Askeri Darbe Bağırışları Altında Sivil Darbe mi oluşturuluyor?
Aslı ortalıkta olmayan bir fotokopi bahane edilerek Türkiye’nin gündemi yine karıştırıldı. Yandaş medyayı tutabilene aşk olsun. Askeri darbe bağırışları altında Türk Ordusu töhmet altında bırakılmakta, Türk halkının gözünden düşürülmeye, Türk milletinin bağrından çıkmış milli ordumuz olabildiğince karalanmaya çalışılmaktadır. Geçmişte meydana gelen darbeler bahane edilerek “Askeri darbe hazırlıkları var” yaygarası devam ettiriliyor. Kim veya kimler tarafından oluşturulduğu belli olmayan bir kâğıt parçası gerçekmiş gibi gösterilerek sürdürülen bu yaygaranın esas gayesi yapılmakta olan “Sivil Darbeyi” gözden kaçırmak, alalamak olmasın sakın?
ABD Irak’tan çekilme hazırlıkları yapmaktadır. ABD bu bölgede menfaatlerini koruyup, kollayacak; Irak’ın kuzeyinde oluşturulan ve 2.İsrail görevi görecek olan Kürt bölgesinin hayatiyetinin devamını sağlayacak bir düzenleme yapmak istemektedir. ABD ve Küresel Güçler Türkiye’yi bir federal ülke haline getirmek ve Irak’ın kuzeyini bu federasyonun içine alarak bu bölgeyi diğer ülkelerden (İran, Suriye, Irak ve Türkiye) korumak istemekteler. Bunun için yıllar önce yerli işbirlikçileri vasıtası ile “Yeni Osmanlıcılık” akımı adı altında bir akım başlattılar. Buna göre Türkiye federatif bir ülke haline getirilecek ve bölge ülkeleri bu federasyona alınarak milli devletler yok edilecekler. Yerel yönetimlere ağırlık verilerek merkezi yönetimin etkinliği kırılacak ve yerel yönetimler yolu ile sömürü devam ettirilecek. Tabii bu oluşum Türk Milletine Osmanlı’nın şanlı günlerine dönüş olarak takdim edilecektir. Oluşuma küresel sermayenin emrinde hareket eden hilâfet makamını da ilave ederseniz değmeyin sömürgecilerin keyfine. Hilâfet makamı için adayları da belli. Dinler arası diyalog adı altında Papa’lık makamı ile görüşmeler yapan zat en kuvvetli adaylarıdır.
ABD, AB ve Küresel Güçler sürekli üniter devlet(Bir merkeze bağlı tek bir hukukun yürürlükte olduğu idari yapılanma) yapısından çıkarak eyalet sistemine geçmemizi istemekteler. İstemek bir yana adeta zorlamaktalar. Bunun için Anayasa’nın değişemez maddelerinin değiştirilmelerini ve Ulus Devlet olmamızı sağlayan Atatürk İlkelerinden vazgeçmemizi ısrarla ifade etmekteler. Ulus Devlet yapısından çıkmamıza yol açacak bazı adımları ABD’ye hayır diyemeyen hükümetimize attırdılar bile.. Beraberce haberleri izleyelim.
-AB tarafından dayatılan ve Türkiye’nin eyaletleştirilmesi yönünde atılan ilk adım olarak görülen “Kalkınma Ajanları” dün resmen kuruldu. Hükümet, 23 ili kapsayan 8 bölge bölge kalkınma ajansı kurdu. Bakanlar Kurulu’nun “Bazı Düzey 2 Bölgelerinde Kalkınma Ajansları Kurulması Hakkında Karar”ı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe konuldu.
-Kalkınma Ajansları, uzmanlar tarafından Osmanlı İmrapatorluğu’nun son dönemlerin de Avrupa tarafından dayatılan bir genelgeye benzetiliyor. Merkezi iradenin etkisini zayıflatıp, yerel yönetimleri kısmen bağımsız kılan genelgeyle 20.06.1913 tarihinde Sadrazam Sait Halim Paşa tarafından yayınlanan Geçici vilayet kanunu ile devam eden parçalanma ve çöküş süreci daha da hız kazanmıştı
-Buna göre İstanbul, Karaman-Konya, Amasya-Çorum-Samsun-Tokat, Bayburt-Erzincan-Erzurum, Bitlis-Hakkari-Muş-Van, Adıyaman-Gaziantep-Kilis, Diyarbakır-Şanlıurfa ve Batman-Mardin-Şırnak-Siirt bölge kalkınma ajansları kuruldu. Kalkınma kurulu, illerin dengeli şekilde temsilini sağlayacak yapıda toplam yüz üyeden oluşacak. Kalkınma kurulunda, kamu kurum ve kuruluşları ile özel kesim ve sivil toplum kuruluşları temsil edilecek. Bu kurul ‘kalkınma için’ yabancı ülkelerle doğrudan temasa girebilecek.
-Eyalet sistemini yerleştirmek için atılan ilk adım Kalkınma Ajansları değildi. Cumhuriyet’in kuruluşunda şeri mahkemelerle birlikte kaldırılan ve Eyalet sistemine özgü bir yapı olan bölge (istinaf) mahkemeleri kurulmaya başlanmıştı. İlki Diyarbakır’da AB parasıyla açılan mahkemenin 9 ilde daha kurulması kararlaştırılmıştı.
Şu Avrupa Birliği’ne bakın anlaşmalara göre Türk çiftçisine ödemesi gereken parayı ödemediği halde istinaf mahkemelerinin parasını seve, seve ödüyor. Bu yapılanlar da Türk Milletine; Osmanlı’ya yeniden dönüş adı altında yutturulmaya çalışılıyor. Hâlbuki Osmanlının son yüz yılı bu tür imtiyazları ortadan kaldırmaya uğraşmakla geçmiştir. 3.Selim ile başlayan merkezileştirme çabaları batılılar ve yerli işbirlikçileri tarafından engellenmiştir. Cumhuriyeti kuranlar bütün bunları bilerek devleti üniter yapıda ulus devlet olarak kurmuşlardır. Emperyalistlere ve yerli işbirlikçilerine bakın Osmanlı’yı Osmanlı yapan ruhu unutturarak Osmanlı’yı Sevr’e götüren yapılanmaları gündeme getirmekteler.
Dayatmaları bunlarla da bitmiyor. Anayasanın değiştirilemez maddelerini değiştirerek Türkiye’yi federal bir devlet haline getirmenin yollarını arıyorlar. Bu oluşumlara karşı çıkarak halkı aydınlatacak kişiler çeşitli vesilelerle hapse atılmakta suçlarını bile bilmeden yıllarca yatırılmaktadır. Karşı çıkacak devlet kurumları ve mensupları komplolarla karalanmakta halkın gözünden düşürülmeye çalışılmaktadır. Milli duruş sergileyecek kişi ve kurumlar susturularak yapılacak sivil darbe (Anayasayı değiştirerek federatif yapıya geçiş) Türk halkının gözünden kaçırılmaya çalışılmaktadır.
Cambaza bak anlayışı ile askeri darbe bağırışları altında sivil darbe mi geliyor? Uyanık olalım.
#