Ayrıkotu
Benden size tavsiye sakın haber izlemeyin ben denedim başarılı olamadım. Seyrettiğiniz bütün haberlerde, sanki bir barajın kapakları kırılmış gibi oradan hızla, tonlarca acı, üzüntü, acımasızlık, karamsarlık, umutsuzluk ve ölüm üzerinize boşalır.
Bu kadar sıkıcı haberle kendinizi, birbirinden bağımsız, havası alınmış kompartımanlarda sanırsınız, sessiz ve uzun tren yolculuğuna çıkarsınız. İstemeseniz de izledikleriniz, ayakkabınız altına yapışan sakız gibi tüm gün benliğinizden çıkmaz. Kurtulamazsınız, üzerinize gelir hem de koşarcasına, meşhur akbaba haberleri.
Dizi dedim, harika fikirdi. Neşelenirim gülerim, sırtımdaki hüzün çantasını kolayca bırakırım, başladım izlemeye. Vadiye dalmıştım, çıkışı olmayan gittikçe de derinleşen, meşhur vadiye. Tabiî ki güzelim ıhlara vadisinden farklı çıktı. Her karesinde farklı ölüm teknikleri öğrendim, intikam hırsının derecesini, kademe kademe değerlendirilmesini şekillendirerek ve örnekler vererek beynime yerleştirdiler. Zehir’in panzehiri var, bu seyrettiklerimin ise var mı acaba, değişen beynimdeki düşüncelere nasıl pandizi bulacağım dedim ve kumanda ile başka ekrana geçtim. Geçmez olaydım.
Biz çocukken (ah keşke çocuk olabilsem) izlediğimiz amerikan dizilerinde, çarpık ilişkileri görür, büyüklerimizde, bize onlar gâvur dizisi bizde olmaz derdi. Cüretimi bağışlayın. Meşhur kavaklar var ya, bizim Sakarya kenarındaki kavaklar değil bunlar, oraya takılmışım meğer. İki erkek ve bir kız. Kız, bir gün birinin ertesi gün diğerinin sevgilisi. Ama erkekler yine arkadaş, sanki bir şey yokmuş gibi. Bizse eşimle uzaktan bakıştığımız, gizlice görüştüğümüz günlerde, birbirimizin evin önünden geçmez, hele arkadaşımızın sevgilisine bırakın yan gözle bakmayı, bakanı da uyarırdık. Hemen kurtarıcı gibi kumandama sarıldım.
Dökülen yapraklara takıldım, yapraklar bana hep hüzün’ü, yazdan kışa girişi, kuşların bulunduğum diyardan göçünü ve üzerinden damlacıkların toprakla buluşmasını hatırlatır. Bu dizi de ise dökülen yapraklar bana, aile kavramını nasıl alt üst ettiğimizi hatırlattı. Burada dökülen yaprakları toprak bile kabul edip, içine alıp çürümesini istemez, neyleyim böyle gübreyi der. Ya sizler?
Bazı otlar vardır hemen sökülür, kimisi ise tek köklüdür asılırsınız ve elinize gelir, diğerleri ise yumurta gibidir toprak üstündedir küçücük bir dokunuş yeter. Ayrıkotunun ise kökleri her tarafa yayılır, sarar ve boğar, sökmeniz zor olur. Ayrıkotunu sökseniz de dört bir yana yayılan köklerini temizleyemezsiniz, tekrar çıkar. Bu ayrıkotu dizileri biz zor sökeriz. Ertesi gün küçük bir araştırma yaptım, bu dizileri herkes biliyor ve zevkle izliyorlar. Ayrıkotu sarmış dört bir yanımızı.
#