yakınları, acıları mutlulukları… Uzak sende daha uzak, yakın sende daha yakın olurdu. Susardım konuşamazdım ezilirdim ben susmayı seninle sevdim biliyor musun hem de gırtlağım patlayana kadar susmayı? Senin karşında kelimelerin anlamı yoktu. Senin yanında şiirler anlamsızdı sen varsan türkü utanırdı…
Ben yolunu kaybetmiş seyyah gibi seni keşfe çıkardım. Sen bazen yol olurdun bende bazen dolambaç bazen okyanus olurdun kırık dökük gönül sandalıyla aşmaya çalıştığım. Sende kendimi arardım çaresizce. Her sokağında her bucağında kendimi bulmak ümidiyle dolanır dururdum… Sana şiir yazardım ama hiçbir şiir seni anlatamazdı bende yırtar atardım… Bu dil bir tek seni anlatamazdı. Bu yürek bir tek sana kızamazdı. Uçurumlarım sende büyürdü, hayallerim sende anlam kazanırdı…
Gözlerine bakardım sonsuzluğu görmek için ne kadar derin ve anlamlıydı. Leyla’ yı kıskandıracak kadar… Bazen okyanus olurdu gözlerin bende dalardım çare bile çaresizleşirdi o zaman. Girdabından korkardım beni yutmasından beni esir, beni sefil etmesinden. Bakardım gözlerine büyülenmiş gibi. Nar olurdu birden yakacağını bile bile yangınına giderdim ateş böceği misali ölümüne, gözlerinin ışığına koşardım. Hapis olurdum müebbet sevdalara gözlerinde, kıskanırdım kirpiklerini benden daha yakınlar gözlerine diye; keşke yaş olsaydım o gözlerde derdim birazdan yanaklarına damlayacağımı bile bile olsun bir an da olsa yakın olurdum onlara hem de ne yakın… Anı paylaşacak kadar yakın olsaydım…
Saçlarına dokunurdum toprağa dokunur gibi uzardı yollar saçlarında “Toprak insanın başlangıcıdır ve sonudur, halk olduğu ve helak olacağı yerdir o yüzden insan toprağın üzerinde kendini güvende hisseder” güvende hissederdim kendimi topraktaymış gibi… Gezerdim saçlarında keşfederdim güzelden daha güzeli bazen çölde olurdum… Dalardım uzaklara su arardım. Bazen bir bahçe olurdu gözümde bütün çiçekleri içinde barındıran ve benim olan… Artık yoksun kapıyı acık bırakıp gittiğin o günden beri benim ne bir okyanusum ne de bir toprağım var… Dünya ya bile bu kadar anlam yüklememiştim sensiz oda yok çünkü…
Cam buğusuna yazılar….