Duanız Olmasa
Her şeyi yaratan Allah olduğundan bütün yaratıklarda O’na doğru bir yöneliş vardır.1 Yaratılmış varlıkların en üstünü ve değerlisi de insandır.2 Allah insanı yaratıp, onu kendi varlığından haberdar etmiştir. Bu da insanın özü itibarı ile Allah’ı tanıma ve O’na inanma yeteneği ile donatıldığını gösterir.3 Ayrıca, Kuran’da insana Allah’ı Rabb olarak tanıma özelliğinin verildiğinden söz edilir.4 Bu özelliğinden dolayı insan, Rabb’inden uzak kalamaz ve ona her zaman ihtiyaç duyar.
İnsan, bu ihtiyacını ancak Allah’a kulluk ederek karşılayabilir. Çünkü onun yaratılış gayesi ve esas görevi Allah’a kulluktur.5 Kulluk faaliyetlerinin en önemlilerinden biri de duadır. Dua kelimesi, sözlükte ‘çağırmak, istemek, yalvarmak ve yardım talep etmek’ gibi anlamlara gelir.6 Bu kelime ‘Büyükten küçüğe, aşağıdan yukarıya vaki olan talep ve niyaz’ anlamında bir isim olmuştur. Bunun için, ‘insanın Allah’ın yüceliği karşısında aczimi itiraf etmesine, sevgi ve tazimle O’nun lütuf ve ihsasını istemesine veya bu amaçla icra edilen ibadet şekline’ dua denir.
Dua insanın halini Allah’a arz etmesi, O’na niyazda bulunması, Rabb’ine doğru yönelip diyalog kurmasıdır. Dua, insanın kibirlenme ve istiğnadan vazgeçip, Allah’ın mutlak kudretini, adaletini ve merhametini kavramasından doğan bir boyun eğmedir. O, insanın kendi ihmallerini ikmal eden bir ikbal kapısı değildir. Kuran’daki dua örneklerinin büyük bir bölümünün, dünyevi nimet ve menfaatlerden ziyade, bağışlanma, hidayet ve Allah yolunda yardım isteme niteliğinde olması,7 değinilen gerçeği desteklemektedir. Şu halde, insan kendi sorumluluğunu bütünüyle yerine getirdikten sonra, karşısına çıkabilecek engellerin aşılması hususunda Allah’tan yardım isteyebilir. Kişinin duayı, bir sihir tekniği gibi algılamaması ve uygulamaması gerekir.
Kuran’da, insanın çaresizlik içinde ve zor şartlarda duaya başvurması üzerinde ısrarla durulur. Dini yönelişin belirgin veya zayıf hale geldiği durumlar açıklanırken, aynı zamanda bu yönelişin insan tabiatında fıtri ve genel bir motif olarak bulunduğu ortaya konulur. Ayetlerin beyanına göre, insan bir tehlike veya sıkıntıya düşerse, bütün samimiyetiyle Allah’a yönelir. Bıkmadan usanmadan dua edip, iyilik ve başarı ister. Fakat kendisini emniyet içinde ve başarılı gördüğü durumlarda dua isteği zayıflar, kendi güç ve yeteneğine güvenip Allah’tan yüz çevirir.8 Buradan şöyle bir sonuca varılabilir. Din duygusu zayıfladığı zaman insan hayatında olumsuz gelişmeler görülebilir. Bunu önleme k için insan şuurunda dini inanç ve duygunun mümkün olduğu kadar canlı ve etkili bir halde bulunması gerekir. Bu da dua ve ibadetle sağlanır. Bu yüzden Kuran’da insanların Allah’a dua etmeleri istenmiş ve bu dua O’na kulluk etme belirtisi olarak kabul edilmiştir.10 Şu halde, dua ve ibadette amaçlanan şey, insan şuurunda insan şuurun canlı ve devamlı kalmasını sağlamaktır.
1- Bkz: Enam 6 / 102; İsra 17/44; Ra’d 13/13 vb.
2- Bkz: Tin 95/4
3- Bkz: Rum 30/30
4- Bkz: A’raf 7/172 – 173
5- Bkz: Bakara 2/21; Zariyat 51/56
6- Bkz: İbn Manzur, Lisanu’lArab IX. 257 -262
7- Bkz: Fatiha 1/5-7; A’raf 7/155-156; Hud11/47, Mü’min 40/7-9 vb.
8- Bkz: Yunus 10/12; İsra 17/11, 67; Lokman 31/31; Fussilet 41/49-51 vb.
9- Bkz: Mü’min 40/60
10-Bkz: A’raf 7/55-56; 205-206 vb.